18 Ağustos 2022 | Perşembe

Galatasaray'ın zamana ihtiyacı var!

Galatasaray, ilk çeyrek saatlik baskıdan gol çıkaramadığı Giresun maçında gittikçe eriyen buz misali oyundan düştü. Bunda iki kanattaki Kerem ve Yunus'un etkisiz görüntüsü ve sürekli içe kat etme alışkanlığı kadar, Seferoviç'in düşük viteste oynaması, beklerin hücuma yeterli katkıyı yapmaması, Midstjö'nün oyuna az katılıp, risk almaması, Oliveira'nın fiziki eksikliği ve Emre Akbaba'nın top kayıplarının da etkisi vardı. Stoper rotasyonundaki sıkıntı ise mutlaka çözülmesi gereken başlı başına bir sorun.
Saydığım sıkıntılar bireysel gibi görünse de, beraber oynama pratiğinin az olmasını yadsıyamazsınız.
Galatasaray hazırlık dönemini mevcut kadroyla yapmadığı için bu sıkıntıları bir süre daha yaşayacak ve maç ritmini yakalamakta sıkıntı çekecektir.
Bu arada Okan Hocayı da kenarda biraz telaşlı gördüm. Çift forvete dönmek doğru gibi görünse de acaba erken bir hamle miydi?
Orta saha eksilince rakip kolay gelirken, ileriye top taşımak güçleşmedi mi? Aynı şekilde henüz takımla doğru dürüst çalışmamış, ciddi antrenman eksiği olan Mertens'i (Daha hazır gelen Torreira'yı söylemiyorum) oyuna almak telaş göstergesi miydi?
Galatasaray camiası Okan Hoca için de, takımın tam olarak hazır hale gelmesi için de biraz daha sabretmek zorunda.
Ben gidişatın doğru olduğunu düşünüyorum. Ama görünen o ki bir süre beklemek ve mutlaka sabretmek gerekecek.

GOLCÜSÜZ DOKUZ GOL

Fenerbahçe ne D.Kiev'e elenirken çok kötüydü, ne de Kasımpaşa'ya gol yağdırdığı için her şey tozpembe diyebiliriz.
Fenerbahçe'nin takım olabilmesi için zamana ihtiyacı var. Ancak yapılan transferlerin büyük bölümü hem isim hem de cisim olarak tatmin etmeyince puan kayıpları sert eleştiriler aldı.
Kasımpaşa maçındaki galibiyet Jesus'un dikine oynayıp, doğrudan rakip kaleye gitme arzusunu tam olarak yansıttığı için önemliydi. Farklı oyuncuların skora katkı yapması ve King başta olmak üzene bazı bireysel performanslardaki kayda değer gelişmenin de altını çizmek gerek.
Portekizli teknik adamın Zajc'ı yeniden ilk 11'e koyması ve bal yapmayan arı Rossi'den vazgeçmesi de bence önemli bir seçim oldu.
Fenerbahçe Joao Pedro, Serdar Aziz, İrfan Can ve Mert Hakan'ın iyileşmesi ile beraber bir de iyi santrafor transfer edebilirse önü çok açık olacaktır. İşin ofansif kısmında sorun yaşanmayacağı, "iyi golcüsü yok" tezine rağmen iki maçta atılan dokuz golden anlaşılabilir. Stoper uyumu yakalanıp, takım savunması da yerleştiği takdirde güçlü ve dengeli bir takım ortaya çıkacaktır.
Bir küçük uyarı da hepimizin yıldızı Arda'ya… Lütfen kendin olmaya devam et! Fazlasına gerek yok. Her şey adım adım.

HAKEM TAMAM YA ISMAEL?

En son söyleyeceğimi baştan yazayım. Beşiktaş, Alanyamaçında net bir şekilde hakem mağduru. Yasin Kol, verdiği ve vermediği kararlar kadar, Emrecan'a gösterdiği ilk sarıda da fazlasıyla hatalıydı. Hakemlik becerisi ve muhakeme gücü düşük bir performans sergiledi. Beşiktaş skoru 3-0'a getirmiş, güle oynaya giderken, Alanyaspor'u maça ortak etti. Buraya kadar tamam. Ama madalyonun bir de öteki yüzü var.
Hakem kadar kötü bir performans da Valerien İsmael 'e ait. İşte Beşiktaş için asıl tehlike burada.
İsmael, bir kişi eksik kaldığı için ceza sahasının önüne otobüs çekip, koca Beşiktaş'ı skoru korumaya çalışan sıradan bir takım hüviyetine soktu. Ofansif etkinliği en aza indirdi. Kapanan bir takımda açık alan oyuncusu olarak daha iyi iş yapacak N'Koudou ilk çıkan isim olur mu? Hadi onu çıkardın, maç gecesi İstanbul'a gidip, döndüğü ortaya çıkan Weghorst'u 90 dakika sahada tutarken, Muleka gibi kontratak futboluna uygun bir isim kenarda unutulur mu? Korktu ve bedelini ödedi. Henüz sezonun başındayız ve Alanya'dan bir puan çıkarmak enseyi karartmayı gerektirmez.
Ancak bu maç Valerien İsmael'in geleceğini sorgulamamıza yol açacak bir teknik direktör hatası olarak akıllarda kalacaktır.

NE ÇANTADA KEKLİK NE DE HAYAL

Trabzonspor resmi maçlarda kalesindeki ilk golleri Kopenhag karşılaşmasında gördü. Abdullah Avcı savunmada yine dengeli ve kontrollü bir oyunu seçmesine rağmen iki kolay gol yemiş olmak can sıkıcıydı.
Zaten bundan dolayı olsa gerek, takımla hiç antrenmana çıkmamış Bartra'yı ayağının tozuyla oyuna sürdü. Bu alışılmadık durum Denswill'in küsmesine yol açar mı?
Onu da Avcı çözecek.
Söz Avcı'dan açılmışken, ikinci bir şansı olsa sanırım maça Kouassi ile başlamazdı.
Siopis'in de iyi niyetine rağmen bu seviyede fizik olarak yetersiz kaldığını itiraf etmek gerek.
Trabzonspor 2-1'i çevirecek güce ve Kopenhag oyuncularını sudan çıkmış balığa çevirecek stat atmosferine sahip. Dolayısı ile akıllı bir planla ve sakin kalarak Şampiyonlar Ligi vizesini alması zor olmayacaktır.
Ama turun çantada keklik olduğunu düşünen varsa hata yapar.
Kopenhag düz bir takım olmasına rağmen, ülke futbolunun geleneklerini tam olarak yansıtan fiziki dayanıklılığa ve oyun disiplininden taviz vermeyen bir yapıya sahip. Sakin ve özgüvenli oynamalı, kontrollü oyunu hiç gevşetmemeliyiz.
Zaten Abdullah Hoca bu konuda gereken önlemleri alacaktır. Bir gol yesek bile, üç atacak kapasitemiz var.
Mesele sakin kalabilmekte.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor