Spor yazarları Gazişehir FK - Galatasaray maçını değerlendirdi

SERKAN KORKMAZ - EZBER BOZMAK Fatih Terim'in kendi ezberini bozmakta zorlandığını söylüyorduk. Fatih hoca dün akşam Gaziantep'te ciddi şekilde bu ezberi bozmayı başardı. Açıkçası kötü futbola ve kötü gidişata 'dur' demek için zorlu bir deplasmanda fazla cesur davrandığını da söylemek lazım. Nzonzi'siz ve Donk'suz, Ahmet Çalık'lı bir 3-5-2 hayli riskliydi. İlerleyen dakikalanda orta sahaya yedek kulübesinden Seri'yi alması oldukça şaşırtıcıydı. Dün akşamın en iyilerinden birisi farklı bir görev üstelenen ve bu görevi layıkıyla yapan Feghouli'ydi. Andone'nin sakatlanmasıyla oyuna giren Babel de bence takımı cesaretlendiren ve oyunu rakip kaleye taşıyan önemli işler yaptı. Terim'in dün akşam kazanmış olması işlerin yoluna girdiğini göstermez. Yine de farklı isimlerin rotasyonda kullanılmış olması önemli bir forma rekabeti yaratacak ve bu takıma olumlu yansıyacak diye düşünüyorum. Sakatlığı nedeniyle oynayamayan Belhanda, Seri hâlâ oynayabiliyorsa iyileştiğinde umutsuzluğa kapılmamalı. Türk oyuncuların varlığının takıma sadece teknik anlamda değil, ruh olarak da çok şey kattığını gözlemledim. Ahmet Çalık da, Ömer Bayram da, Emre Taşdemir de muhadilleri olan yabancılardan daha çok şey verebileceklerini ispatlarcasına oynadılar. Her şey yolunda değil belki ama G.Saray çok önemli bir galibiyetle zirve iddiasını sürdürmeyi başardı. LEVENT TÜZEMEN - DOĞRU FUTBOL Fatih Terim'in istikrar adına yabancılardan kurduğu kadroya yerli oyuncuları monte etmesi Galatasaray'ın görüntüsünü değiştirdi. Antep'te muhteşem olmasa da futbolun doğrularını oynamaya çalışan bir oyuncu grubu gördük. Çok koşan, çabuk oynayan, hücuma dikine paslarla hızlı çıkan, topa ve oyuna hükmeden bir Galatasaray izledik. Çalışkanlığıyla göz dolduran Ömer iyi oyunuyla tüm arkadaşlarını motive etti. Ömer defansa yardıma geldi, hücumda rakip savunmanın arkasına etkili koşular yaptı, orta alanda rakibi kovaladı, top çaldı, pas dağıttı. Ömer'in enerjik yapısı ve tekmeye kafa sokan mücadelesi Galatasaraylı oyuncuları da etkili oynamaya yöneltti. Attığı gol öncesi topu diziyle önüne alması ve köşeye vuruş biçimi mükemmeldi. Kanabıyık'ın Ömer'e yaptığı itme net faul ve penaltıydı. Cüneyt Çakır'ın VAR'a gitmemesi beni şaşırttı. Galatasaray şampiyon olduğu yıllarda hep hızlı kanat oyuncularının meyvesini yemiştir. Terim'in tam hazır olmamasına rağmen Emre Taşdemir'i sol kanatta kullanması Galatasaray'a atak bindirmeleri ve hızlı hücum etme şansı tanıdı. Feghouli'nin golü öncesi topu hücuma çabuk taşıdı, arka direğe de akıllı kesti. Galatasaray'da artık Feghouli'nin oyun lideri olması lazım. Cezayirli yıldızın mükemmel bir oyun aklı ile topa hükmeden kaliteli bir tekniği var. Koştuğu sürece Feghouli 'Maestro' olur. Lemina orta alanda terazinin kulbu gibiydi. Muslera topu oyuna sokarken sürekli Lemina'ya oynadı. Uzun süreli maç oynama alışkanlığına ihtiyacı olan Lemina'nın yanında Ndiaye tipinde güçlü bir oyuncu olursa orta saha 'Melo- Selçuk' modeli gibi çok güçlenir. Real'den sonra mücadeleci oyunla kazanılan 3 puan tüm takıma itici güç olacaktır. Avrupa Ligi artık hedef görünse de Şampiyonlar Ligi'nden elenen Galatasaray, Antep galibiyeti ile zihinsel olarak lige dönmüştür. REHA KAPSAL - YAZILIM Galatasaray bu sezon resmi maçlardaki özellikle ilk 45 dakikalık performansıyla sezonun en iyi oyununu sergiledi. Sarı-kırmızılılar iyi mücadele etti. Coşkulu oynadı. Pasın hızını iyi ayarladı. Dikine hızlı oynadı. Hücumda sürekli hareketlilik yakaladı. Topsuz alan