Yalnız bir adam

Fenerbahçe'nin makus talihini değiştiren 24 Güzel Adam'ın tartışmasız zaferini anlatır bu öykü. En kolay’ gibi görünüp de aslında ‘en zoru’ başarmışlığın ‘uzak ara’ gururunu ve emsalsizliğini yansıtır bu satırlar. Emre Bol yazıyor: SOM ALTINDAN ŞAMPİYONLUĞUN HİKAYESİ / 1. DOSYA : YALNIZ BİR ADAM

Listenin en altında yer alan adama, zirvenin en üstünü hedefleyen takımı teslim ettiler Samandıra'dan içeriye elinde ceketiyle tek başına girdi... Ancak Aykut Kocaman'ı çok seven ve ona büyük saygı duyan oyuncuların Yanal'ı kabullenmesi zor görünüyordu...
Her sezona krizlerle başlamaya "alışkın" F.Bahçe'yi yine sıkıntılı bir sezon bekliyordu. 3 Temmuz süreci artık küllenmeye başlamıştı ancak herkesin aklında şu soru vardı: "Takım bu sezon Avrupa'ya gidebilecek mi?" Bu sırada Aykut Kocaman, yeni yılın kadrosunu hazırlamakla meşguldü. Yardımcılarıyla birlikte özellikle Avrupa'da oynayan bütün futbolcuları adeta ezberleyen Kocaman, bir kuyumcu inceliğinde hedef transferler yapıyordu.
Holmen kara kedi soktu
Avrupa'da yarı final oynayan, ligi ikinci bitiren ve Türkiye Kupası'nı müzesine götüren Fenerbahçe'nin zaten oturmuş bir kadrosu vardı. 2-3 nokta transferle yeni sezona başlamaya hazırlanan Aykut Hoca, işte tam da bu günlerde başkan Aziz Yıldırım'la ters düştü. Yıldırım, Holmen ismini bir türlü içine sindiremedi. Şükrü Saracoğlu Stadı'nın altında bulunan kulüp binasında bir araya gelen başkan ve hoca, bir daha transfer toplantısı yapamayacaklarından habersizlerdi...
Nereden çıktı bu adam!
Holmen transferine şiddetle karşı çıkan Yıldırım, "Hoca Holmen de nerden çıktı? Biz sana Arda'yı alalım, Cardozo'yu alalım diyoruz; sen Holmen diyorsun. Yakışır mı bize!" deyince, Kocaman ayağa kalkarak, "Bu takımın teknik direktörü bensem Holmen gelecek. Zira benim sistemime en uygun oyuncuların başında geliyor" cevabını verdi. Ancak sonra yapılan konuşmalar gerginliğin daha da artmasını sağladı. Bilenler bilir, Aziz başkan sinirlenince dilinin kemiği olmaz. Artık hakaretamiz bir hal alan konuşmanın sonunu bekleyemeyen Kocaman, odadan dışarı çıkarak kulüp binasını terk etti.

5 isimden sonuncusu
Ancak her nasıl olduysa; bütün gazeteler, televizyon haberleri, "Aykut Kocaman istifa etti" haberleriyle yankılanmaya başladı. Oysa Kocaman istifa etmemişti. Bu haberi basına sızdıran da Fenerbahçe yönetiminden başkası değildi. Kocaman, "istifa etti" haberlerini hiçbir zaman yalanlamadı. Ama artık Fenerbahçe'nin teknik direktörü olmadığını çok iyi biliyordu! Fenerbahçe yönetimi hiç vakit kaybetmeden hoca arayışına başladı. Listede 5 isim vardı. Ve listenin en altındaki isimse Ersun Yanal'dı. Yanal'la bir görüşme yapıldı ve anlaşma sağlandı. Ancak hoca arayışı devam etti. Görüşmelerden sonuç alınamazsa Ersun Yanal ismi açıklanacaktı.
Fenerbahçe ona bol gelir
Diğer adaylarla yapılan pazarlıklar tam 1 ay sürdü. Bu arada Yanal, Bodrum'daki evinde Fenerbahçe yönetiminden haber bekliyordu. O sıralar Eskişehirspor'un başında olan Yanal, takımının yöneticilerinin, "Kalacak mısın, gidecek misin?" sorularına cevap vermekten kaçınıyordu. Fenerbahçe kanadındaki derin sessizlik ise sürüyordu. Löw, Lucescu, Mustafa Denizli gibi isimlerle yapılan pazarlıklardan sonuç çıkmayınca apar topar Ersun Yanal'la "1 yıllık" anlaşma imzalandı. Ama Yanal'ın ismi camiada huzursuzluğa yol açtı. Camianın ileri gelenleri onun F.Bahçe'nin ağırlığını kaldıramayacağı konusunda hemfikirdi. Ancak o günlerde yapılan yönetim kurulu toplantısında konuşan Aziz Yıldırım, yaptığı konuşmayla krizi daha başlamadan bitirmeyi başardı.
'Ben ona inanıyorum'
Yıldırım, "Ersun iyi bir F.Bahçelidir. Ligi de çok iyi tanıyor. Hem taraftarlar hem bizler hücum oynayan, agresif bir takım istemiyor muyuz? İşte size ligin en agresif, en çılgın hocası... Ben ona inanıyorum. Gol rekoru kırar, açık ara şampiyon oluruz" diyerek kurmaylarını Yanal ismine ikna etti. Türkiye liglerinin en tecrübeli başkanı olan Aziz Yıldırım haklı çıkacak mıydı? İşler ters giderse de bütün sorumluluğu üzerine almaya hazırdı. İşte Yanal'ın Fenerbahçe hikayesi böyle başladı.

Kader, sevgilisiyle yollarını kesiştirdi...

Hayallerinin takımıydı Fenerbahçe, Ersun Yanal'ın... 13 yıl önce kapısından dönünce çok üzülmüştü. Ama kader, sevgilisiyle yollarını kesiştirdi. Kadıköy'de şampiyonluk sonrası verdiği bir röportajda, "Bugünlerin geleceğini çok iyi biliyordum" derken gözleri parlıyordu.

DAHA İLK YENİLGİSİNDE 'ŞAMPİYONUZ' DEDİ
Avrupa'dan gelen haberler her zamanki gibi kötüydü! Yapılan tüm lobi çalışmalarına rağmen Fenerbahçe'nin önü yine kesilmişti. Şampiyonlar Ligi elemelerine katılan sarı-lacivertliler, Salzburg'u eleyerek son eleme turuna katılmaya hak kazandı. Ancak rakip Arsenal'di. İyi oynamasına rağmen Devler Ligi'ne veda etti. Avrupa Ligi'ne devam edecekken CAS'tan gelen haberle sarsılan ve Süper Kupa'da ezeli rakip Galatasaray'a kaybeden Fenerbahçe için artık tek hedef vardı: 19. şampiyonluk

Daha ilk haftadan tartışıldı

Sezonun ilk maçı Torku Konya deplasmanındaydı. İlk yarıyı 2 farkla önde kapatan Fenerbahçe, 3-2 mağlup ayrıldı sahadan. Daha ilk haftadan Ersun Yanal'ın oyun taktiği tartışılmaya başlandı. Çalıştırdığı takımları her zaman agresif oynatan Yanal, "kontrolsüz olmakla" suçlandı. Ama onun kendisine olan güveni tamdı. Yaptığı şu açıklama sonraları çok konuşulacaktı: Şampiyon biz olacağız. Diğerleri sıralamayı belirlesin!

'BİZE KİBİRLİ GELDİ, HEP BEN DİYORDU'
F.Bahçeli bir futbolcu, Aykut Kocaman'dan sonra Ersun Yanal'a bir türlü alışamadıklarını itiraf etti. O günleri ise şu sözlerle özetliyordu: '
Daha ilk toplantıda Ersun hocanın Aykut hocadan farklı olduğunu anlamıştık. Çok kibirli görünüşü vardı. Hep 'Ben de ben' diyordu...'
Bodrum'da tatil yaparken bir anda kendisini Samandıra'da bulan Yanal'ın elinde hazır kurulu bir takım ve iş bilen bir teknik kadro vardı. Halefi Aykut Kocaman'ın yaptığı transferle yetinmek zorundaydı. Samandıra Tesisleri'ne tek başına gelerek işe koyuldu. Ancak Aykut Kocaman'ı çok seven ve ona çok saygı duyan oyuncu grubunun Yanal'ı kabullenmesi hiç kolay olmadı. Takım içinde Kocaman'ın gidişini hazmedemeyen oyuncu sayısı çok fazlaydı. Odasına çekilip, tek başına çalışmaya başlayan Yanal bunun farkındaydı. Yaptırdığı eğlenceli antrenmanlar, oyunlar takımın ona ısınmasına yetmedi. Güvenlik görevlisinden, futbolcusuna kadar herkeste, "Kocaman özlem" devam ediyordu. Kurulu ve hazır bir takıma gelmenin şansı, şanssızlığa dönüşmek üzereydi. O artık Samandıra'nın sevilmeyen adamıydı. Ne yaptıysa birlik-beraberliği sağlayamadı.

Kimse onu sevmiyordu
İsminin açıklanmasını istemeyen bir futbolcu anlatıyor: "Aykut hocanın gidişine hepimiz çok üzülmüştük. Onu geri döndürebilmek için her şeyi yaptık. Takımda yanına gitmeyen, telefonla aramayan kimse yoktu. Ersun hocayla anlaşıldığını duyduğumuzda çok şaşırdık. Tesislerde bizimle yaptığı ilk toplantıda onun Aykut hocadan çok farklı olduğunu anlamıştık. Çok kibirli görünüyordu. Hep 'Ben... Ben...' diyordu. O toplantıdan sonra aramızda çok konuştuk. Açıkça söylemek gerekirse takımda Ersun hocayı seven, kabul eden kimse yoktu." Bu durumu fark eden Yıldırım'ın futbolcularla yaptığı toplantı, bir krizin daha büyümeden önlenmesini sağladı. "Hocanız sezon sonuna kadar burada kalacak beyler. Herkes işini yapacak, hocasına saygı duyacak" diyen Yıldırım, Ersun Yanal'a bir kez daha destek verdi.
YARIN: Galibiyet serisi başlıyor



DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.