Algı çorbası

İlk maçı 4-0 kazanan takım rövanşın 50. saniyesinde öne geçince, insanın aklına olmadık detaylar geliveriyor.
Mesela; Aydın Yılmaz… 23 Aralık 2002'den beri Galatasaray'ın profesyonel futbolcusu. Şu an -yanlış bilmiyorsamyılda 750 bin euro civarı bir geliri var.
Kazandığı parada gözüm yok ama, soruyorum; bu reva mıdır?
As takımda Umut'u bile kesemeyen Pandev'in, Aydın'ın 5 katı civarı kazandığını düşününce ''Aydın az bile kazanıyor'' da diyebilirim aslında.
Bir yandan da, ''ya aslında bu Pandev takımın 11'inde olmasa bile rotasyonda kesin yer alır'' diye fikir beyan edenleri de anlayabiyorum. Aydın'ın yerine oyuna giren Sinan Gümüş gerçekten heyecan verici bir yetenek…

Dzemaili ne yapar?
10 yıl önce Aydın için ''gelecek vaad eden topçu'' derlerdi ya öyle. Sonu benzemez inşallah. Ya 1 dakika… 12 yıllık bir Galatasaray kariyeri ve yılda 750 bin euro kazanç önerilse, Sinan Gümüş ne yanıt verirdi acaba?
Sinan'ın yakın akrabası falan olsam ''İnşallah, Aydın Yılmaz gibi bir kariyeri olur'' diye temennide bulunmam gerekir.
Gerçekten kafam çorba gibi oldu.
O kadar ki; oynamak için Hamzaoğlu'na büyük baskı yapan, yeşil sahalara beklenen erken dönen Melo ne yaptı, anlayamadım.
Şu haliyle bile Dzemaili'den kat be kat iyi olduğundan eminim, o ayrı.
Dördüncü yıldız ve kupa şampiyonluğu yolunda çok önemli bir geri dönüş.
Keza; Melo'nun kazanma hırsı Brezilya'dan dahi Galatasaray'ı olumlu etkileyebiliyor, taraftara moral aşılıyordu.
Bir de golü atan Yekta var tabii… ''O bile üç Dzemaili eder'' diyerek özetleyeyim.
Ama bu cümlem, çok kifayetli bir övgü olmayabilir.