18 Mayıs 2022 | Çarşamba

Vicdan!

Her hikayenin bir başı vardır bir sonu. Hikayenin sonunda Fenerbahçe ikinci olsa da mutludur, huzurludur.
Tribünlerde bütünlük sağlanmış, alışılmış görüntülere ulaşılmıştır.
Bunda İsmail Kartal'ın katkısı kadar, Arda Güler adlı delikanlının tribünlere yaydığı enerji de çok önemlidir.
Ligi ikinci bitirmekle bütün borçlar silinmiş farz edilir ama ligin ilk yarısında ve ligin ikinci yarısının başında kaybedilen gereksiz puanların sezon sonunda aslında kaç puan ettiğini de hesaplamak gerekir.
Bu da hikayenin başıdır.
Çünkü ikincilik liderliğin küsuratıdır!
* * *
O zaman birinci soruyu sormak gerekir; "daha önceleri nerelerdeydiniz?" İkinci soru; "istediğinizde çok oldunuz da istemediğiniz zaman neden yok oldunuz?" Gerçeklerle tanışmaya cesaret edemeyenler için mazereti boldur futbolun.
Gelecek programın adı umut olsa da aslında niye kaybettiğini doğru anlamaktır hayat.
O yüzden aynaya bakılmasını dilerim!
Neyse bu yıl da böyle geçti.
Gelecek sezona Allah kerim!
* * *
Hafta sonunda İsmail Kartal'ın ağzından söylenmiş varsayılan ve medyada yayınlanan sözlerin Fenerbahçe tarafından yalanlandığını gördük.
Yalan doğrudan artakalan değildir.
Bizler "bu kapıdan giremez" denilen adamların teknik direktörlük yaptığı bir kulüpte kendilerini yalanlayanları da gördük.
En kullanışlı cümleler yalanlardan oluşuyorsa, doğruların kanatlarına yazılanlar bizlerin daha çok ilgisini çekiyor.
Hem medya katında!
Hem yöneticilik katında!
* * *
Şampiyon Trabzonspor'a gelince.
Büyük umutların fırtınasıyla geçen 38 yıllık zaman içinde nice Trabzonspor taraftarı şampiyonluğun yüzünü yakından gördü ama dokunamadı.
Cumartesi gecesi gururla kaldırılan şampiyonluk kupasına bakınca "beklemeye değdi" dedi.
Göz kırparken projektörler aslında insanlar aydınlattı geceyi, o yüzden bütün gece şampiyonluk koktu Trabzon.
Herkes öyküsünü başkalarına anlatacak kadar yakındı birbirine.
Onlar hiç uzaklaşmadılar zaten.
Ne liderlikten ne umutlardan!
Altay karşısında İstanbul'da 70 bin kişiyi tribünlere toplamak o sevdanın kanıtıdır.
Bir geminin direğine tırmanır gibi denizlerde ve bordo mavi güller açarken yüzlerde!
* * *
Abdullah Avcı bu gurura adını verdi.
Az emek vermedi futbolcularıyla, yöneticileri ve taraftarıyla.
Hiç kimse onun kadar hak etmemişken kupayı kaldırmayı, bir şehri de ayağa kaldırdı.
Bu görkemli tabloyu çizerken imzasını emekle ve alın teriyle attı.
O yüzden Abdullah Avcı'nın adı yüksek sesle ve saygıyla anılıyor ülkenin her yerinde ve her dilde.
Apoletine ve konuşurken kullandığı her cümlenin içindeki harflerin zarafetine mahsuben.
* * *
İnsanlığa yatırım yapılmayan ülkelerde zarafetin ve sportmenliğin öne çıkması için, önce her türlü vahşetin kökünü kurutmaya ant içmiş adamların öne çıkması gerekiyor.
Kendilerini kurtarmak için insanları birbirine düşürenlerin değil.
Vicdan kötülüklerden arınsın diye insanlara bağışlanmıştır ama herkes o şerefe nail olamamıştır.
O yüzden gelecek yıllar çocuklarımız için daha tehlikeli bir hal alacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor