Futbol otoriteleri gündemi değerlendirdi

Arda Turan'ın ismi Galatasaray'la anılmaya başladı. Terim 'Arda futbolu burada bırakmalı' dedi. Sizce Arda, Cimbom'a dönmeli mi? UZUNDURUKAN: Yahu nedir bu Arda Turan hayranlığı medyamızda! Arda, Milli Takım'da oynuyor mu? YOK! Arda, Başakşehir'de oynuyor mu? YOK! Arda Turan nerede oynuyor da Galatasaray'a gidecek? Okan Buruk'un oynatmadığı Arda Turan'ı Fatih Terim mi oynatacak? Bu nasıl bir mantıktır, bu nasıl Arda'yı Galatasaray'a gönderme mücadelesidir? Arda Turan, Galatasaray'a gitsin diye lobi yapanlar, kulis yapanlar, kendileri inanıyor mu acaba Arda'nın Galatasaray'da oynayacağına? Arda inanıyor mu Galatasaray'da forma giyebilecek kapasitede olduğuna? Galatasaray yönetimini ve Fatih Terim'i zor durumda bırakmak için 'Arda Turan-Galatasaray seferberliği' yapılıyor. Ama Başkan Mustafa Cengiz de Fatih Terim de bu tuzağa düşmez! Boşuna uğraşmayın! TOROĞLU: Arda Turan ile Burak Yılmaz, Fatih Terim'in kariyeri ile oynayan iki isimdir Milli Takım'da. Ve Milli Takım'da Terim'in kimyasını bozarak yapılmayacak hataları yaptıran iki adamdır Arda ile Burak. Bütün bunlardan sonra Terim Arda'nın dönüşüne 'evet' derse ayağına kurşun sıkmış olur, hatta beynine. KAPSAL: Hayatta her insan ikinci şansı hak eder. Arda geçmişte çok yanlış hareketlerde bulundu ve de Bilal Meşe gibi bir büyüğünden hâlâ özür dilemedi. Fatih hocanın söylediği gibi, G.Saray altyapısından başladığı, top toplayıcılığı yaptığı, Atletico Madrid'e giderken çok ciddi bir para kazandırdığı kulübünde futbolu bırakması en doğrusu ve ona yakışanı olacaktır. Yoksa Arda nerdeyse vatansız olarak (kulüpsüz) futbolu bırakacak. Onun için Arda'nın geçmişe bir sünger çekip, güzel bir gelecek için, fazlasıyla öz eleştiri yaparak G.Saray'a ve ona yakışır bir şekilde geri dönüşüyle bu şansı en iyi bir şekilde kullanmalı. KORKMAZ: Arda Turan'ın Galatasaraylılığı sorgulanamaz. Günün birinde futbolu bırakacaksa bu muhtemelen sarı-kırmızılı formayla olacak gibi görünüyor. Ancak şu an için, teknik, idari, sportif açıdan Arda- Galatasaray birlikteliği için hayli erken. Belki ilerde bu olabilir. ATOM KARINCA Beşiktaş'ta 36 yaşındaki Atiba'nın son maçtaki 3 asist ve 1 gollük olağanüstü performansını neye bağlayabiliriz? UZUNDURUKAN: Atiba, Beşiktaş'ın Atom Karıncası... O Atom Karınca, Rıza Çalımbay'dı... Günümüzde Beşiktaş'ın yeni Atom Karıncası Atiba'dır. Atiba'nın düzenli bir aile yaşantısı var. Kendisine çok iyi bakıyor. Hatta hastalanınca hiç ilaç kullanmıyormuş. Yani vücuduna kimyasal madde sokmuyormuş. Doğal ve organik şifa yöntemlerini tercih ediyormuş. Atiba futboldan keyif alarak oynuyor. İşini seviyor. İşini seven ve çok çalışan her zaman başarılı olur. Atiba da böyle bir futbolcu... TOROĞLU: 36 yaşındaki astım hastası, belli ilaçla oynayan Atiba, Beşiktaş'ı çok maçta kurtarıyorsa vah Beşiktaş'ın haline. Onlar da ite kaka gidiyorlar. Dikkat edin büyüklerin hep ağladığı yer hakemler. Hakemler için Sivas'ın, Başakşehir'in, Alanya'nın fazla konuştuğunu görüyor musunuz. Hayır. Düşünün arkadaşlar, 4 büyük takımın para değeri 360 milyon euro. Sivas, Başakşehir, Malatya ve Alanya'nın para değeri 60 milyon euro. Ağlayanlara bakın; karınca gibi çalışanlara bakın. İşte Türk