Kocaman, maçın ardından düzenlenen basın toplantısında, haftanın çok zorlu ve sert bir hafta olarak gözüktüğünü belirterek, ''1 haftaya 3 maç sıkıştırdık, üçü de deplasmandaydı. 2 tanesinden istediğimiz sonucu aldık. Biri şu an için ortada gözüküyor. Perşembe günü umarım ve dilerim yarım kalanı tamamlama beceresi ve gücünü gösteririz'' diye konuştu.
İki gün önce efor olarak yıprandıkları ve hırpalandıkları bir maç oynadıklarını belirterek, ''Oradan kalkarak Trabzon gibi oyuncu kalitesi ve zorluk derecesi yüksek yerden çıkmak kolay değildi. Tüm maç boyunca enerji konusunda direnç konusunda da üstün bir efor ortaya koydu bizim takım. Takımı, bütün oyuncuları kutluyorum'' dedi.
Son maçlara göre Trabzonspor'un ilk 10 dakikaya en arzulu başlangıçlardan birini yaptığını ifade eden Kocaman, şöyle devam etti: ''Maçı çok istedikleri belli oluyordu. İlk 10 dakika açıkçası yuvarlak hesapla söylüyorum, her iki takıma gitti geldi maç. Arka arkaya iki pozisyona girdi. Biz de bunun akabinde bir şeyler yapmaya çalıştık. Maç her iki tarafa giderken özellikle Bamba'nın kendi kalesine attığı golle ibre bizim lehimize döndü. O andan itibaren oyunun kontrolü ve güne uygun ruhunu yakalama şansı elde ettik. O andan itibaren maçın sonuna kadar bu ritmi ve kontrolü elimizde tutarak maçı kazanmayı başardık. Maç öncesi çok zorlu bir karşılaşma bekliyorduk ancak ilk 15 dakika dışında son derece başarılı olduğumuzu söyleyebilirim.''
Kocaman, bir gazetecinin ''son 3 deplasmanda galip gelmeyle birlikte deplasmanda kazanamama psikolojisini üzerinizden attınız mı'' sorusu üzerine ise ''Söyleyemeyiz. Bu tip sorulara karşı hep aynı şeyleri söylüyorum, söylemekten yorulmuyorum. Ama bu böyle, futbol böyle bir oyun. Bazen arka arkaya deplasmanda kazanırsınız, bazen içeride kaybedersiniz. Ne bana ait ne benim uygulamalarıma ait bir şey bu. Futbolun doğası, bu böyle devam edecek. Arka arkaya deplasman galibiyetine ihtiyacımız var. Ama bu sefer içerideki dinamizmimizi kaybettik. Bu galibiyet bize moral verecek, arkamıza rüzgar verecek. İkisini bir araya getirmeye bundan sonra gayret edeceğiz'' dedi.
Kocaman, ''Taraftarların hem size hem de kendi takımlarına tepki gösterdi. Hafta içinde Avrupa kupası maçı sonrası futbol dışı bir cevap vermek zorunda kaldınız. Türkiye'deki bu ortamı nasıl buluyorsunuz. Bununla ilgili bir reçeteniz var mı'' şeklindeki soru üzerine, şu ifadeleri kullandı:
''Yok, olamaz da. Bu yapısal bir problem gibi gözüküyor, futbol sahalarının dışardaki bir problem gibi gözüküyor. Zaman zaman yanıt vermeye çalışıyoruz ama bu bir anlam ifade etmiyor, ifade de etmeyecek. Benim bir reçetem yok, aslında var kendime ait ancak bu reçetemi kendi dünyamda kullanabiliyorum. Dolayısıyla bunu başka insanlara empoze, dikte etme gibi bir gücüm de yok, şansım da yok. Ama her şeye olumsuz bakmayı seven bir yapıdayız maalesef. Her şey olumsuz, her şey kötü. Kötülükle bu kadar gelişebiliyoruz maalesef... Birbirimizle didişmekten başka yaptığımız bir şey yok. Nehir tersine doğru akıyor. Daha aklı, dayanışmayı, bilgiyi ortaya koymamız lazım. Bunların hiçbiri yok, birbirimizle çatışmaktan zevk alıyoruz. Böyle gelmiş böyle gidecek maalesef.''
Kocaman, bir gazetecinin ''6. dakikada bariz bir gol var, gol verilseydi gidişat böyle olur muydu'' sorusu üzerine, ''Eğer gol alsaydı pek çok şey değişecekti. Belki daha farklı skorla kazacaktık veya yenilecektik, bu her şeye açıktı. Ancak televizyonda topun tamamının geçmediğini gördüm, doğru da yanlış da olabilir ama öyle gözüküyor. Eğer tabi ki gol olsaydı, gole karar verilseydi A dan Z ye pek çok şey değişirdi'' yanıtını verdi.
-EMRE'NİN AÇIKLAMALARI-
