TÜRK KUVVETİ (Zeki Uzundurukan) Eskişehir kırmızı-beyazdı gün boyu... Tribünler, yılbaşı kartpostallarını aratmayacak kadar güzeldi. Şenol Güneş, saha kenarında mahallenin şık abileri gibiydi. Güneş gibi parlıyordu Şenol hoca. Maçın ilk dakikalarında dirençli ve sadece kalesini korumaya çalışan bir Moldova varda sahada. Rakibi kısa sürede analiz edip, kanatlardan yüklenmeye başladık. İlk golde Hakan Çalhanoğlu'nun röveşata pası yılın asisti olmaya aday. Çünkü Hakan'ın bu asisti bütün Moldova savunmasını oyundan düşürdü. Hasan Ali de gelen pası sağ ayağı ile şık bir vuruş yaparak ağlara gönderdi.. Ardından tahrip gücü yüksek bir takım haline büründük. Burak Yılmaz, Cenk Tosun, Hakan Çalhanoğlu, rakip savunmanın adeta canına okumaya başladı. Yine bir kanat organizasyonunda Burak asisti yaptı, Cenk gelişine bir vuruşla galibiyet kapısını ardına kadar araladı. Hakan Çalhanoğlu dün hücumda harika işler yaptı. Burak ile Cenk ise tıpkı Arnavutluk maçındaki gibi uyum içinde oynadı. Arnavutluk'ta Cenk pas, Burak gol; Eskişehir'de Burak pas, Cenk gol... Çok güzel hareketler bunlar... Hücum hattımız, hızlı bir tren gibiydi. Frene basmaya niyetimiz yoktu. Averaj istiyorduk, fark istiyorduk. Şutlarımızla Moldova kalesini dövüyorduk. 2 kez ağları bulduk, 1 kez Hakan ile direğe takıldık ilk yarıda... Ah neler kaçırdık neler... Şans yanımızda olsa daha ilk 45'te 5 olurdu skor.. İkinci yarıya da çok iştahlı başladık, oyunu hemen Moldova kalesine yıktık. Burak Yılmaz penaltıyı kaçırdı ama saniyeler içinde Cenk Tosun'un kurşun gibi kafa vuruşu ile farka gittik. Kaan Ayhan'dan gözlerimizin pasını silen bir kafa golü. Deniz Türüç'ten süper asistler... Art arda gelen gollerden sonra Eskişehir'de şahane bir atmosfer ve coşku vardı. Rakip güçsüzdü evet ama biz de çok güçlüydük... Dünkü muhteşem futbolumuzla Fransa'nın gözünü korkuttuk. Teşekkürler Şenol hocam... Teşekkürler çocuklar... Teşekkürler Eskişehir... Çok büyüksün Türkiyem!. GURURUMUZ (Turgay Demir) Milli Güneş içimizi ısıtmaya devam ediyor. Arnavutluk maçında futbolun güzeli olmasa da skor istediğimiz şekilde olmuştu. Dün gece Eskişehir'de hem iyi futbol oynadık hem de birbirinden güzel goller attık. Kısacası muhteşem bir gece yaşadık. (İlk 10 dakikada Moldova tam siper yapınca Mahmut ve Dorukhan da dikine oynamanın riskine girmeyince pozisyon bulmakta zorlandık. Ancak önde Burak ve Cenk'in savunmayı karıştırmaları ve kanatlardan gelen Hasan, Hakan ve Deniz'in bindirmeleri sonucu baskımız arttı ve beklediğimiz gol beklenmeyen bir oyuncumuzdan, Hasan Ali'den geldi. Gerçi artık beklemeliyiz çünkü Hasan Ali gol sevinçlerine alıştı, bizi de alıştırdı.). Kapı kırılınca pas trafiğimiz arttı, Şenol Güneş'in gelecek dönemde bu takımı nasıl oynatacağını daha iyi hayal edebildik. Mahmut, Dorukhan, Cenk, Burak, Deniz, Hakan... Hep birlikte oyunu rakip sahaya yıktık. Attığımız kadar kaçırdığımız var. Bu galibiyetle Milli Takım üzerindeki ölü toprağı tamamen kalkmış oldu. Eskişehir Stadı muhteşemdi. Devletin başı Cumhurbaşkanımız oradaydı. Şanlı bayraklarımız herkesin elinde ve Çanakkale türküsüyle başlayıp, Türkiye, Türkiye sesleriyle yeri göğü inleten muhteşem de bir taraftar vardı.. Bu Milli Takım bizi mutlu edecek öyle görünüyor. Daha çok eksiğimiz var ama bu takıma katılacak Cengiz Ünder başta çok önemli oyuncularımız da var. Şenol Hoca bu çocuklarla bir kamp yaşasın, ondan sonra ezber oyun nasıl olur, tiki taka nasıl oynanır tüm dünya görecek. Elinde birbirinden yetenekli oyuncular olunca Şenol Güneş bir başka parlıyor. İnanıyorum ki Fransa, İzlanda maçlarında da bu Güneş parıl parıl parlayacak.. HEPSİ KUSURSUZ OYNADI (Ömer Üründül) Moldova, 10 kişiyle topun arkasına geçip, hareketli bir alan daraltan savunma kurgusu uygular, pas trafiği yetersiz olduğu için de hücum prese takılmamak adına geriden uzun toplarla çıkar. Bu yüzden yerleşmiş savunmaya devamlı hücum etmek mecburiyetinde kalırsınız. Dolasıyla bu tip takımlara karşı skoru bulana kadar da çok zorlanırsınız. Dün gece de 24. dakikaya kadar öyle oldu. Bu bölümde rakibi tehdit edemedik. Çünkü alışılmış biçimde üçüncü bölgedeki set oyunumuz yeterli değil. Bunun birinci