Dejavu

Fenerbahçe'nin Dünya Kupası arasına girerken belki de şu anda ligde karşılaşabileceği en zayıf takımlardan biriyle oynaması maçtan önce ağır favori olduğunun göstergesiydi. Tabi evdeki hesap çarşıya uymadı. Fenerbahçe, Sivasspor maçında top ayağındayken doğru hücum edemedi. Burada verdiği 'SOS'lar Giresunspor maçına da aynı şekilde yansıdı. Gol pozisyonu bulmakta ve üretmekte zorlandılar. Rakip organize olmuş savunmayla oynayınca set hücumu ve hücum setlerinde ciddi sıkıntılar yaşadılar. Bu onların oyun kültürlerinde alışık olmadıkları şu ana kadar ne kadar başarılı performans gösterip, övgüyü de hak etseler çalışmadıkları yerden geldi oyun. Fenerbahçe'nin lig ve Avrupa'da şu ana kadar 24 maça çıkmasının ister istemez fiziksel ve zihinsel olarak oyuncuları etkilemesi gayet doğaldı. Ve o etkilenmenin yansıması sahada net bir şekilde görüldü. Orta sahada merkezde Arao ile Zajc birbirini tamamlayan ikili değil. Burada geçen hafta da dinlenen İsmail tercihi daha doğru olurdu. H H H Hücumda da mutlaka Emre Mor tercihi baştan yapılabilirdi. Pedro şu ana kadar beklentilerin en uzağında kalan isim oldu. Serdar Aziz'in bireysel hataları skoru belirledi. İlk golde yaptığı hatayı içine sindiremedi. İkinci golde top tekniği iyi olmayan, oyun kurucu bir pasör stoper özellikleri taşımayan bir oyuncunun daha basit bir şekilde Altay'a topu vermesi gerekirdi. Fenerbahçe bir dejavu yaşadı. Geçen Sivasspor maçı gibi yine on kişi kaldı. Top ayağında iken istenilen kalitede hücum çeşitliliği yaratamadı. Alan bulma-alan yaratma kombinasyon çeşitliliği ile yerleşik savunmalara set hücum etmekte kalite ve anlayış eksikliği geçen maç gibi net bir şekilde görüldü. Ligde lider olan takım, Avrupa'daki grup birinciliği ile çok başarılı bir performans sergiledi. Jorge Jesus yapılan 12 transferle yeni geldiği bir ülke ve camiada çok doğru bir oyun kurgusu üretti. Oyun prensiplerini en iyi şekilde uygulayarak ortaya basarılı bir ürün çıkardı. Ve bunun da karşılığını aldı.