26 Haziran 2022 | Pazar

En büyük kim?

Futbol çok büyük bir ekonomi ve artık sahadaki sonuçlar hiçbir kulübe yeterli gelmiyor. Başarıyı gelire çevirmek, transfer döneminde harcadığından fazla kazanmanın yollarını aramak ve bulmak, yakın gelecekte güçlü olmanın kestirme yolları gibi görünüyor. Yönetimler sorumlu davranıp dikkatli harcamalar yaparken taraftar kulübüne sadece forma alarak değil her alanda sahip çıkacak, hatta kulübün sponsorlarının ürünlerine büyük ilgi gösterecek ve böylece gelirlerin artmasına direkt katkı sağlayacak.

TARAFTAR ÇOK FARKLI

Açık söyleyeyim F.Bahçe bu açıdan diğer tüm kulüplerden daha şanslı, çünkü taraftarının kulübünü sahiplenme katsayısı ezeli rakiplerinden çok daha fazla. Son kombine satışları bu gerçeği bir kez daha hatırlattı herkese. Henüz transfer dönemi bitmemiş, takımın şekli-şemali belli olmamışken satışa çıkan kombineler anında tükendi. 35 bin kombine ışık hızıyla satıldı ve sarı-lacivertli kulübün eli artık daha güçlü.

GERÇEK ORTAYA ÇIKACAK

Beşiktaş ve G.Saray da kombine satışlarına başlıyor. Bakalım orada manzara nasıl olacak? Hangi taraftar grubu, teknik adamı ya da yapılamayan transferleri bahane edip kombine almaktan imtina edecek ya da her şart altında kulübüne sahip çıkacak bunu yakında anlayacağız.

GELiRLER FAiZE GiDiYOR

Kombineler sadece bir örnek.
Loca, forma ve tüm ürün satışları çok önemli. Hatta sponsorların ürünlerine gösterilen ilgi dahi artık büyük fark yaratacak. Kulüplerin durumu malum, yıllık kazançları ortalama bir milyon lira civarında, buna karşılık tüm borçlarına bir yılda ödedikleri faiz de aşağı-yukarı aynı rakama tekamül ediyor. Yani... Yanisi şu; kulüplerin borçlarına borç katmamak için çok akıllı hareket etmeleri ve yeni gelir kaynakları bulmaları şart.

EKONOMiK REKABET ŞART

Hal böyleyken bizim rekabetimiz ekonomik gerçeklerden uzak ve daha çok kısır döngülerle kuşatılmış durumda... Kazananın kaybedenin haklı şikayetlerine dahi "Ağlayana emzik" tavrıyla yaklaştığı ya da kaybedenin, kazananı sürekli suçlayarak sevincini kursağında bırakmaya çalıştığı bir düzene hep birlikte alıştık gibi. Bir futbol ekolü oluşturmak aklımızın ucundan geçmezken, iç rekabeti ilk hedef yaparak Avrupa futbolundan da kopuyoruz yavaş yavaş.

AZ ÖTEDE UÇURUM VAR!

İşin transfer yarışı bambaşka bir komedi. Bu sezon yaşananlara bakın. Sanki dünyada başka oyuncu kalmamış gibi Sörloth'tan, Kazımcan'a, Muleka'ya, Abdülkerim Bardakçı'ya kadar üç büyükler hep birbirlerinin oyuncularına talip oldu. Peki sonuç? Oyuncuyu kim alırsa alsan kazanan menajerler oldu ve kulüpler kaybetti. Hadi yerli kıymetli olduğu için bazı transfer çarpışmalarını doğal karşılayalım ama yabancı konusunda da bizim üç büyüklerin her birinin gözü diğerinin kümesinde! Yazık! Böyle battılar. İşin vahim yanı şu ki; biraz ötede uçurum var!.

KENETLENMEK GEREKLi

Artık uyanmalı ve bir şeyler yapmalıyız. Günü kurtarmak, şampiyon olunca dünyayı fethettiğini zannedip o sevinçle bataklığa biraz daha saplanacak savurganlıklar yapmak kimseye bir şey sağlamaz.

Sportif başarı elbette ilk hedeftir ancak ekonomik başarı da artık en az onun kadar önemlidir. Biri olmadan diğeri olmaz. Camiaların kenetlenmeleri ve tüm güçlerini kulüplerinin hizmetine sunmaları şart. Aksi halde güneşteki kar tanesi gibi eriyen futbolumuz ve borç batağındaki kulüplerimiz için gelecek karanlık.

F.Bahçe taraftarının tavrı tüm camialara örnek olmalı. Hangi taraftar grubu kulübüne daha çok katkı yapacak? Bence bu sorunun cevabıyla, "gelecek yıllara hangi takım damga vuracak" sorusunun cevabı aynıdır. Tabii anlayana.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor