YUNUS EMRE SEL - BAŞARIYA GİDEN YOL
Kim ne derse desin zor maçtı. Zor bir rakibe karşı, zor bir maç. Ligdeki çoğu takımın kaderini tek başına değiştirebilecek Abdülkadir Ömür ve Nwakaeme gibi iki oyuncu da yoktu üstelik. Hatayspor oyunu belli bir disiplin içinde oynamaya çalışan, rakibe pres tuzakları kuran, kazandığı topları ön alandaki etkili oyuncularıyla değerlendirmesini bilen bir rakipti.
Böyle bir takım karşısında Trabzonspor, 20 dakika ısınma turlarını oynandıktan sonra oyunu başka bir seviyeye çekti. İlk pozisyonunu sağ tarafta oynayan Bakasetas'ın göbeğe doğru hamle yaptıktan sonra sol kanattan içeriye deplase olan Hamsik'e attığı topla bulan Fırtına, bu denemeden sonra hızını ve hücum çeşitliliğini iyiden iyiye artırdı. Ve iki forvet Cornelius- Djaniny işbirliği ile ilk gol hemen bu baskı sonucunda geldi.
Trabzonspor'un ikinci golü ise organizasyon açısından lig tarihinde atılmış en güzel gollerin arasına girebilir. Üstelik bu muazzam organizasyon, her mükemmel gerçek gibi bazı kopma anlarını da aşarak gerçekleştirildi.
Mesela son anda topun kendisine gelmesini uman Djaniny, ellerini havaya kaldırırken Denswil topu Cornelius'un önüne kırmızı halıda yuvarlamıştı bile. Cornelius'a da bu 'Oscarlık sekansı' tamamlamak düştü sadece.
İkinci yarı Hatayspor, bir silkelenme denemesiyle başladı ama bu sezonun süper kahramanı Uğurcan'dan iki kritik kurtarış geldi. Oynadığınız oyun -belirli aralıklarla bile- ne kadar üst düzey olursa olsun Uğurcan gibi çok üst düzey karakterlere ihtiyaç duyuyorsunuz.
İkinci yarı Trabzonspor, bana göre ligin geri kalanı için zaman zaman ihtiyaç duyacağı bir oyun anlayışıyla oyunu daha geride kabul etti. Süper Lig kendine has özellikleri olan bir lig. Fizik gücünün, mücadelenin ön planda olduğu, bu ligde zaman zaman istediğiniz oyunu sahaya yansıtamadığı anlar olacaktır her takımın. Şampiyonluk hedefleyen takımlar da dahil. Başarıya giden yol, oyunun farklı ihtiyaçlarına aynı olgunlukla cevap verebilmekten geçiyor. Trabzonspor bu cevaplardan birini verdi, hem de en estetik şekilde…
REHA KAPSAL - İŞBİRLİKÇİ!
Trabzonspor'un uzun süren galibiyet ve aynı zamanda yenilmezlik serisine Antalyaspor son vermişti. Bu maçtan sonra takımın nasıl bir reaksiyon vereceği moral ve motivasyon açısından çok önemliydi. Hatayspor'da işler kötü giderken geçen hafta Altay'ı mağlup ettiler. Ömer Erdoğan o maçta da 1.5 yıldır denemediği bir dizilişle sahadaydı. Top ayağındayken 3-4-3, top rakibe geçtiğinde 5-4-1 gibi bir oyun formasyonunu tercih etti.
Bunu Trabzonspor deplasmanında da aynı şekilde denedi. Tüm alanları kapamaya yönelik, derinlemesine bir savunma anlayışıyla gol yememek adına bu sistemi düşündü. Ama unuttuğu temel konu Trabzonspor ligimizin en çabuk şekilde dikine oynayıp, hücum geçişi yapabilen takımı olmasıydı. Bu anlayışla oynayan ve becerikli ayaklara sahip bordo-mavililere karşı hiçbir önlem almamıştı. Trabzonspor gibi hücum geçişlerini çok iyi yapan bir takıma karşı hem pas yolunu hem de koşu yolunu kapatmanız gerekir.
Trabzonspor'a bu alanları verirsen cezasını kesebilecek oyuncular var. Zaten ilk yarıda da maçı 2-0'a getirdiler. İlk devre özellikle sezonun en güçlü oyunu oynandı Trabzonspor adına. Hem çok rahat pozisyon buldular hem de oyunu domine ettiler. Rakip Hatayspor'u kaleye getirmediler. Tüm oyunun kontrolünü de ellerinde tuttular.
İkinci yarı sakatlıktan sonra istenen düzeye bir türlü gelemeyen ve fiziksel olarak oyundan düşen Bakasetas'a Cornelius da eklendi. Top hücumda kalmadığı gibi rakip yarı alana da fazla çıkamadılar. İkinci yarının hemen başında Hatay'a ciddi bi pozisyon da verdiler. Sonra da dışarıdan Abdullah hocanın oyuncu hamleleri geldi. Çünkü sıkıştırılmış maç takviminde üst üste 3 tane lig, 1 de kupa maçı oynayacak olan Trabzonspor'un kontrollü oyunu tercih etmesi doğaldı.
Djaniny'nin bireysel gücü, Cornelius'un vuruş başarısı, Berat'ın iyi oyunu, Dorukhan'ın her hafta üzerine koyarak formunu geliştirmesi bu galibiyette etkili oldu. Ek olarak Peres'in orjinal mevkisi olan sağ beke geçmesi, Denswil'in -ne kadar stoper de olsa- sol ayaklı olduğu için sol beke dönmesi ve o koridoru doğru kullanması önemliydi. Denswil asistiyle de takımına katkı sağladı.
Uğurcan iş düştüğü zaman takımın kaptanı ve lideri olarak kalesinde yaptığı başarılı kurtarışlarıyla yine güven verdi. Abdullah Avcı ve ekibi de her maça ayrı planlarla takımını doğru hazırlıyor. Alınan 3 puanda da 'işbirlikçi' yapının emeği çok fazla. Zaten bu yapı onları hem zirvede tuttu hem de dün aldıkları galibiyette en önemli faktördü.
