Spor yazarlarından Antalyaspor-Galatasaray maçı yorumu

LEVENT TÜZEMEN
Igor Tudor izledi
Galatasaray 34'te Gomis'le öne geçinceye kadar bizlere üç maçta izlettirdiği yüksek tempodan ve coşkulu oyundan uzaktı. Antalya'nın sıcağı ve nemi Galatasaraylı oyuncuları sanki uyuşturmuştu. Her zaman rakibe önde yapılan baskı yoktu. Gomis ve Rodrigues istekliydi. Gomis önde top tutuyor, Rodrigues ısrarla sahanın her yerine basıyor ve özellikle sağdan etkili hücumlar deniyordu.
N'diaye eğer orta alanda hücuma dönük yakaladığı topları doğru bölgeye pas olarak kullansaydı G.Saray golü erken bulabilirdi. Tempo düşük olmasına rağmen Galatasaray'ın üç doğrusu vardı:
1-Antalyaspor ataklarını karşılarken takım halinde savunmada oldular.
2-Doğru pozisyon alırken, rakibin baskısı karşısında asla panik yapmıyorlar ve birbirlerine yardım ediyorlar.
3-Hücuma dikine paslarla çıkmaya sadık kalıyorlar ve topu şişirmiyorlar.
Galatasaray dergisinin Eylül sayısında Belhanda'ya, "Tudor'un senden beklentisi nedir?" diye sormuşlar. Belhanda şöyle cevaplamış:
"Takımı oynatmamı, oyunu yönlendirmemi ve orta sahada top almamı istiyor. Ayrıca rakip alanda pozisyon yaratmak gibi bir görevim var..."

Selçuk'un girmesi hataydı
Oyun içinde etkili görünmeyen o Belhanda kabına sığamayan Rodrigues'e "Belhanda kalitesinde" bir top attı. Rodrigues yaptığı kaliteli koşuya bir de kaliteli orta ekledi. Gomis de "Golcü topa böyle vurmalıdır" dercesine ayak içiyle mükemmel bir gol attı. Galatasaray'ın oyun aklı durumundaki Belhanda'nın daha fazla sorumluluk alması gerekiyor.
Bu sorumluluğu Belhanda almayınca devreye Tudor girmeliydi. Bu arada baskıyı durdurmak için Tudor, hamlelerde geç kaldı. Özellikle çok koşan Ndiaye'yi Selçuk ile değiştirmesi hataydı. Hırvat hoca, takımın şuursuzca geriye yaslandığını görmesine rağmen 'kenardan çıkın, topu önde tutun' gibi talimatlar yağdırmadı. Eyüp ile oynanan hazırlık maçında Feghouli iyi oyunu ve attığı gol ile ön plana çıkmıştı.

Tudor'un rakip defansı etkisiz hale getirebilecek Feghouli'yi oyuna erken almaması da büyük hataydı. Galatasaray ilk 3 maça oranla ilk kez topa sahip olma oranında rakibin gerisinde kaldı. Galatasaray'da bütün futbolcular sağ ayaklı. Tudor farklılık yaratabilecek takımdaki sol ayaklı oyuncuları da kullanmalı.
Sonuç Galatasaray yaşadığı puan kaybından fiziksel ve taktiksel olarak ders çıkarmalı.

ÖMER ÜRÜNDÜL
Selçuk değil Feghouli!
Antalya'nın ilk yarıdaki ana taktik stratejisi; önde etkili takım presi yaparak, Galatasaray'ın kaliteli orta sahasının forveti ile bağlantısını kesmekti. Bunda da büyük ölçüde başarılı oldular. G.Saray ise rakibin doğru ve iyi işleyen taktiğine, akılcı bir anlayışla karşılık verdi. Risk almayıp, alan daraltıp, geride iyi yerleşerek garantili oynadılar. Hücumda etkili olamadıkları ilk yarıdaki sıkıntılı bölümde, bir net pozisyon verdiler ama kalede Muslera vardı! Çok önemli bir kurtarış yaptı, kısa süre sonra da G.Saray, ilk ciddi atağında Gomis ile hazırlanışı ve yapılışı güzel bir gol attı.

İkinci yarıda yine değişen bir şey yoktu. Antalya tempolu ve presli futboluna devam ediyor, G.Saray da bir türlü istediği pas trafiğini sağlayamıyor ve ritmini de bir türlü bulamıyordu. Bu durumda yapacakları iş, garantili savunmaya devam etmekti. Yoğun baskı altında kalmalarına rağmen uzun süre pozisyon vermediler. Ancak bir duran topta Eto'o gözden kaçırılınca skora denge geldi. Tudor'un hamlelerini düşündüğümüzde, Ndiaye değişikliği doğruydu. Çünkü Ndiaye, sahada hiç görünmüyordu. Ancak giren kişi Selçuk değil, Feghouli olmalıydı. Tolga da orta sahaya çekilmeliydi. Böylelikle ileride top tutulur, Feghouli de Gomis'e yardımcı olurdu. "Tudor başka değişiklikler yapabilir miydi?" dersek, skora göre eleştiri yapabiliriz. Tudor da bize "Oyunu rakip domine ediyordu ama biz de pozisyon vermeden skor avantajını sürdürüyorduk" cevabını verebilirdi. Sonuçta pozisyonu az mücadeleci geçen maçta puanlar paylaşıldı.