TRT Spor'da yayınlanan "Spor Stüdyosu" programına konuk olan Kılıç, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Bakan Kılıç, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde Borussia Dortmund'a deplasmanda 4-1 yenilen Galatasaray'ın, beklenilen performansı yansıtamadığını belirterek, sarı-kırmızılı ekibin UEFA Avrupa Ligi'nde yoluna devam etmesini temenni etti.
Toplantılara katıldığı için maçın belli bölümlerini izlediğini dile getiren Kılıç, "Televizyonu ikinci kez açtığımda hakemi soyunma odasına yürürken gördüm ve şaşırdım. Ne oluyor dedim? Sonra görüntüleri görünce anladık, meşaleler atılmış. Futbolu konuşmak istiyoruz. Ortaya konan tutum neredeyse maçı tatil edilmesi noktasına götürdü. UEFA, Galatasaray'a taraftarının tutumundan dolayı nasıl ceza verecek bilmiyoruz ama ceza alacağı kesin" diye konuştu.
Bakan Kılıç, Galatasaray Kulübü Başkanı Duygun Yarsuvat'ın, "Belki UEFA bizi men edebilir" sözlerinin hatırlatılması üzerine ise şöyle devam etti:
"Bu durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. Bunu iyi analiz etmemiz lazım. Kendi liglerimizdeki durumu da. Ondan dolayı bazı önlemler alıyoruz. Bütün spor dünyası ortak bir şekilde bunların karşısında durmalı. Şampiyonlar Ligi, dünyada yoğun takibi olan organizasyon. Bir grubun çıkardığı olay genel olarak bütün taraftarı, ülkeyi etkiliyor."
Tribün şiddeti
Kılıç, tribün şiddetinin önüne geçilmesi konusunda kulüp yöneticilerinin sorumluluk içinde hareket etmesi gerektiğini belirterek, "Yapılan açıklamalar, karşılıklı söylenen sözlerin olaylarda etkisi var. Farklı konular üzerinden sürekli birbirine karşı bir söylem geliştirildiğini, sportif başarıyla ilgisi olmayan konularda konuşulduğunu görüyoruz. Bunların yapılmaması lazım" ifadelerini kullandı.
"Futboldaki başarı neden düşüyor" sorusunun bu noktada sorulması gerektiğini dile getiren Kılıç, "Burada sporcuların da kişisel sorumlukları var. Biz siyasiler nasıl göz önündeyse onlar da göz önünde. Tribündeki taraftarların bazıları, futbolcuların sahada yaptıkları olumsuz hareketlerden etkileniyor ve bu sefer onlar da yapmaya başlıyor. Bu bir döngü, etkileşim. Etkileşimden kastım olumsuz tezahürat gibi şeyler. Yoksa şiddetin, sahaya girmenin, fiziki müdahalenin bahanesi yok. Bunları kabullenirsek başarıya ulaşırız. Başkasını suçlamakla olmaz, bunun oturulup konuşulması lazım, bundan da sorumlu olan kurumlar bellidir" değerlendirmesini yaptı.
Kılıç, Türkiye'deki şiddet olaylarında düşüş olduğunu söyleyerek, "Güvenliğin sağlanması anlamında, baktık ki özel güvenlikler yetersiz kalıyor ki bazı noktalarda yetersiz kaldıklarını tespit ettik. Bu durumda emniyet güçlerinin tekrar güvenliği sağlamakla görevlendirilmesi konusunda tereddüdümüz yok" dedi.
"Şiddet olaylarının azalmasını, Passolig ve şike nedeniyle taraftar sayısının azalmasına bağlayan" yorumlara katılıp katılmadığı sorulan Kılıç, şu cevabı verdi:
"Sayının azalmasında sahadaki futbol veya takımların durumunun etken olduğunu biliyoruz. Bakın TT Arena'nın kapasitesi 52 bin 500. Geçen sene e-bilet uygulamasının olmadığı Galatasaray-Fenerbahçe derbisinde satılan resmi bilet sayısı 47 bin. E-biletin devrede olduğu bu yılki Galatasaray-Fenerbahçe maçındaki satılan bilet sayısı ise 37 bin 500. Görüntülere bakıldığında en yoğun seyircinin olduğu kale arkaları dolu. Satılan toplam e-bilet sayısının 475 bini geçtiğini görüyoruz. Genel olarak bakarsak bilet fiyatlarındaki yükseliş, statlardaki boşlukla ilgili gözardı edilemez bir etken. Fiyat politikası farklı olsa tribünler dolabilirdi."
"Sinema ve tiyatroda taşkınlık çıkarmam ama statta böyle bir hakkım var" kabulünün değişmesi gerektiğine de vurgu yapan Kılıç, "Yurt dışından örnek verirsek. İngiltere'de stattaki herhangi bir olumsuz davranışı yüzünden ceza alan kişi, bir daha stada giremez. Daha da ötesi listeye girmiş holiganlar, milli takım maça çıkınca karakola gidip imza atmak zorundadır. Passolig uygulamasının amacı, statlara gelenlerin güvenlik ve huzurunun sağlanmasıdır. Eskiden kızlarım ve eşimle maça gidemiyordum. TFF ve ihaleyi kazanan şirketle karşılıklı çalışarak çözülebilecek sorunlar olabilir ama genel olarak iyiye gidiş var" şeklinde konuştu.
