G.SARAY'I İZLERKEN...
Michelangelo'nun kendi yarattığı Hz. Musa heykeli ile ilgili bir efsane vardır. Michelangelo, öylesine mükemmel bir heykel yaratıyor ki canlı gibi ve heykele öfkeyle bağırıyor 'Konuş, konuş' diye. Ve o öfke içerisinde çekici vurup dizini kırıyor. Yani o dizdeki kırığın sebebi bu. Galatasaray'ı Trabzon maçında seyrederken bu efsaneyi hatırladım.
ZAVALLI G.SARAY'I...
Hamza Hamzaoğlu Galatasaray'ın Michelangelo'su. Bir ölüyü diriltti. Yani 'Perişan, ne olacak bu Galatasaray'ın hali' denilen zavallı durumdaki Galatasaray'ı aldı, bir Fenerbahçe mağlubiyetine rağmen ligin lideri yaptı, şampiyonluğun en büyü adayı yaptı ve sonra aynı Michelangelo gibi kendi yaptığını, eline aldığı çekiçle kendisi paramparça yok etti. Yani Hamza şöyle diyebilir; 'Kendim yaptım, kendim yıktım. Sanane!' Ama ben bir yorumcu olarak bunu diyemiyorum.
DERHAL GÖNDERİLMELİ
Ya Hamza ne yaptığının farkında değil, başarısı tesadüf. Bilimde vardır ya hani; tesadüfen bir şey ararken başka bir şey bulursun. Galatasaray'ı bir deneme tahtası olarak kullanıyor, kendi kendini tatmin etmek için kullanıyor ki bir teknik direktör için bundan daha kötü bir vasıf olmaz. Böyle bir teknik direktör derhal kovulmalı.
ALBAYRAK TRİBÜNDEN...
İpler Hamza'nın elinde değil. Birisi kenardan Abdurrahim Albayrak'a talimat veriyor. Abdurrahim Albayrak da tribünden bunu Hamza'ya duyurayım derken tansiyonu yükseliyor, krizler geçiriyor.
YÖNETİMDE OLSAYDIM...
Böyle bir teknik direktör derhal kovulmalı. Yani ben şu anda Galatasaray'ın yönetiminde olsaydım, hele Trabzon maçından sonra Hamza'ya derhal el çektirirdim.
