Ligde ve kupada emin adımlarla ilerleyen Trabzonspor, çifte kupa yolunda nelere dikkat etmeli?
Zeki Uzundurukan: Trabzonspor özgüveni yüksek bir takım... Geçen sezona kadar kırılgan bir takımdı. Geriye düştüğü maçları çeviremiyordu. Ünal Karaman'ın gelişi, Başkan Ahmet Ağaoğlu'nun bir başkandan da öteye geçerek, takımla adeta bir baba şevkati ile ilgilenmesi, başarılı işlere imza atması ve burası çok önemli... Trabzonspor'da takımdaşlık ruhu sahada da saha dışında da gözle görülüyor. Özevlatlar elbette ki takıma gönülden bağlı ve Trabzon şehrini ve taraftarını çok seviyor. Ama Sosa, Pereira, Ekuban, Nwakaeme, Sörloth gibi üst düzey yabancı futbolcuların da kendilerini birer Trabzonlu gibi hissetmeleri, şehre olan bağlılıkları... Bir çok engelin aşılmasında başrol oynadı. Trabzonspor, bu sezonu belki de 3 kupa ile kapatacak. Bunun şifreleri de EMEK + ALIN TERİ + TAKIM BÜTÜNLÜĞÜ + HIRS + İNANMIŞLIK + ÖZGÜVEN + SEVGİ olarak özetleyebiliriz. Evet Trabzonspor, Fenerbahçe, Beşiktaş gibi çok hakem hatalarına kurban gitti. Hatta hakemler, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı yaptıkları hatalarla yarışın dibine ittiler. Trabzonspor'u da devre dışı bırakmak için hala çaba gösteriyorlar. Başakşehir maçında Nwakaeme'nin penaltısının verilmemesi, Göztepe maçında aleyhine verilen penaltı, Fenerbahçe kupa rövanşında Sörloth'un penaltısının verilmemesi (verilse durum 2-0 olacak ve belki de Fenerbahçe o anda maça havlu atacak.) Şunu da söyleyelim ama... İkinci yarıda Hosseini'nin de topa elle müdahalesi var. O da penaltı. Yani Cüneyt Çakır, iki takımın birer penaltısını vermedi. Bu takımın Ersun Yanal'dan sonra bu kadar ivme kazanıp başarıdan başarıya koşmasının arkasındaki kahramanların da hakkını vermek lazım. Kim bunlar? Başta Ahmet Ağaoğlu ile fedakar ve güçlü yöneticileri, Ünal Karaman, Hüseyin Çimşir, Kaptan Sosa, yerel medya, taraftar bütünleşmesi, eski futbolcular ve eski yöneticilerin muhaliflik kimliğinden sıyrılarak, Trabzonspor'un başarısı için kenetlenmeleri ve yönetime verdikleri destek... Trabzonspor'un önünde şimdi 1 kupa finali ve 7 kritik lig maçı var. Her maça final gözüyle bakmalı bordomavililer... Ve en önemlisi hakemler ve VAR... Başakşehir, Göztepe, Fenerbahçe (ki bu maçlar en son oynanan maçlar; ligin ilk yarısında da çok maçta hakem kurbanı oldu Trabzonspor. Üzerinden aylar geçtiği için yazmıyorum) Demek ki bu final maçlarında hakem engelini de geçebilmek için futbolda klasik bir tabir vardır: 'Hakemi de yeneceksin!' Trabzonspor kalan maçlarda bunu da yapmalı... Önüne türlü türlü engeller çıkacak. Oyunlar, tuzaklar dönecek orta yerde. Fenerbahçe maçında da gördük. Sörloth, Serdar Aziz'e faul yapmıyor. Serdar kontrolsüz bir çıkış yapıp yere düşüyor. Serdar'ın Sörloth'a en ufak bir sitemi yok. Ama kenarda Emre Belözoğlu bu pozisyondan sonra adeta çıldırıyor. Sörloth da Emre'ye 'Lütfen sus' diyor. Aslında şunu demek istiyor Sörloth, 'Bak sarı gördün. İtirazlarına devam etme. Kırmızı görünsün yoksa' diye iyi niyeti ile uyarmaya çalışıyor. Ama bir anda bazı kötü niyetli taraftarlar, faturayı Sörloth'a çıkarmaya kalktılar. Allah'tan Sörloth'un sahadaki efendiliğini, sadece futbolu ve golünü düşündüğünü futbolseverlerin yüzde 99'u biliyor. Bu algılar çok tehlikeli. Bu final maçlarında Trabzonspor teknik heyeti de, futbolcular da çok uyanık ve akıllı olmalılar. Gaza gelmemeliler... Haksızlığa uğradıklarında zaten Başkan Ağaoğlu, takımın haklarını savunuyor. Hüseyin Çimşir ve futbolcuları sadece sahaya odaklanmalılar... Gerisi zaten çorap söküğü gibi gelir. 'O SENE BU SENE Mİ;? sloganının gerçekleşmesine çok az kaldı. Çünkü ligin en iyi futbolunu oynayan ve maçlarını çatır çatır kazanan bir Trabzonspor var ortada. MHK ve hakemleri, her takıma eşit mesafede olmalı ve VAR, var olduğunu gösterip, hakemin yaptığı hatayı görüp uyarmalı. MHK Başkanı, hakemlerine her hafta yönetecekleri maçlardan önce şunu söylemeli: 'Korkusuzca, eyyam yapmadan, gri pozisyonlarda VAR'a danışmadan kararlar vermeyin! Sadece maça odaklanın ve hata yapmayın!' demeli...
