Portekiz fırtınası

İki havalı takım, iki havalı teknik direktör, milyonlar televizyonda, onbinler Fiyapı İnönü'de. Şenol hocamdan farklı bir strateji var sahada. Ben doğru buldum. Özlem ve hedef şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi. Doğrusu oynamayan kıymetli oyucularına da sorumluluk vererek, onları hazır tutmak istedi. Trabzonspor'un yedi oyuncusunun eksikliği ilk yarıda futboluna yansıdı. Schuster kadrosunu bozmadı. Bu şu demek; istikrar artık önemli, rotasyona gerek yok. İki kanatta Simao ve Quaresma ortada da Almeida olağanüstü istekli, akıllı ve uyum içinde oyuna başladılar. Peş peşe golleri buldullar. Orta saha organizasyonunda yine Aurelio tek basına. Önünde Guti ama bu kez Guti çok etkili değildi. Baktığımız zaman Beşiktaş'ın oynadığı futbol, gol zevki ve atılan gollerle birlikte insanlara mutluluk veriyor.

Defansta hastalık sürüyor
Tabiki goller de bu işin haz noktası. Bu takım çok güzel goller atar. Futbol, kaliteli futbolcularla güzelleşir. Biraz daha takımın fizik gücü ve direnci artarsa daha etkili ve sürekli olan bir takım izleriz. Bunu neden söylüyorum, çünkü ilk yarıda hayranlık duydugum takım ikinci yarıda soru işaretleri bırakan bir takım görüntüsündeydi. Bunlar neydi; her zaman olduğu gibi yenilen basit goller ve mücadenin ilerleyen dakikalarda düşmesi. Bir tek Alanzinho bu takımı çok zorladı. Üstelik çok da pozisyon verildi. Yani bir de karşınızdaki takım apayrı oyunculardan kurulan bir takımdı. Schuster oyuna Fernandes'i alarak müdahalede bulundu. Daha sonra mücadele gücü düşen Nobre'yi oyundan aldı. Bobo'yu oyuna soktu. İkisi de doğruydu. Şenol hocanın da sevdiğim bir yönü oyuna erken müdahale etmesi oldu. Kupayı seviyorum çünkü sürprizlerle dolu olan bir organizasyon.
Bu da futbolun güzelliği..