REHA KAPSAL - HAZIRLIKSIZ
Beşiktaş'ın milli takım arasından sonra nasıl döneceği önemliydi. Çünkü Fenerbahçe maçındaki kaybedilen 2 puan ve son 30 dakikadaki kötü görüntünün, takıma bu aradan sonraki yansıması nasıl olacaktı? Bir de buna hem sakat hem covidli, hem de cezalı oyuncular eklendi.
Sergen Yalçın'ın da son 2 haftadır formsuz olmasıyla saha içinde çok sağlıksız, içgüdüsel, organize olamayan bir Beşiktaş oyunu ortaya çıktı. Savunmada zaten sol bek Nsakala'nın hücum becerisi yok, tekniği kötü bir oyuncu. Bir de buna sağ bekte Necip eklenince sanki 4 savunmacı stoperle maça başlıyormuş görüntüsü oldu Beşiktaş adına.
Rosier'i öne atınca, orta yapabilme becerisinden faydalanmak ve adam eksiltir diye Sergen Yalçın düşünmüş ama bu yanlış bir düşünce.
Oradaki hücumda çizgide oynarken sırtı dönük oyun farklıdır, savunmada kenar beki oynarken yüzü dönük bütün sahayı gören oyun şekli farklıdır.
Bu Beşiktaş'ın zaten işlemeyen hücumda sol kanadını Nsakala- Nkoudou ikilisi gibi sağ koridorda da Necip-Rosier ikilisiyle de hele bir de erken yenilen golden sonra hiçbir yerleşik savunmaya set hücumu yapamadığı gibi orada ciddi üretkenliği de etkiledi.
Yanlış oyuncu seçimleri ve saha içi yerleşimleri oyun kalitesini düşürdüğü gibi Beşiktaş adına saha içinde problem çözmeye yönelik bir oyun değil, aksine çıkan uygunsuz saha içindeki kurguyla problem olan oyun kalitesini düşüren bu kadro tercihinden dolayı kaynaklandı. Devre arası da hem geriye düşmelerine rağmen Sergen Yalçın'ın hamle yapmaması da bu kötü oyuna, Beşiktaş'ın ikinci yarı başlangıcını da etkiledi. Ancak doğru kurgu Ersin'in kurtardığı penaltıdan sonra saha içinde uygulanmaya başladı. Bir de buna 70. dakikada Oğuzhan hamlesiyle daha bir rakip ceza sahası içine, rakibini iten daha etkili bir oyun ortaya çıkmaya başladı. Ama maçın ciddi bölümünü Beşiktaş takımı boş yere geçirdi.
Bir de buna Ghezzal'la Aboubakar oynamadığı, rakip yarı alanda sırtı dönük oyunlarda etkili olan iki önemli oyuncu takımı da yerleştirip daha fazla sorumluluk alıp, sezonun bu bölümüne kadar Beşiktaş'ın oynadığı etkili oyunun, en önemli saha içi aktörleriydi.
Tabii ki eksiklikleri aranacaktı ama buradaki eksikliği; Ljajic gibi başta kaliteli oyuncuların da sorumluluk alması gerekirdi. Saha içinde o kadar vurdumduymaz, isteksiz ve hatta yasaksavar gibi sorumsuzca görüntüsü vardı.
Sergen Yalçın, Fenerbahçe maçında geç kaldığı ve yaptığı yanlış değişikliklerle takımının son bölümdeki kötü oyununun en büyük nedeni olmuştu.
Bu maçta da hangi oyuncuyla oynarsa birbirini tamamlayacağını hem teoride hem de pratikte doğru uygulamadığı için kaybetti. Beşiktaş 3 puandan fazlasında oldu, diğer şampiyonluk adaylarının da iştahını kabartıp, yarışa da ortak etti.
"BAŞARI İÇİN HAZIRLIK YAPMIYORSAN
BAŞARISIZLIK İÇİN HAZIRLIK
YAPIYORSUN". Sergen Yalçın'ın iki haftadır bu konuda ciddi eksiklikleri var.
ERMAN TOROĞLU - KİMYA BOZULMUŞ
Dikkat edin bakın bir takımın yöneticileri ve teknik adamları galip gelemedikleri maçtan sonra zeminden, hakemden veya soğuktan bahsediyorsa mutlaka hatalı işler yapıyordur.
