21 Kasım 2021 | Pazar

Süper derbi

Kaliteli bir derbi bizi bekliyor, teknik adamların düellosu olacak. İki takımın da gol bulacağını düşünüyorum.

Milli mesaiden sonra lige derbiyle dönmek keyifli. Ancak derbilerin tahmini zor ve kaotik yapısı, verilen aradan dolayı iyice tavan yapacak. İki takımın da çok sayıda oyuncusu milli takımlardaydı. İrili, ufaklı sakatlıklar var. Yorgunluk var. Apayrı ortamlardan, farklı ruh halleriyle dönen futbolculardan dolayı motivasyon kaybı var. Bütün bunlara rağmen iki takım adına kader sınavına dönüşen bir "süper derbi" oynanacak. Derbilerin havası başkadır. Taraftarın tam kapasiteyle tribünlere dönmesi karnaval ortamı yaratacak. Elbette bu faktör Galatasaray için itici güç olacak. Seyircinin ev sahibi takımda stres ve gerginliğe yol açması da olası. Bu ancak F.Bahçe'nin maç içinde oyun ve skor üstünlüğü sağlamasıyla mümkün olabilir. Peki, derbi öncesi elimizde ne var? Öncelikle beraberlik iki takıma da yaramaz. Pazartesi akşamı Trabzonspor'un olası galibiyetinde farklar 11, 12 puana çıkar ki, bu dört maçlık dezavantaj demek. Yirmi beş haftada kapanmayacak fark değil diye düşünenler çıkabilir. Ancak mental olarak çok yıpratıcı ve yorucu olacağı kesin. Fenerbahçe'de önemli eksikler var. Altay, Valencia ve Gustavo kadro içinde dengi olmayan isimler.

Malum… Bir takımın atanı ve tutanı önemlidir. Muslera mı, Berke mi? Muhammed, Diagne ya da Halil mi? Yoksa Berisha ve Serdar mı? Bu anlamda avantaj Galatasaray 'da. Sarı-Kırmızılı takımda Morutan ya da Feghouli tercihi dışında on bir neredeyse belli. Fenerbahçe'de ise işler biraz daha karışık. En az iki, belki de üç farklı seçenek çıkabilir. Tabii bir de Mesut'un oynayıp, oynamayacağı sorusu var. F.Bahçe'nin daha tecrübeli kadrosu ve baskılı oyun artısından bahsedilebilir. Bunu sağlamak ise oyun formasyonu ve seçilecek isimlere bağlı. Yani teknik adama. Aslında derbi teknik adamların düellosu olacak. Terim ve Pereira'nın taktik savaşı, maça çıkacak ve bitirecek on birlere yönelik tercihleri sonucu belirleyecek. Bu kadar laftan sonra "İyi de kim kazanır?" diye sorduğunuzu tahmin edebiliyorum. İki takımın Aslantepe'de oynadığı son dört maçtan üçü golsüz bitmiş. Beşiktaş-Trabzonspor maçında yazdığım çıktı demeyeceğim ama yine zoru seçip, ikisinin de gol bulacağını söyleyeceğim. İyi maç olsun!

BİR İHTİMAL DAHA VAR
Norveç'in umulmadık puan kayıpları ve Karadağ karşısında aldığımız galibiyet Dünya Kupası yolunda umudumuzu Mart ayına taşımamızı sağladı. Ancak seri başı olamadığımız için çok zor bir yola girdiğimizi kabul etmek zorundayız. Hoş, seri başı bile olsak kolay değildi ya… İtalya, Portekiz ve Rusya'nın play-off 'daki muhtemel rakiplerimiz olması can sıkıcı. Sosyal medyaya bakınca Stefan Kuntz'a methiyeler düzüldüğünü görüyor ve garipsiyorum. Karadağ, Letonya ya da Cebelitarık'ı yenmek mi ölçü oldu? Şenol Güneş yönetiminde aynı ülkeleri iç sahada yenememiş olmak bu kıstası yapmaya neden olabilir ama bizi muasır takımlar seviyesine taşımaz. Oynadığımız futbol ortada. Yapmamız gereken çok şey var. Kerem'i geç de olsa kazanmak güzel de, Burak da doksan dakikalık ısrar niye? Cengiz, İrfan Can, Rıdvan, Serdar Dursun gibi oyuncuların daha fazla şans bulması gerekmez mi? Eldeki "oyuncu" havuzumuz yeterli. Önemli olan "doğru oyunu" bulabilmek. Takım içinde huzur ve birliktelik sağlamak. Bütün bunlar için Stefan Kuntz ve ekibinin geceli gündüzlü çalışması gerek. Fazla detaya girmek istemediğim için Alman hocanın Türkiye'de daha fazla mesai vermesi şart diyerek bağlayayım. Mart ayı dert ayı derler… Enseyi karartmadan play-off maçlarına hazırlanacağız. Bir ihtimal daha var, ona sarılacağız!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor