Güneş imzayı attı

Yağmurlu bir İstanbul akşamıydı.
Gökyüzü adeta Beşiktaş taraftarı gibi kupasız geçen bir sezona ağlıyordu. Vodafone Park'ta tribünler ilk kez bir lig maçında bu kadar boştu.
Hayal kırıklığı her halinden anlaşılan Beşiktaş taraftarına Şenol Güneş'in maç önü yaptığı ''Beşiktaş taraftarı git demeden gitmem'' açıklaması bir anda gelecek sezon için umut oldu. Bu sözlerle statta bir anda ''Güneş'' açtı.
Takım sahaya çıktığında taraftar Şenol hocasıyla yeni sezon için çoktan sözleşme yenilemişti. Bir anda insanın aklına Şenol Hoca neden Galatasaray derbisi öncesinde de böyle konuşmadı da takımını daha iyi motive etmedi sorusu geldi. Futbolcuların yüzünde ise ahlar, vahlar, keşkeler ve sezon başından bu yana kaybedilen puanların pişmanlığının ifadesi vardı. Çünkü bir ara o çok sevdikleri Şampiyonlar Ligi için ligi umursamamışlardı.
Sezon başında Avrupa Ligi ön elemesini geçemeyen Galatasaray lider, Fenerbahçe ise ikinciyken, Şampiyonlar Ligi'nde namağlup gruptan çıkan Beşiktaş nasıl olur da sezonu 4. kapatırdı?
İşte bu büyük ihmalkarlık bir sezona maloldu. Negredo tribünde Love sahadaydı bu kez.

AKILLAR ESKİ SEVGİLİLERDE
Yine değişen bir şey yoktu. Love adeta terlikle oynar gibi ağır ve etkisizdi.
Aylardır kendini Beşiktaş taraftarına aşık edemedi. Bu yüzden akıllar hep eski sevgililerde. Gomez'de, Demba Ba'da, Aboubakar'da ve Tosun Paşa'da.
Quaresma maçın başında bir ara çıkmak ister gibiydi. Eyvah yine Lens giriyor dedi Beşiktaşlılar. Dakikalar ilerledi ve Lens'in hayatı boyunca yapmayı aklından bile geçirmeyeceği bir orta ile Quaresma kilidi açtı.
Adriano'nun güzel golü ise yağmura rağmen gelen taraftara hediye oldu.
Talisca'da da hedefsiz olmanın ve Devler Ligi'nden uzaklaşmanın tutukluğu hakimdi.
Ligin en az gol yiyen takımı Beşiktaş maçı kazandı ama sonuçta en büyük kazanç Güneş oldu. Anlaşılan o ki Beşiktaş'ı önümüzdeki yıl 'Güneş'li bir sezon daha bekliyor.