nedeni, senelerdir sürekli değişen kadrolardan kaynaklanan uyum sorunu. İkinci sebebi de dün gece için kenarlarda gerek Hakan Çalhanoğlu'nun gerekse Deniz'in yapıları itibariyle sıfıra inip top kesme özelliklerinin sınırlı olması. Ne zaman ki 24. dakikada Moldova ilk defa çıkarken top kaybetti, geride dengesiz yakalanınca öne geçtik. Kısa süre sonra da geniş bir alan yakalayıp, farkı ikiye çıkardık. Sonra rahatlayan takımımız, oyunun hakimi oldu ve pozisyonlar bulduk. İkinci yarıya da yüksek tempoyla başladık. Bunun sonucu fark 3'e çıktı. Ondan sonra doğal olarak tempoyu düşürdük ama oyun disiplinini hiç kaybetmedik ve Kaan ile bir gol daha bulduk. Sonuçta da farklı bir galibiyet aldık. Dün için bir futbolcuyu ön plana çıkarmak istemiyorum, hepsi görevlerini kusursuz yaptı. Gruptaki ilk iki maçımızı hasarsız atlattık. Ama esas iş, Haziran başı olacak. Bilhassa Fransa maçından sonra 3 gün içinde esas rakibimiz İzlanda'ya deplasmana gidiyoruz. Haziran ayları bizim futbolcularımızın fiziki düşüş yaşadıkları bir dönemdir. Ama bu defa mutlaka EURO 2020'ye katılmamız gerekiyor. Tahmin ediyorum ki futbolcularımız da bu bilinçte olacaktır VAZGEÇMEYENLERE... (Bülent Timurlenk) Sene 2002 idi. Şenol Güneş yedek kulübesinde, rakip Brezilya. Golü attıktan sonra sevinmedi, her yıl mı Brezilya'ya gol atıyorduk yoksa hayallerinin ötesinde miydi? O golün kahramanı Hasan Şaş, yıllar sonra İzlanda'nın rakip kaleye topu eliyle 3 kez getiremeyeceğini söyleyen eski futbolcuydu. O İzlanda çok canımızı yaktı. İdman, taktik geçelim her şeyi ama her şey kafada bitiyor. Rakibi ciddiye almak da lazım, bizden alt seviyedekilere acımasız olmak da. Dün akşam başardığımız budur. Burak Yılmaz'ın sadece kaptanlık pazubandı değil oyun önderliğiylede Moldova'yı dört golle evine yolladık. Bugüne kadar bu seviyede puan kaybettiğimiz maçları saymaya gerek var mı? Bu grupta Fransa karşısına 6 puanla çıkmalıydık ve başardık. Şenol Güneş belki Beşiktaş'ta elinde Burak veCenk olsa bir arada oynatmaz ama kabul edelim bu cesur hamlesi, iki maçta da 6 golü ve6 puanı bize getirdi. Genç futbolcular kadar vazgeçmeyenlere de alkış tutmak lazım. Dün sahada olmasa da bu dönemde kadroya çağrılan Emre'ye ve bu sezon oynadığı futbolla milli formayı sonunakadar hak eden ve dün kariyerinde ilk kez ay-yıldızlı formayı giyen 1989 doğumlu Efecan'a. Valencia'nın yıllardır kaptanlığını yapan ve Efecan ile aynı yaşta İspanyol milli takımı formasını giyen Parejo ve tüm 30'luklar bize şunu anlatıyor: Bu oyun kaybetse de vazgeçmeyenlerin oyunu. Bu grupta sonuna kadar vazgeçmeyen bir Milli Takım görmek istiyoruz, sonunda kaybetsek bile. TÜRKİYE'YE GÜNEŞ DOĞDU (Fatih Doğan) Milli Takım, Arnavutluk ve Moldova engellerini aşarak, EURO 2020 yolunu aydınlattı. Haziran ayında 4 yıllık asli görevine başlayacak olan Şenol Güneş, bir süredir futbol ekseninde milletin üzerine çöken karamsar tabloya güneş gibi doğdu. Birçok futbolsever,Haziran ayındaki, değil grubun, şampiyonanın favorisi Fransa ve ardından İzlanda ileoynayacağımız maçları bekleyelim, görelim diyebilir! Temelde haklılık payları var. Ancak bu bakış açısı Güneş'in dokunuşunu, tercihlerini, sahaya yüreğini koyan, elinden geleni yapan oyuncuların emeklerini gölgede bırakmamalı. Hep eleştirdiğimiz konu saha sonuçlarından önce oyuncuların beklenen yeterli mücadeleyi vermemesi, yani yüreklerini sahaya yansıtamamasıydı. Şimdi bu görüntü yıkıldı. Emre, Burak, Gökhan ve Cenk gibi tecrübeli oyuncuların da katkılarıyla iki maçtır kazanmak için yüreğini ortaya koyan bir Milli Takım izledik. Milli Takım'ın oyun ve taktik büyüklük anlamında sıkıntıları yok değil. Defans hattı çok güven vermiyor. O bölgede tecrübeye ve daha fazla birlikte oynamaya ihtiyaçları var. Hızlı oyunculara karşı reflekslerimiz zayıf. Orta saha ve hücumda iyiyiz. Cengiz Ünder geldiğinde daha nitelikli işler çıkarabiliriz. Dorukhan ve Hasan Ali'yi de çok beğendim. Üstüne koyarak gidiyorlar. 'Görev verilmez, alınır' derler... Şenol Güneş iki maçlık görevle Arnavutluk ve Moldova maçlarına verilse de bir milletinhayalleri, bir ulusun beklentileri artık ona teslim. Bu ülke mazeret değil ay-yıldızı EURO2020'de görmek istiyor.