oyununda, çizgilerde ikili oyunlarda, final pas becerisinde ve hücum organizasyonlarında çok başarılıydı. Bu oyun üstünlüğünün farkını da skora yansıtarak devreye önde girdiler. İkinci yarı zaman zaman özellikle fiziksel olarak oyundan düşen sarı-kırmızılılar geriye yaslandı. Oyun gelgiti yaşadılar. Buna rağmen yine pozisyonlar buldular. Özellikle de sıkıntılı bir süreçten geçerken alınan galibiyet ileriye umutla bakmak için çok önemliydi. Geleceğe okuyamayan ayakta kalamaz. Fatih Terim gibi deneyimli bir teknik adam doğruyu bulmak için bir şeyleri denemeye devam etmeliydi. Gaziantep deplasmanında bu kurguyu geçmiş maçlara göre daha doğru belirledi. Oynattığı 4 yerli futbolcu oyunun enerjisinin ve temposunun yukarı çıkmasında çok büyük katkı verdi. Geçmişte sorumluluk almayan oyuncu topluluğu çoğalınca işlerin kötüye gittiğini gören Fatih Terim hem bazı oyuncuları oynatmadı, hem de yerli oyuncuları bu sisteme dahil etti. Saha içinde daha fazla savaşan, isyan eden, başarılı olmak için sorumluluk alan oyuncuları oynatmasının olumlu farkını sahada gördü. Fabrika ayarlarına geri dönmeye gerek yok. 'Yeni bir yazılımla sistemdeki arızaları giderebilirsin.' Fatih Terim'in de dün akşam tam yaptığı buydu. ERMAN TOROĞLU - PANSUMAN OLDU Ağır yaralı Aslan'a bu Gaziantep maçı pansuman oldu. Galatasaray çok mu iyi oynadı? Hayır. Ama bazı oyuncular kımıldadı. Fatih hoca hep 'şunu yapacağım' diyor, 'bunu yapacağım' diyor, 'gençleri oynatacağım' diyor, 'bazılarını keseceğim' diyor, 'aralık' diyor, 'ocak' diyor, diyor da diyor. Teknik adam çok fazla konuşmaz. Teknik adamın aynası, takımıdır. Sahada onlar konuşursa teknik adamın ne olduğu meydana çıkar. Tabii konuşamazsa da teknik adamın ne olduğu meydana çıkar. Futbol maalesef geçmiş başarılarla konuşulmuyor. Başarı o gün biter, yarın yeni bir kulvara çıkarsınız. Gaziantep takımı, Real Madrid karşısındaki Galatasaray'ı görünce 'Ben bu takımı yenerim' dedi. Onlar da kendilerini herhalde Real Madrid ile kıyasladılar, karıştırdılar. Ne halt olduklarını gördüler. Galatasaray'da bazı oyuncular bazıları çalışıyorlar, bazıları eh işte. Önce şunu halletmek lazım. Galatasaray'da oyunu kim başlatacak? Haftalardır Muslera kuruyor. Bu kadar fazla yana ve geriye top yapan başka takım görmedim. Neden? Kimse boşa çıkıp top almıyor, kimse yardımlaşmıyor, herkes sahte oynuyor. Galatasaray'da Lemina'nın yüzde 100 oynaması gerekir. Neden? Çünkü bu oyuncu topu ileri ve araya oynamaya çalışıyor. Hatta bunu yaparken arkadaşları fazla yardım etmiyor. O zaman topla dönüyor bir pozisyon daha kazanmak için. Bunu Luyindama ile Marcao yapınca dağlara taşlara vuruyorlar. Dün gece ikinci bir isim vardı. O da Feghouli. Feghouli Galatasaray için olmazsa olmaz bir oyuncu. Dün Babel de kımıldadı. Ama Babel ideal santrfor mu değil. Yoklukların santrforu. Topu verirsen çabuk kaptırmıyor, defansı rahatlatıyor. Dün görevini en iyi yapan 3-4 oyuncudan biri de Ahmet Çalık'tı. İyi yerde durdu, zamanlaması yerinde müdahaleler yaptı. Demek ki yedek kulübesinde paslanmamış. Koşuyor, çalışıyor, çabalıyor kendi kapasitesine göre. Zaten sol bekte oynayacak vasıfları yok. Ama orta sahada iyi iş yapıyor. Aslında Galatasaray'ın yedek kulübesine bakmak lazım. Bazıları fazla. Mesela Seri, mesela Selçuk, mesela Nagatomo... Artık bunları bir kenara koymak lazım. O yedek kulübesini heyecanlı, genç, ileriye dönük oyuncularla doldurmak gerekir. Yani yerli oyuncularla. Bunları Almanya'dan mı alırsınız yoksa büyük aşama kaydeden Avusturya futbolundan alırsınız bilemem. Mutlaka neler vardır iyi araştırılırsa.