Spor yazarları Galatasaray - Antalyaspor maçını değerlendirdi

ERMAN TOROĞLU – FUTBOL DEĞİL ORTA OYUNU

Sahada sadece mücadele vardı, kalite yoktu. Hakem deseniz onlar zaten yok. Maçları VAR ile idare ediyorlar. Yani tam bir orta oyunu oynanıyor.
Türkiye'de öyle bir futbol iklimi var ki, bir sıcak oluyor, ertesi akşam dolu yağıyor, bir gün sonra denize giriyorsunuz, ertesi gün don geliyor, bütün bitkiler mahvoluyor.
Hiçbir şekilde istikrar yok.
İki takım almış başını gidiyor, Futbol Federasyonu da durumu idare ediyor. Yani tam bir orta oyunu oynanıyor.

Öyle şeyler yaşıyoruz ki şaşırmamak elde değil… Hani onları yazmaya kalksak bu maçı yazamayız. Galatasaray saman alevi gibi, zaman zaman iyi şeyler yapıyor ama çok kopuklar.Antalyaspor daha bir takım olarak oynadı. Belli planları var ama güçleri bir yere kadar. Galatasaray'ın yedeklerinden tamamı Antalyaspor'da oynarlar.
Oynarlar da Galatasaray ile Fenerbahçe ne oynuyor?
Tamamen orta oyunu… Al birini vur ötekine, hiçbir ağırlıkları yok.

Dün gece sadece mücadele vardı, kalite yoktu. Hakem deseniz onlar zaten yok. Maçları VAR ile idare ediyorlar. Herkes kafasına göre takılıyor… Futbol Federasyonu, hakemler, takımlar, teknik direktörler, basın, al birini vur ötekine. İnsan güzel şeyler yazmak istiyor. Çünkü tenkit etmekten hakikaten bıktık. Yahu kardeşim öyle şeyler yazalım ki 'tekniktaktik olarak, mücadele olarak, seyretmekten mest olduk, o güzel maçı izlemeye doyamadık, hakem şahaneydi' falan filan… Biz böyle şeyler yazabilir miyiz? Bizim için ve bizim nesil için biraz zor. Hakem öyle düdükler çalıyor, çalmıyor ki kendini çok uyanık zannediyor ama sahada futbolcular bunu yemiyorlar. Ama bir şeyi görüyorlar çünkü itiraz ettiler mi sarı veya kımızı kartı yiyecekler. Bir orta oyunu oynanıyor biz de bunları yorumluyoruz. Yazıyı da böyle bitirelim.

LEVENT TÜZEMEN – LİDERLİĞİ VE MORALİ GERİ ALDI

Galatasaray nokta atışı bir sol bek transfer etti. Köhn, sahanın en iyisiydi. Rakiple boğuştu, top çaldı, atağa kalktı, hücuma destek verdi ve Kerem'in kaçırdığı penaltının da yaratıcısıydı. Köhn dışında tüm Galatasaraylı oyuncular, Sparta Prag maçı oyununun benzerini sahaya yansıttılar. Bireysel ego ön plandaydı. Kerem Demirbay çok top kaptırdı yenilen golün de başlangıcında o vardı. Davinson Sanchez vasat oynarken sol stoperde görev yapan Nelsson müthiş mücadele ortaya koydu. Sahanın bir başka iyisi Lucas Torreira'ydı. Topla rakip arasına vücudu akıllı soktu, kritik pozisyonlarda doğru yerlerde görev aldı, çok çalıştı, kendisine atılan dirseğin karşılığı kırmızı kart olmalıydı. Ancak yine yüreğini ortaya koyarak mücadele etti.

Vinicius çok ağır bir santrfor. Tete'nin, gol vuruşu kısıtlı çalım becerisi ise yetersizdi. Okan Hoca'nın Barış'ı sağ açığa çekip Kaan Ayhan'ı sağ beke alması G.Saray'ın dağınıklığını toparladı. Ancak iyi oyunu maalesef G.Saraylı oyuncular final paslarında hata yaparak zora soktu. Antalya'da Saric'i çok beğendim. G.Saray'ın orta sahasında çok iş yapar. Çünkü yaratıcı bir oyuncu.

İki gole imza atan Kerem çok çalıştı. Üçüncü penaltıyı topa vurmadan tereddüt ettiği için kaçırdı. Fakat en güzel hareketi gollerden sonra tribünlere karşı İcardi sevincini yapmasıydı. İcardi de Kerem'in bu jestine locadan gülerek karşılık verdi. G.Saray psikolojik değer taşıyan maçı kazanarak sadece liderliği korumadı; Prag'da bıraktığı moralini yeniden kucakladı.

SERKAN KORKMAZ – NEFES NEFESE

Maça saatler kala İcadi'ye verilen ceza son derece tat kaçırmıştı. Okan Buruk'un İcardi'nin yokluğunda o bölgede oynatmasını beklediğim isim Zaha'ydı. Buruk, tercihini Vinicius'tan yana kullanarak beni şaşırttı. Topu seven, ofansif oyuna yatkın Antalyaspor karşısında Zaha daha uygun bir tercih olabilirdi. Yeni transferlerden Köhn, ilk yarıda Antalya'nın sağ kanat aksiyonlarında savunmada zorlansa da genel anlamda beklediğimden çok daha iyiydi. Köhn, hücum katkısıyla sarı kırmızılılara hatırı sayılır miktarda penaltı ve gol pası kazandıracak zannımca. Hakemin kendisi aleyhine çaldığı hücum faullere çok şaşıran Vinicius'sa acilen Türkiye Süper Lig faul standartlarına alışmalı. Bence Arjantinli'den tamamen farklı bir santrfor tipi olarak (özellikle hava hakimiyetiyle) faydalı işler yapacak.

Dün akşam Sergen Hoca'nın takımı karşısında zorlanan ve güçlü bir oyun sergilemeyi bölüm bölüm başarabilen sarı-kırmızılılarda en etkili isim Kerem Aktürkoğlu'ydu. Kerem, ikinci penaltıyı kaçırdıktan sonra bir ara Torreira için sahaya sedye geldiğinde tüm statta yüzler iyice asılmıştı. Derken, Torreira ayağa kalktı, seyirci hareketlendi ve o dakikada Vinicius çıkıp sahaya Zaha sürüldü. Bitime 20 dakika kadar vardı ve açıkçası sarı-kırmızılıların farkı açma ihtimali artık daha da artmıştı ama öyle olmadı. Zaha'dan benim artık bir beklentim kalmadı. Tete gibi o da kendine oynuyor. Ziyech'se nerede hiçbir fikrim yok. Ndombele ile birlikte bu dört isim artık Galatasaray'a katkı sağlamaz diye düşünüyorum.

Haftaya Beşiktaş - Galatasaray derbisi bence favorisi olmayan bir maç. Sonuç bilinmez ama ben klasik yazı finalimi biraz değiştirerek yapayım. Lehlerine çok kolay penaltı çalınan iki takımımızın şampiyonluk yarışı son haftaya kadar nefes keser.

ZEKİ UZUNDURUKAN – PREMIER LİG MAÇI GİBİYDİ

Icardi'nin yaptığı hareket elbette ki doğru değil. Ama tedbirsiz olarak PFDK'ya sevk edilmiş bir oyuncu, maçtan 7 saat önce ceza alıyor. Şaka gibi şeyler oluyor futbolumuzda! Yangından mal kaçırır gibi bir hadise bu… Madem elinizde bir görüntü, bir kanıt vardı o zaman neden İcardi'yi tedbirsiz olarak sevk ettiniz!
İcardi'nin yaptığı hareketin cezası 1 maç mı?
Nereden baksanız amatörce işler bunlar. İcardi'nin ceza alması, Galatasaray'ı daha da hırslandırıp, şampiyonluğa motive ediyor; farkında bile değiller… Sparta Prag maçından sonra Antalya karşısında Galatasaray'ın zorlanacağının altını çizmiştim.
Antalyaspor çok etkili bir futbol ortaya koydu.

Rams Park'ta ilk kez bir takımın bu kadar açık futbol oynadığını ve rakibinin üzerine dalga dalga gittiğini gördük.
Tam bir Avrupa takımı gibi oynadı Antalyaspor. Sergen Yalçın farkı bu olsa gerek.
İlk yarıda Antalyaspor'un bir şutu direkte patlarken, defansta Nelsson, adeta ikinci bir kaleci gibi üstün performansı ile dikkat çekti. Nelsson, havadan ve yerden gelen topları, bir mıknatıs gibi kendine çekti. Skor 1-1 olduktan sonra Antalyaspor, 2'yi bulmak için çok bastırdı, Galatasaray orta sahasında çok top kaybetti.
Ama ilk yarının son anlarında Galatasaray'ın ikinci golü geldi.

Penaltı atışından Galatasaray'ı öne geçiren Kerem Aktürkoğlu, Vinicius'un kaleci Leite'den dönen topunu ağlara gönderdi.
Ancak bu gole yardımcı hakem bayrak kaldırdı. Vinicius'un ofsaytta olduğunu ileri sürdü. Ama VAR devreye girdi ve Yarı Otomatik Ofsayt Sistemi'nde golün temiz olduğu ortaya çıktı.

Galatasaray'ın yediği golde Köhn'ün hatası vardı ama takımına bir de penaltı kazandırdı. Kaliteli bir sol bek… Tete'ye yaptığı hareket ile penaltıya sebep olan Van de Streek, Antalyaspor adına Buksa ile birlikte sahanın en iyisiydi.
Galatasaray savunmasını çok zorladı bu ikili.
Van de Streek'in bir topu direkten döndü, bir vuruşu da ağlara gitti. Buksa ise bütün hücum aksiyonlarına yön veren isim oldu.

Tete önde top tutamadı, kötü şutlar attı. Ligde şu ana kadar 37 şut atmasına rağmen daha golü yok Tete'nin. Okan Buruk da Tete'yi kenara alıp, Kaan Ayhan ile ikinci yarıya başladı.
Barış Alper sağ kanada geçerken, sağ bekte Kaan görev yaptı.
Vinicius'un ikinci golde katkısı var ama o da çok topla buluşamadı.
Bütün yük Kerem Aktürkoğlu'nun omuzlarına bindi. O da attığı iki golle görevini fazlası ile yaptı.

Hat-trick de yapabilirdi. Ama ikinci penaltısında direğe takıldı.
Antalyaspor'da Güray Vural çok çalışkan bir oyuncu ama orta kalitesi çok zayıf. Dün yine isabetsiz ortalar yaptı. İkinci yarıda çılgınca ve çok keyifli bir maç izledik. Keşke her takım büyüklere karşı böyle oynayabilse… Helal olsun Antalyaspor'a, helal olsun Galatasaray'a. Bizlere harika bir maç izlettiler. Hatta Premier Lig kalitesinde bir maçtı… Hiç bitmesin diyebileceğimiz Oscar'lık bir maçtı… Kazanan lider Galatasaray oldu ama Antalyaspor'u da alkışlamak lazım…