E-bilet uygulamasının kulüplere finansal açıdan da katkısı olduğunu bildiren Kılıç, "Ben bunu fazla dillendirmek istemiyorum ama bakın, sporumuzun finansmanı için de elektronik biletin ciddi getirisi var. Kaçak yok, biletinizi aldığınızda bunun yüzde 48'i doğrudan kulübün kasasına gidiyor. Bilet alışverişinin sonucunda kulübünüze doğrudan destek oluyorsunuz" dedi.
Kılıç, zeminlerin drenaj sorunuyla ilgili gereken soruşturmaları yürüttüklerini de dile getirerek, "Sorunun stadın yapımında mı yoksa bakımında mı yaşanan bir şey olduğunu araştırıyoruz. Yapımından kaynaklandığını düşünmüyorum. Belki bakımıyla ilgili bir takım eksiklikler olabilir" ifadesini kullandı.
Beşiktaş'ın yeni stadının inşası
Kılıç, Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman'ın "yeni yapılan statları konusunda yeterli desteği alamadıkları"na yönelik eleştirilerine şu yanıtı verdi:
"Her kulübe yasal sorumluluklarımız çerçevesinde destek veriyoruz. Ama 'bunlar zaten verilmesi gerekiyor' yaklaşımı bana doğru gelmiyor. Maddi kaynak kulübünüzün kasasına girdiğine göre bu, size devletten bir destektir. Bizim tek sorumluluğumuz, statların yapılması değil aynı zamanda o statların sağlıklı, düzenli, projeye uygun olarak yapılması ve uzun vadede hizmet vermesi garantisinin sağlanmasıdır. Bizim size olduğumuz kadar sizin de bize karşı sorumluluklarınız var diyoruz. Dolayısıyla her talep kendine özgüdür, biz de bu doğrultuda karşılık veriyoruz ancak herkese eşit yaklaşıyoruz."
Doping
"Doping ticaretiyle ilgili yasalardaki yaklaşım, narkotikle mücadele gibi olmalı" lafının doğru anlaşılmadığını belirten Kılıç, "Bu işin ticaretiyle uğraşanlarla, bu maddeleri sporcularla buluşma noktasına getirenlerle ilgili cezaların artmasını kastettim" dedi.
Dopingle mücadelenin birçok yönü olduğuna işaret eden Kılıç, numunelerde doping maddesine rastlanma oranının yakın geçmişe göre düştüğüne dikkati çekti.
Yabancı sınırlaması
Kılıç, Spor Toto Süper Lig'de uygulanan yabancı futbolcu sınırlamasına ilişkin soruya, "İcra makamında olduğumuz için sözlerimiz bir yerlere çekilebilir. Dikkatli olmaya çalışıyorum. Bunun kararını vermekle görevli yapılar var. Kendi aralarında müzakere ediyorlar. Uygulamanın getirisi, götürüsü tartışılır, onun üzerine karar verilir. Benim önemsediğim nokta, kendi gençlerimiz mümkün olduğu kadar kendilerini geliştirebilecek fırsatları elde etmeli" yanıtını verdi.
Kılıç, UEFA mali kriterleriyle ilgili de Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) çalışma içinde olduğuna işaret ederek, kulüplerin durumlarını gözden geçirerek önlemlerini almaları gerektiğini vurguladı.
A Mili Futbol Takımı'nın performansı
Bakan Kılıç, 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerine iyi bir başlangıç yapamayan A Milli Takım'ın performansıyla ilgili de şu değerlendirmede bulundu:
"İstediğimiz noktada değiliz. Elemelerde alınan sonuçlar bizi üzdü. Şu anda milli takımızın teknik kadrosu, bu eksikleri gidermek için çaba sarf ediyor. Genel anlamda üzüntülü bir durumla karşı karşıyayız. Niye Almanya dünya şampiyonu oldu? Çünkü 10 sene öncesinden başlayan yatırımlarla buralara geldi. Bunları incelememiz lazım. Belli branşlarda başarıya ulaşmış farklı ülkelerin temsilcileriyle bunları bire bir görüşmeyi planlıyoruz. Hangi yöntemi kullanıyorlar, hangi yeni yollara başvurdular, onları inceleyip, müzakerelerde bulunmak istiyoruz."
Olimpiyat hedefleri
Olimpiyatlara yönelik hazırlıkları anlatan Kılıç, 4 bin sporcuya asgari ücrete kadar maddi destek vermek için TBMM'den yetki aldıklarının altını çizdi.
"İlk hedef 2016, daha sonra 2020" diyen Kılıç, "Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezleri'ndeki (TOHM) hazırlıklarımız da sürüyor. Sistematik bir şekilde hedefinize nasıl ilerleyeceksiniz? Eğitimle, antrenörlerle, sporcularla ilgili eksikliklerimizi nasıl giderebiliriz? Bunların üzerinde de çalışıyoruz. Sistematik bir yol haritası içinde hareket etmeliyiz" ifadelerini kullandı.
KYK puanlama sistemi
Kılıç, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) mücaratlarında uygulanan puanlama sistemiyle ilgili de bilgi verdi.
Puanlama sisteminin daha önce de uygulandığına dikkati çeken Kılıç, şunları kaydetti:
"Ancak daha önce beyana esas alınarak yapılan puanlama sistemi mevzubahisti. Biz bu bilgilerin doğruluğunu kontrol etmek amaçlı kurumlarımızla işbirliğine gittik. Sistem içinde maddi gelir durumu, ebeveynlerin hayatta olup olmaması gibi belirtilen kriterler taranarak sıralama oluşturuldu. Bunu yaptığımızdan dolayı daha başarılı yerleştirme yapıldığı düşüncesindeyim."
