17 Kasım 2017 | Cuma

Düşman!

Lige verilen arada futbolu sorguladım.
Menajerlerin ele geçirdiği hatta milli takıma bile futbolcu "kakaladığı" bir düzende, gençlerin sahipsizliğine baktım.
Amatör ruhun profesyonel " çakallıkla" değiş tokuş edilmesinin, içler acısı futbolumuzun sebebi olduğunu söylendim durdum.
Türk futbolunun gördüğü en büyük darbenin televizyonlar ve yöneticiler olduğu ortadayken, şimdi video hakemliği bekliyoruz.
Benim için video hakemlik; babasının zoruyla geneleve götürülen erkeklerin delikanlılığa geçiş enstantanesidir!
Futbolumuzun en kötü ürünü; erkeklik gösterisinden başka bir şey değilse!
İnsanlığın futbol uğruna katledildiği bir ülkede video hakemliğin de ırzına geçilir!
Şüpheniz olmasın!

Eğer sisteme isyan etmemiz gerekiyorsa, meseleye kulüp başkanlarından ve yöneticilerden başlayalım desem ne fayda!
Kaybetmeleri gerekenleri kazanmak için yapmadıklarını bırakmayanlar ülkesinde yaşıyoruz.
Bizde 'BÜYÜK HARFLERLE' ağlayanlara büyük deniyor!
O yüzden çamur deryasında herkes kendi yöneticilerinin gözyaşlarıyla yıkasın.
Paçalarındaki çamuru!
Zarafete ve adalete karşı pozisyon alan yorumculuğun, sadece futbolumuzdan değil insanlığımızdan neler aldığını kim sorgular?
Bütün spor programlarında ekranların üzerine "Adamsan adam gibi konuş!" cümlesinin yapıştırılmasını talep etsem ne yazar!
Mantar gibi yorumcu üreyen bir ülkede, "donanımlı olmak" gerçeğinin karşılığı; "yorumculuk boş bir kovadır, içini neyle doldurursan doldur!" O yüzden cehalet ve düşmanlıkla kan bağını kesmeyen kolonilerin yolunu kesmek kimsenin harcı değilse.
Video hakemliğin hacminin pornografık yorumlarla genişleme ihtimalı çoktur.
Peki yazarlar? Efendi bir teknik adamı eleştirmekle kabadayıların karşısında titremek arasındaki çelişkiyi kimse sorgulamaz.
Sistem kişiliksizliği seviyor!
Böylelerinin yazdıklarına dair tek kanıtları; kulüp yazarı olmaktır.
Bu devirde imitasyonlara paha biçilemiyorsa, sadece hakemler için darağacı kurmakla futbola kalite katmanın mümkün olmadığını söylemek de hiçbir işe yaramaz!
Zavallı Lucescu'yu tartışıyoruz.
Milli takımın başına yakışan kaliteli yerli adamlar; birilerine uşaklık eden futbolcular yüzünden harcanırken sesini çıkarmayanlar, Lucescu'ya yüklenmeyi özellik saymasın. Futbolumuzun en acı kaybı; önceki zamanlardır!
Lucescu; o tabutun üzerine atılmış bir kürek topraktan başka bir şey değildir!
Ne çok şeyi kaybettik ve hala kayıplara devam ediyoruz!
Futbolun kalpazanlarıyla adalet abazanlarının ortak noktada buluşmasına alkış tutanlar, çocuklarını elinden tutarak koruduklarını zannediyorlar ya...
İşin en traji-komik yanı budur.
Böyle bir sisteme alkış tutan her baba; çocuklarının baş düşmanıdır!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor