Galatasaray TV'ye açıklamalarda bulunan Remzi Sanver KAP bildirimleri hakkında, "KAP bildirimi yapmamamızı eleştirenleri saygıyla karşılıyoruz. Tüm rakiplerimiz bunu paylaşmıyorken bu bizim rekabet gücümüzü ciddi bir şekilde kırıyor. Yoksa kamuoyundan bilgi saklamıyoruz. Zaten Sportif AŞ'nin tüm bilgileri üyelerimize sunulmaktadır. Mali tablomuzu bozacak hamlelerle Galatasaray'ın geleceğini ipotek altına almaya hakkımız yok. Şeffaflık konusundaki eleştirilerimizi anladığımızı, saygıyla karşıladığımızı belirtmek isterim. Rakiplerimizin yapmadığını yapmak transfer sürecimizi ciddi şekilde etkilerdi. Kamuoyundan bilgi saklamak gibi bir düşüncemiz yok." ifadelerine yer verdi.
TRANSFER AÇIKLAMASI!
"Yönetimimizin dikkatle ele aldığı başka bir konu da ana hissedarı olduğumuz, Sportif A.Ş'nin yönetmekte olduğu transfer süreçleriydi. Kişilerden bağımsız bu konunun doğasında 2 çelişki bulunduğunu takdir ediyoruz. Hemen başarılı olmak istiyoruz, diğer yandan da sıkıntılı olan mali tablomuzu sıkıntıya sokma riski var. Galatasaray'ı, geleceğimizi ipotek altına almaya hakkımız yok. İkinci çelişki bir yandan şeffaflığı savunuyoruz, diğer yandan Galatasaray'a zarar vermeyecek bir dikkati göstermek zorundayız." şeklinde konuştu.
"İLK 100 GÜNÜN HESABINI VERECEĞİZ"
"Kısa vadede atılan bu adımların uzun vadeli çözümlere dönüşmesi gerekiyor. Bunun farkındayız. Bu da yeniden yapılanmadan geçiyoruz. Kendi vaatlerimizin kendimiz takipçisiyiz. İlk 100 günün hesabını vereceğimiz toplantıda da gerekenleri paylaşacağız. Galatasaray Spor Kulübü, Türkiye'nin değil dünyanın en güçlü sivil toplum örgütlerinden biriyse bunun sebebi taraftarımızdır. Taraftarlarımızın heyecanını kıymetli buluyoruz. Sosyal medyadan yansımaları da dinlemeye, anlamaya çalışıyoruz. Mesela; mesleğimle ilgili bir tweet atıyorum altında yüzlerce transfer yorumu yazılıyor. Bundan şikayetim yok. Mutluluk verici ve sevimli buluyorum. Eleştirileri de anlıyorum. Kurumsal olarak baktığımızda Galatasaray gibi, mali gücüyle, temas ettiği kitleyle, marka değeriyle muazzam bir yapıyı uzun vadeli bir bakışla yürütmek sorumluluğunu taşıyoruz. Elbette şampiyon olmak istiyoruz. Bundan daha önemli meselemiz, çocuklarımıza nasıl bir miras bırakacağımızdır."
"SESİMİZİ NE KADAR YÜKSELTİYORSAK HAKKIMIZI O KADAR ARAMIŞ OLMAYIZ"
"Bu durumu üslubumuza da yansıtmalıyız. Yönetim dilimiz asrı aşkın birikimimize uygun bir zerafeti ve bu birikime uygun, yakışır olmalıdır. Hepimiz tecrübelerimizden ders çıkarmışızdır. Sesimizi ne kadar çok yükseltiyorsak hakkımızı o kadar çok aramış olmalıyız. İyi seçilmiş kelimeler yükseltilen seslerden çok daha etkilidir. Sözün önemini ve değerini bizim kültürümüz bilir. Bu topraklardan Yunus Emre geçmiştir. Yunus Emre'nin dediği gibi; "Söz ola bitire savaşı, söz ola kestire başı. Söz ola zehirli aşı, bal ile yağ ede bir söz." şeklinde konuştu.
ÜSLUP ÇAĞRISI!
"Türkiye'de spor kulüplerinin birbiriyle ilişkilerinde kurduğu cümlelerdeki sertlikten biz de geri durmadık. Çok önemsediğimiz üslup özenini rakiplerimizle göstereceğimiz ilişkide de göstereceğiz. Biz spor kulüpleri olarak hasım değiliz. Hepimiz aynı gemideyiz. Aynı gemiye zarar vermemek gerekir. Belki de en önemlisi; duruşumuzla, sözümüzle her kesimden insana ilham veriyoruz. Galatasaray yönetimi olarak bu ilhamı bir sevgi kültürü geliştirecek şekilde olması gerektiğini düşünüyoruz. Galatasaray'ın değerleriyle Türkiye'nin kalbine dokunuyoruz. Yunus Emre değinmiştim. "Ben gelmedim kavga için, benim işim sevgi için. Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim" demiştir. Spor kulübü yöneticiliğinin sakin denizde gemi yönetmek olmadığını biliyoruz. İyi günümüz olacak, kötü günümüz olacak. Hata yapacağız, isyan edeceğiz... Bunların hepsi olacak. Ancak; Galatasaray değerlerinin gerektirdiği çizgiyi korumaya çalışacağız."
