10’luk maçtı...

BEŞİKTAŞ oynadı, Karabükspor seyretti! Beşiktaş oynadı demek hafif kalır; çünkü Beşiktaş, zayıf rakibi karşısında adeta resital sundu, topla dans etti. Estetik yönü futbolseverlerin gözlerinin pasını silen goller attı, sayamayacağımız kadar net gol pozisyonuna girdi. Hele hele Talisca'nın attığı bir gol var ki... Off o ne gol öyle! Vurdu, savunmadan döndü; vurdu yine savunmadan döndü; 'inadım inat bu pozisyon gol olacak' diyen Talisca, önce Kartal gibi havalandı ve süzülerek topa öyle bir röveşata çaktı ki, Karabükspor fileleri sarsıldı. Estetik, şiir gibi, yılbaşı kartpostalları gibi insanı alıp bir başka dünyaya götüren goldü bu...
Talisca'nın dün durmaya niyeti yoktu. Kendisi adına attığı 2. golde ise adeta bilardo oynattı topa. Öyle bir serbest vuruş kullandı ki, top iki yan direğe çarpıp, ağlara gitti. Çok büyük futbolcu Talisca... Quaresma ve Pepe de öyle. Ama kenardaki hoca da (Şenol Güneş) çok büyük olunca ortaya futbol ziyafeti çıkıyor.
Negredo çok ağır bir forvet. Dün biraz çabuk olsa, biraz da becerikli olsa hat-trick bile yapabilirdi. Beşiktaş, 90 dakika boyunca Karabükspor ceza sahasında oynadı maçı. Oğuzhan, Babel, Quaresma, Talisca ve Medel çok etkili oldu. Negredo'nun yerine giren Vagner Love, Beşiktaş forması ile gollerini sıralamaya başladı. Dün 2 gol atan Vagner Love, bu takımın birinci forveti olmayı hak etti. Karabükspor kalecisi Çağlar, futbol tarihinin en büyük farkını önledi belki de... Futbolda 5-0'lık skor için de fark deriz ama dün öyle böyle goller kaçmadı. Bu kadar etkili oynayıp, tonlarca gol pozisyonuna giriyorsanız, rakip de ilk dakikadan itibaren kaderine razı bir görüntü sergiliyorsa, skor tabelasına 10 rakamını yazdırabilirdiniz...

Sosa varken; neden Uğur!
TRABZONSPOR, başkentteki maçın ilk yarısında büyük takıma yakışır bir futbol ortaya koyamadı. Bunda Abdülkadir de dahil, Rodallega dışındaki bütün futbolcuların savunmayı düşünmesi önemli rol oynadı. Yana, geriye ve sürekli Onur'a geri pas...
Rodallega da dün üç net fırsatı gole çeviremeyerek, Burak Yılmaz'a alternatif olamayacağını gösterdi.
Trabzonspor, başkentte penaltı kazanıyor.
Maçı izlerken içimden 'hoca şimdi kalkar, bu takımın penaltıcısı Uğur Demirok deyip, ona attırır mı penaltıyı? Yok yahu! O eskidendi.
Sosa gelmeden önceydi. Sahada Sosa varken, Uğur'a penaltı attırılır mı hiç? Castillo da var. Sol ayaklı Abdükadir de var. Yok yok! Bu penaltıyı Uğur'a attırmaz Rıza hoca!' dedim.
Ama kafada hep bir ezber var! Ezberbozan hamlelere ne gerek var! Sonra işte avucunuzun içine aldığınız üç puanın 2'sini kaybedersiniz! Oysa Uğur Demirok, ilk yarıda kendi kalesine doğru yaptığı ters kafa vuruşu ile adeta 'Bugün benim sakarlığım üzerimde!' der gibiydi. Ama o kötü penaltı vuruşunu da Hopf kurtarır elbette. Geçen hafta Beto, bu hafta Hopf... Kaleci yıldızlaştırmaya devam ediyor Trabzonspor.
Kupa'ya erken havlu atan Trabzonspor, şampiyonluk yarışının da çok gerisinde kaldı.
Artık herkesin şapkasını önüne alıp, 'biz nerede hata yapıyoruz?' diye düşünmesi lazım.
Yönetim hatalardan ders çıkarıp, doğru tercihler yapmaya, akıllı projeler üretmeye mecbur...
Rıza hoca da doğru oyun oynatmaya, doğru kadro sahaya sürmeye, akıllı hamleler yapmaya mecbur...