Vasat

Skordan bağımsız bir yazı… Savunmada ''Telles ile Hakan Balta olmuyor'' diye başlıyorum ama sakın Chedjou ile Sabri'yi övdüğümü zannetmeyin.
Gerçi Sabri'nin 34. dakikada kalesi önünde yaptığı kritik müdahale, maçın en önemli anlarındandı. Semih stoper, Olcan sol bek oynayamaz mıydı?
Orta sahayaysa biraz tuhaf bir cümleyle başlayayım; Hamit, Melo'nun boşluğunu iyi kötü dolduruyordu ama Melo, Hamit'inkini dolduramadı.
Kaldı ki; gördüğü sarı kartın ardından, her an kırmızı kartla takımını eksik bıraktıracak şekilde tedirgin etmesi de cabasıydı.
Olcan ve Emre, ''yedek'' standartlarlarına göre, fena değillerdi. Hatta; İstatistiklerce takımın en çok koşanlarıydı. Yine de; Yasin, Olcan'ın oyuna girdikten sonra ilk onbire ilk yazılması gereken kişilerden birisi olduğunu ispatlarken zorlanmadı.

Selçuk yine idare etti
Milli Takım ve G.Saray'ın en önemli oyuncularından birisi olarak gösterilen Selçuk ise -genelde olduğu gibiyine vasattı. G.Antep o kadar etkisizdi ki; Muslera'nın yerine ben oynasam bir şey değişmezdi. Daha da enteresanı; biraz kondisyonum olsa, Umut ve Burak 'ı da kesip G.Saray'da golcü olarak oynayabileceğimi sanıyorum.
Keza; ''etkisiz'' demişken, onları hesaba katmamak biraz ayıp olurdu.
G.Saray, Avrupa Kupaları'na kalmak için debelendiği kötü sezonlarında bile bu kadar vasat bir takım değildi.
Tuhaftır; hala şampiyonluğun en güçlü adaylarından.
Gerek bu sezonki futbolcu grubu, gerekse Hamzaoğlu için kupasız kapattıkları takdirde, büyük bir risk var; VASAT damgası yemek.
O yüzden, sarı kırmızılılar, Ziraat Türkiye Kupası'nı da en az lig şampiyonluğu kadar kovalamak zorunda.