futbolunun hali. TFF, MHK, Disiplin, Tahkim ortadan kessin 3 büyükler daha çok sürünürler. KAPSAL: Atiba çok iyi bir profesyonel, aidiyet duygusu yüksek bir oyuncu. İyi antrenman yapan, iyi beslenen ve dinlenmesine dikkat eden örnek ve modellenmesi gereken gerçek bir savaşçı. Atiba son mohikan gibi. Bu tip oyuncuların ülke futbolumuzda sayısı gittikçe azalıyor. Atiba'nın yalnız Beşiktaş camiasının değil, bütün Türk futbolunun saygısını fazlasıyla hak ettiğini söyleyebiliriz. KORKMAZ: Atiba, tüm zamanların en iyi yabancı futbolcu transferi sıralamasında pek çok kişiye göre birinciliğe konur; hakkıdır da... Son birkaç haftada (Avcı'nın telkin ve direktifiyle olsa gerek) teknik, taktik ve takım liderliği açısından çok çok daha fazla inisiyatif alan bir role soyunduğunu gözlemliyoruz. Açıkça ifade edeyim (kimse alınmasın); Beşiktaş'ta ''birinci kaptanlık'' için en doğru isim olduğunu düşünüyorum. YANAL'IN KOLTUĞU SAĞLAMLAŞTI Fenerbahçe, son iki haftada Beşiktaş ve Çaykur Rize'yi yenerek kritik virajı döndü. 6 puan Ersun Yanal'a ekstra kredi sağlamış mıdır? UZUNDURUKAN: Ersun Yanal, son iki maçtan çıkardığı 6 puanla koltuğunu sağlamlaştırdı. Devre arasına mutlu ve daha güçlü girdi. Ligin ikinci yarısında üst üste yenilgiler olmadığı sürece Ersun Yanal, Fenerbahçe'nin başında yarışa devam eder. Ama Comolli'nin de yönetimin de Ersun Yanal'a daha rahat çalışma şartları sunması gerekir. Çalışma şartları derken, hocayı eleştirmek, işine karışmak, hareket sahasını kısıtlamaktan bahsediyorum. Bunlar yapılmazsa kafası rahat olan bir Ersun Yanal, ikinci yarıda daha başarılı bir performans ortaya koyar... TOROĞLU: Yöneticiler de bunun farkında. Zaten dikkat edin, Beşiktaş ve Rize maçlarından sonra yöneticiler Ersun için 'Teşekkür ederiz' bile demediler, hep futbolculara konuştular. Ne oynandığı belli. Ersun konuşacaktı bir türlü konuşamıyor. Bu şartlarda işleri biraz zor. Ne olur. F.Bahçe yöneticileri devamlı hakemden bahsediyorlar. ZORLU toplantısını da zorla yaptırdılar. Şimdi de artık tahmin ediyorum Zekeriya Alp'i istemiyorlar. Çünkü Alp düzgün adamdır. Gereğini yapacaktır. Adaleti ortadan kesecektir ZANNEDİYORUM! KAPSAL: Kuşkusuz bu 6 puan Ersun Yanal'a kredi sağlamıştır. Yanal, geçen hafta boş yere verdiği beyanatla bir krize neden olmuştu. Depresyonda olan, eski sevgilisini unutamayan bir insan gibi hareket etti. Yanal her seferinde, geçen haftaki Beşiktaş galibiyetinden sonra da hatta en büyük sevincinde bile yalnızlığını dile getiriyor. Yalnızsın ya da takdir edilmiyorsundur. Veya yalnızlığı seçen de sen olabilirsin. Ama Ersun hoca şunu unutmamalı: 'F.Bahçe gibi Türkiye'nin en güzide takımlarından birisindesin ve teknik adamlık yapıyorsun. Ali bey ve yönetim kurulunun sana vermiş olduğu sonsuz destek var.' Onun için Yanal'ın depresyona girme lüksü yok. Geçen hafta yapacağı basın toplantısını Ali Koç'un müdahalesiyle iptal edilmesi doğru bir hamleydi. KORKMAZ: Beşiktaş derbisi ve Çaykur Rize deplasmanında elde edilen galibiyetlerle Ersun Yanal sezon sonuna kadar kredi kazandı kanaatindeyim. Yanal, yönetim, Comolli ve takım arasındaki kimya bu iki galibiyetle hayli sağlamlaştı. Devre arası kampındaki performansı diğer büyük kulüplerde olduğu gibi hayli kritik.