FENERBAHÇE HABERLERİ - Spor yazarları Fenerbahçe-Antwerp maçını değerlendirdi

EMRE BOL - ANLADIN MI VITOR?

Attı… Penaltı oldu, kaçırdı… Yine penaltı oldu. Cesaret etti… Bu kez attı. Valencia Fenerbahçe'nin bence en değerli oyuncusu… Gol de atar asist de yapar. Transfer edilenlerin hepsinden daha evlâ…

İnanın Mesut'tan bile! Hiçbir şey oynamadığın bir maçta oyundan çıkarken sağı solu tekmelemenin anlamını çözemedim. Sen sahada iyi oynarsan kalacaksın, kötü oynarken değil! Dünyanın en büyük kulüplerinde oynamış olabilsin lakin burası Fenerbahçe. İyi oynamayarak, sadece isminle sahada kalamazsın. Bas gaza, bizler seni savunalım. Sonuna kadar…

Antwerp, Fenerbahçe'nin ayarında bir takım değil. Güle oynaya yenebileceğimiz bir rakip. Sarı- lacivertlilerin hep övdüğüm; güç, kuvvet, dayanıklılık durumu Antwerp karşısında ne yazık ki çöktü. Bu durum aslında Fenerbahçe'nin tek geçer akçe özelliğinin de sanıldığı kadar güçlü olmadığını gösteriyor.

Oyuncu değişiklikleri bir takımı ileriye götürmeli. Karşılaşmanın en iyisi Ferdi'nin neden oyundan çıktığını anlayamadım. Girenlerin, çıkanların boşluğunu doldurması gerekiyor. Ama gelin görün takım daha da geriye gitti. Benim Avrupa Ligi'nden bir beklentim yok açıkçası. Sadece bu yüzden agresif yazı yazmadım. Ancak bu futbol devam ederse beni kimse susturamaz. Anladın mı Vitor?

REHA KAPSAL - PLANLAR VE ESNEKLİKLER?

Fenerbahçe'nin Antwerp'i yenerek ümitlerini son 3 maça taşımak tek düşüncesiydi. İlk yarıda geri düşmesine rağmen attığı 2 golle beraber Valencia'nın gereksiz panenka penaltısı denemesi belki sarı-lacivertlilerin 3-1'le soyunma odasına gitmesini engelledi.

Valencia benim beğendiğim, çok teknik, zeki ve bir de adam eksilten çok iyi golcü. Onun gibi tecrübeli oyuncunun böyle telafisi olmayan maçlarda, fanteziye kaçmadan daha net penaltı atması gerekir. Maçta Valencia'ya ne Mesut ne de Berisha ayak uydurdu. Hücumda yalnızları oynayan Valencia, ona rağmen hücumda fark yarattı.

Özellikle Mesut ve Berisha'yla ne ikili ne de üçlü hücum kombinasyonlarını da yapamadılar. Buna bir de Ferdi ve Samuel'in fazla etkili olamadıkları gibi destek de verememeleri, takımı hücum zenginliği açısından özellikle ikinci yarı ciddi anlamda zayıflattı.

Fenerbahçe'nin bu oynadığı sistemde ve Pereira'nın oyun felsefesinde, hep rakibe yapılan karşı pres en önemli taktik hamlesiydi. Bu maçta onu rakibe karşı maçın hiçbir bölümünde uygulayamadılar. "Bu karşı pres ve hücumcu oyuncuların kombinasyon eksikliği, bu çıkan görüntüdeki en büyük plansızlıktı". Oyun planları ve değişik dizilişler planlarının sayısının, mutlaka artması gerekir. Bu kadar mesafeler birbirinden kopuk ve açıkken de bu baskıyı yapmak tabii ki mümkün değil.

Bu oyunda hücum üçlüsü direkt skor katkısı yapması gerekir. Yani oyuncu hızı, becerisi, sayı yapması yalnız bu maç özelinde değil, genel olarak daha fazla katkıları olup, maçlarda kalite farklarını ortaya koyup takımlarının gol sayılarını daha üst seviyeye çekmeleri gerek. Bu beraberlik şansı azalttığı gibi esas Pereira'nın her toplantıda "Rakamlar bu oyunda önemli değil" dediğini görüyoruz. Evet, bu konuda haklı ama içine de bir felsefe koymalı ki top ayağındayken, rakipteyken ve eldeki kadrolarıyla "daha esneklik göstererek yalnız üçlü değil, dörtlü formasyonu da b planı ve değişik alternatifleri de" mutlaka takımına monte etmesi gerekir. Bunu da oynayacak kadro derinliği elinde var.