Reha Kapsal: Trabzon'un dikkat edeceği en önemli şey rehavet. Takımın rehavete girecek bir yapısı da yok. Sosa başta olmak üzere lider oyuncuları var. Hüseyin Çimşir ve ekibi de bu motivasyonu sağlamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Başarı için bundan sonra Trabzon'a ligde ve kupada şampiyonluğu getirecek en önemli iki kelime: Korku ve sadakat... Korku bazen iyidir, neler kaybedip neler kazanacağını bilmeniz açısından. O kordu yüksek derecede sizi motive eder. Başarılı olamama korkusudur bu. Onun için kenetlenmiş bir yapı olur. Trabzonspor'da tüm camia şampiyonluğu bekliyor. Bu oyuncuların üzeninde baskı yaratacaktır. Kaybetme korkusunun yaratacağı sıkıntıyı olumlu yönde odaklanarak yollarına devam etmeliler. Sadakat da bir oyuncunun kulübe aidiyet duygusudur. Taraftara, camiaya sevgi saygısıdır. Bunu kalpten yapmaları gerekir. Korku ve sadakat, takımı bir arada tutan, başarıya götüren en önemli unsurdur. Trabzonspor'un kupa yolculuğunda sakat oyuncuları olmasına rağmen ritmi, temposu var. Oyuncular daha özgüvenli oynuyor. Ne yaptığını bilen, anlaşılabilir futbol oynayan, özellikle rakip alanda pozisyon bulan akıcı bir futbolu var. Maçlar oynanmadan kazanılmıyor ama kupada bordomavilileri bir adım önde görüyorum.
Serkan Korkmaz: Gelinen noktada Trabzonspor, futbolseverlerin tamamına yakınının takdirini toplamayı başardı. Bordomavililer yelkenlerini rüzgârla doldurdu ve hedef büyüttü. Camianın hasretini çektiği lig şampiyonluğu hedefinin yanı sıra Ziraat Türkiye Kupası'nın da favorisi an itibarıyla Trabzonspor. Bu sezonun kalan bölümünde camianın mottosu; "çifte kupa". Nwakaeme'nin sakatlığı Ekuban böyle oynadığı sürece çok hissedilmeyecektir. Sosa da dönünce Trabzonspor iyice rahatlayacaktır.
HÜSEYİN CİMŞIR ÇAĞ ATLATTI
İlk hocalık deneyimi nedeniyle başlarda tartışılan Hüseyin Çimşir, Trabzonspor'un başında çıktığı 10 lig karşılaşmasında yenilgi yüzü görmedi, 7 galibiyet, 3 beraberlik aldı. Genç teknik adamın yakaladığı başarıyla ilgili neler söylersiniz?
Zeki Uzundurukan: Hüseyin Çimşir, Trabzonspor'un özevladı... Ünal Karaman'ın yaptığı başarılı işlere kaldığı yerden devam ediyor. Hatta Hüseyin hoca, Trabzonspor'a adeta çağ atlattırdı. Şöyle ki, Ünal hoca döneminde de Trabzonspor çok iyi oynuyordu. Ama öne geçtiği maçları bir anda kaybedebiliyordu. Skoru tutamıyordu Ünal hoca. Hüseyin Çimşir, Trabzonspor'un bu hastalığını hemen hemen çözdü. Hala defansta sıkıntılar var. Ama Trabzonspor taraftarı, artık daha rahat izliyor maçları. Hüseyin hoca, dünyanın önde gelen hocalarının oynattığı futbolu oynatıyor. 'Hücum zenginliği olacak, ama takım halinde savunma yapılacak...' Trabzonspor Hüseyin Çimşir ile bunu başardığı için şu anda 3 kupaya doğru emin adımlarla koşuyor. Hüseyin hocanın bir artısı da öğrenmeye aç, özeleştiri yapan, her maç kendini daha da geliştiren, hatalarında ısrar etmeyen, kibirden uzak bir teknik adam. Şu anda ligin en başarılı hocası... Böyle giderse; Trabzonspor'un yeni Şenol Güneş'i olur... Hüseyin hoca, duruşu ile sadece Trabzonspor sevdalılarının değil, tüm takım taraftarlarının da daha şimdiden sempatisini kazandı...'
Reha Kapsal: Hüseyin Çimşir her geçen günümüzün değişimine ayak uydurarak olumlu yönde değişti. Hüseyin hocanın geldiği ilk günden beri takımı daha iyi şekilde motive ettiği de apaçık ortada. Oyuncu değişikliklerini ve saha içi formasyonlarını daha iyi yapan bir Trabzonspor var. Takım savunmasını ve bireysel savunmada son dönemde sıkıntı yaşasa bile öncekiler gibi değildi. Aynı şekilde oyun için gel-giti de daha dengelenmiş, minimuma inmiş durumda. Hüseyin hocayla hücum organizasyonlarını daha doğru yerine getiren, enerjisi yüksek, şampiyonluğa inanmış, yüksek konsantrasyonlu bir Trabzonspor var ortada. Bunun da baş mimarı teknik direktör Hüseyin Çimşir. Çünkü sahada bir oyun varsa bu işi sahaya kadar getiren teknik adamlardır. Hüseyin Çimşir de tartışılır durumdan daha iyi işler çıkarmaya başladı. Bu iyi işlerle olgunlaşmaya başladığını da görüyoruz.
Serkan Korkmaz: Herkes Hüseyin Çimşir tercihini eleştirirken, önemli bir detaya dikkat çekmiştim; Hüseyin Çimşir'in futbolculuk döneminde en önemli başarısı Bursaspor'da yaşadığı şampiyonluktu. Futbol tarihimize geçen şampiyonlukta, sadece bir kaptan değil, saha içi ve saha dışında gerçek bir liderdi. Hüseyin Çimşir, bu eşsiz deneyimini şimdi Trabzonspor'un başarısı için konuşturuyor.