Golcü şart

Karşısında Beşiktaş'ı gören otobüsü kale önüne çekiyor.
Yere yatıp kalkmayanlar, tekme tokat saldıranlar gırla gidiyor.
Kayserispor ilk Galatasaray maçı hariç iyi oynayarak zirvede kendine yer bulmuş bir ekip ama bakıyorsunuz Beşiktaş karşısında "Çanakkale Geçilmez" oynuyor.
Hal böyle olunca Beşiktaş değil Barça olsa zorlanır, zorlanıyor da… İlk yarıda iki kontratak dışında (biri gol oldu) rakip sahaya geçmeyi bile düşünmeyen bir Kayserispor izledik. Buna karşılık Beşiktaş, Cenk ve Oğuzhan'la iki mutlak golü kaçırdı. Doğru oyunla gelen iki pozisyondu bunlar. İlkinde savunmayı dengesiz yakalayıp arkaya uzun top atıldı, ikincide Quaresma son çizgiye indi.
Beşiktaş daha çok topa sahip oldu ama bunun karşılığı olan baskıyı ilk yarıda kuramadı… Çünkü araya girmesi, rakibi göbekten zorlaması, gerektiğinde kanatlara etkili paslar atması gereken Oğuzhan bekleneni vermekten uzaktı. Devre sonunda Umut Bulut çevre kontrolü yapmadan şut atmak niyetiyle bile olsa tekmeyi sallayınca topa değil rakibi Cenk Tosun'a vurdu ve Beşiktaş penaltıyla eşitliği sağladı.

Oğuzhan çok etkisizdi
Kayserispor'da genel bir gerginlik vardı ve bu gerginlik penaltı pozisyonu sonrasında iyice arttı. Ardından Babel çekildi mi, çekilmedi mi (sağ olsun yayıncı kuruluş izlettirmedi) anlayamadığımız pozisyonda Kayserispor on kişi kaldı.
Şenol hoca, Negredo ve Talisca'yı sahaya sürdü, risk aldı ama hala ön bölgede etkisiz eleman konumunda bir Oğuzhan vardı ve Cenk Tosun da her pozisyonda, olur olmaz durumlarda kaleyi yoklamaktan başka bir şey yapmıyordu.
Bu şartlarda Beşiktaş'ın gol atıp maçı çevirmesi imkansız hatta mucize gibi bir şeydi. Nitekim çeviremediler.
Dolayısıyla şampiyonluk yarışında bir yara daha aldı Kartal.
Şenol hoca kapanan rakiplere karşı bir çözüm ürütmek zorunda ya da devre arasında bu tür maçları kotaracak bir golcü mutlaka alınmalı.