Kötünün iyisi

Grupta 2. belirleyecek olan maçta Milli Takımımız'da maç öncesinde sadece Gökhan ve Hamit'in sakatlığı can sıkıcıydı. Beraberlik amacıyla Belçika'ya geldiğimiz, sahaya çıkan 11' den belli olmuştu.
Benim Belçika'da gözlemlediğim, onların da bu maça son 10 yılın en önemli maçı olarak baktığıydı.
Belçika maçta erken bulduğu golle işi bayağı sıkı tuttuğunu belli etti.
Özellikle, Hazard ve Witsel gibi 2 tehlikeli oyuncularıyla oldukça etikili göründüler. Herhalde Hiddink, Hazard'ın oynamayacağını düşünerek Çağdaş'ı oynatmıştı.
Çünkü onun gibi süratli ve hızlı bir oyuncuya karşı daha iyi bir önlem düşünmeliydi. İlk yarıda orta saha hakimiyetini kaybeden milliler, kontrolü sağlayamadı. Selçuk İnan bana göre Emre'yle çok uyumlu değildi.
Arda'nın müthiş klasıyla hazırladığı gole kadar etkisiz görünen Milli Takım, bu golden sonra bir 15 dakika kadar etkili olabildi. Bütün maçta, varlık gösterebildiğimiz dakika bundan ibaretti.
İkinci yarıda, beraberliğin yeteceği düşüncesi kafalarına yerleşen oyuncularımız, çok kopuk bir mücadele gösterdiler.

Hiddink başarılıysa...
Maç artık tamamen Belçika'nın kontrolündeydi.
Saha zeminini avantaja dönüştürmek isteyen Belçika, sürekli uzaktan şutlar denedi.
Bu dakikalarda Milli Takımımız hiçbir şey yapmamaktaydı.
Başta Hiddinkolmak üzere herkes izliyordu.
Belçika'nın kaçırdığı penaltı bizi koruyan ilahi gücü bir kez daha hatırlattı. Kaçan penaltı bazılarını diriltir diye bekledik ama bir faydası olmadı. Mehmet Topal ve Mehmet Ekici belki taze kan olabilirdi. Ama geç bir değişiklik oldu.
Dünya kadar para alıp, bu takımı en iyi 2'nci bile yapamayan Hiddink başarılıysa, söylenecek fazla bir söz yok. Bu takımı sıradan Türk hocaları da bu şekilde 2'nci yapabilirdi. 4 büyük takımımızın başında yerli hocalar varken Milli Takım'ın yabancı bir hocayla çalışması çok acı...