GALATASARAY HABERLERİ - Younes Belhanda Galatasaray'dan ayrılık sürecini anlattı!

Süper Lig'in 18. haftasında Galatasaray'la karşı karşıya gelecek olan Adana Demirspor'un Faslı futbolcusu Younes Belhanda, Fransız basınında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

So Foot'a röportaj veren Belhanda, kariyeriyle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulunurken Galatasaray'dan ayrılış süreci ve Fenerbahçe ile olan rekabet hakkında da konuştu. İşte Belhanda'nın açıklamalarından satır başları...

Galatasaray'a transfer olmadan önce Türkiye'yi biliyor muydun? Yoksa gittiğinde mi keşfettin?

Gitmeden önce kendime bazı sorular sordum ama hepsi futbolla alakalıydı. Kalan hiçbir şey beni korkutmuyordu. Eğer birileri oraya benden önce gitmişse bunun bir sebebi olmalıydı. Türkiye'ye hayat tehlikeli olsaydı, gidenler bir daha oraya transfer olup ya da tatil için dönmezdi. Fenerbahçe'den Moussa Sow ve Issiar Dia ile konuştum. Onlar tatillerini hep Türkiye'de geçirir. Bana da orayı seveceğimi söylediler. O zaman 'gidiyorum' dedim.

2017'de transfer olduğunda sana Wesley Sneijder'in numarası verildi. Bu sende baskı yarattı mı?

Evet, çünkü kulüp 10 numarayı o hala Galatasaray'dayken alıp bana verdi. Taraftarlar da anlayamamıştı. Sanki numarasını ben çalmışım gibi! Ama benim hiçbir talebim olmadı. Onlar bana teklif etti ben de neler olacağını bilmeden kabul ettim. Ben futbola aşığım, numaraya değil. Bunun da kanıtı, Nice'te 5 numaralı formayı giyiyordum. Ama beni 10 numaralı formayla görenler sandılar ki Sneijder'le aynı şeyleri yapacağım. Fakat ben golcü değilim, ben oyun kurucu bir futbolcuyum. Bu numaranın üstünü çizmeliydim en azından sakin olurdum. (Gülüyor)

Fatih Terim, seni hep korurdu. Onunla farklı bir ilişkiniz var gibi...

Fatih Terim benim için bir baba, gerçekten. Onun en sevdiğim yanı oyuncularını zor durumlarda hep korumasıdır. Akıma kapılmayıp eleştirilerin karşısında duracak cesareti var. Örneğin, Real Madrid'le oynadığımız maçta oyundan çıkarken ıslıklanmış ve bunu haksız bulduğum için taraftara kötü bir tepki vermiştim. Terim beni orada bile kamuoyu önünde savundu.

Fenerbahçe ile oynadığın derbilerde gerilimlerin merkezinde olduğun için taraftarın gözünde vazgeçilmezdin...

Bunu bilinçli yapmıyordum. Ben Galatasaray aşığıyım ve bu yüzden 4 yılımı verdiğim kulüpten ayrıldığımda çok kötü hissettim. Ayrılırken umrumda değil gibi davrandım gurur yapıp ama gerçekte asla böyle değildi. Fenerbahçe'ye karşı olan maçları seviyordum. Bu Montpellier-Nimes maçlarına benziyor ama onun bin katı daha yoğunu. Bu rekabetin bir parçasıydım ama saha dışında da saygı duyarım. Ancak rekabet, rekabettir. Onlara, "Ben burada olduğum sürece şampiyonluk kazanamayacaksınız" dedim. Oynadığımız 8 maçı da kaybetmedik. Galatasaray, ben ayrıldıktan sonraki ilk maçını kaybetti.

Bu ayrılığı bize anlatır mısın?

Her şey başkan yardımcısı Abdurrahim Albayrak'ın bana gelip, 3 yıllık kontratın beklediğini söylemesiyle başladı. Abdurrahim Albayrak'ı çok severim. Maaşımı yarı yarıya indireceklerini söylediler. Çok iyi, çok memnundum. Galatasaray benim hayatımın bir parçası. Detayları görüşmek için başkan Mustafa Cengiz'in ofisine gittik. İki saat boyunca tartıştılar ve en sonunda Albayrak gitti. Başkanla yalnız kaldım. Bana, "Ne istiyorsun?" dedi. Ben de sözleşme uzatmak için orada olduğumu söyledim. Bana, "Uzatma mı? Ne uzatması?" dedi.

Sivasspor'la oynadığınız ve şampiyonluk yarışındayken sinir bozucu şekilde berabere kaldığınız maçın ardından saha zeminini eleştiren bir açıklama yaptın. Yönetim tarafından kötü algılanan ve İstanbul maceranın sonunu getiren bir tepkiydi bu...

Şu an bunu konuşmak doğru değil çünkü FIFA nezdinde onlara karşı bir davam var. Ama kötü bir şekilde kovuldum. Bunu, hayatımın bir parçası olan kulübe karşı istemezdim. Sonra, Mustafa Cengiz hayatını kaybetti bir süre önce Allah rahmet eylesin. Dolayısıyla her şeyi anlatmak istemiyorum. Bir işe yaramayacak. Kulübe ve avukatlara rağmen beni gönderme kararı aldılar ve kimse bir şey anlamadı. Fatih Terim kalmamı istedi ve durumu düzelteceğini söyledi.

Neden yapmadın?

Gurur yaptım, kalamazdım. Başkan, beni istemediğine dair bir açıklama yayınladı. Bu şoke ediciydi. O gün soyunma odasındaydım. Herkes yüzüme tuhaf tuhaf bakıyordu. Neler olduğunu anlamadım. Kulüp sekreteri yanıma geldiğinde bir şeylerin yolunda gitmediğini fark ettim. Açıklamalarımdan sonra bana para cezası vereceklerini ya da bir süre kadro dışı kalacağımı düşündüm. Sonra maaşımı geç aldım. Ayrıca maaşımı indirmek istemediğim şeklinde haberler çıktı. Parayı düşünen adam efsanesi tamamen yanlış. Çok para kazandığımı düşünüyorlar ama kulüpteki ilk iki yılımda şampiyon olduk. Şampiyonlar Ligi'ne katıldık. Bu benim karlı olduğum anlamına geliyor, değil mi?