Ve onun öyle olmadığını da kendileri biliyordur. Ama maalesef basındaki taraftar yandaşlarına ve seyircilerine oynuyorlardır. Yani tribüne… Dünkü maçta ilk 45 dakikada Beşiktaş'ı seyrediyoruz inanılır gibi değil. İlk yarının pozisyonlarına bakarsak sonucu 3-1 olabilirdi Kasımpaşa lehine.
Eğer ikinci yarı Beşiktaş biraz daha fazla mücadele ettiyse bunu kaleci Ersine'e borçlu. Penaltıyı kurtardığı için.
Bu sezonun belki de en kötü Beşiktaşı vardı ilk yarıda.
Onların yapmak istediği her şeyi Kasımpaşalı oyuncular yaptı.
Mükemmel yardımlaşıp araya topla atıp pozisyonlara girdiler.
Zaten Larin'in pozisyonunda da saçma sapan kaleciye pas girişimi Kasımpaşa'dan geldi.
İkinci yarı Beşiktaş'ın mücadelesi arttı. Ama yine doğru işleri yapamadılar. Kapanan defansı açmak için çizgiye fazla inemediler.
Gökhan girdikten sonra etkili geldiler.
Zaten 75'ten sonra yandan gelen hava toplarında bariz olmasa da pozisyonlar buldular. Vuruşlar çok kötüydü.
Dün gece şu gözüktü: Sergen Yalçın'ın ve Beşiktaş futbolcularının F.Bahçe'den 90'da yedikleri gol kimyalarını bozmuş. Bir de olayın üstüne Sergen'in ve yöneticilerin hakemi hedef göstermeleri onu ve futbolcuları temize çıkartmış F.Bahçe maçında.
Aslında Sergen, F.Bahçe maçında gereken değişiklikleri yapıp kazansaydı bunları yaşamayacaklardı. Futbol böyle bir olaydır. Zor zamanda puan da kaybetsen ayağa kalkmayı bileceksin.
Bakınız Beşiktaş-F.Bahçe maçını idare eden Halil Umut Meler, bir daha Beşiktaş maçına istenmedi.
Serdar Tatlı da cart diye verdi. On numara bir iş yaptı.
Dün akşam da seyrettik.
Allah aşkına nesi vardı yenilgide?
Herkes 'yok efendim kıyak yapar' diye eleştirdi Hakem çıkar idare eder.
Soruyorum: 'Dün akşam da yenilgiyi hakeme mi bağlayacaksınız?' Serdar Tatlı'ya da tavsiyem, 'Korkma aynen devam et. Vurulsan cepheden vurul.
Arkandan vurmak isteyen çok insan var. Ve bunlar senin camiandan.
TURGAY DEMİR - TEK KOLLU BOKSÖR
Futbol şapkadan tavşan çıkarma oyunu değildir.
Aboubakar ve Ghezzal eksik, en önemli konu bu... Bu yarayı nasıl tedavi edebilirsin ona bakacaksın ve bunu gerçekçi bir bakışla yapmalısın.
Abou'nun yerine Larin'i çektiktikten sonra yapılması gereken tek şey Ghezzal'ın yerine de Gökhan Töre ya da Ljajic'i koymak... Aklın yolu bu...
Kasımpaşa güçlü bir takım değil, eti, budu belli... Ancak Necip sağ beke, Rosier sağ öne çekilince Beşiktaş tek kollu boksöre döndü.
Ljajic özgüvensiz, etkisiz eleman paslaşmaları yaparken Larin'in önde top tutmakta zorlanması ve N'Koudou'nun rakip oyuncular yerine kendine çalım atması Beşiktaş'ı sıradanlaştırdı. Rakibin ikram ettiği tek pozisyonu da Larin değerlendiremedi.
Aytaç Kara belki de hayatının golünü atarken, Ersin'in yapacak bir şeyi yoktu... Penaltı kurtaran ve maçın önemli bölümünü libero gibi oynayan Ersin sahanın en iyilerindendi.
55'te Gökhan Töre girip Ljajic çıkınca Beşiktaş oyunu rakip sahaya yıktı. İlk yarıda etkisiz kalan Rosier de yerine geçince sürpriz şekilde geriden bindirme şansı buldu...
Ancak bir şeyler hep eksik kaldı...
Şut deneyen yoktu, araya koşan ya da araya pas atan da öyle... Bu şartlarda duran toplar ve tesadüfler dışında Beşiktaş'ın gol atması imkansız gibiydi. Kasımpaşa iyi kapandı ve 70 dakika boyunca attığı golü korudu.
En yakın rakibi Galatasaray kaybetmişken kazanmış olsa avantajını katlayacaktı... Bunu başaramadılar...
Bir puan alsalar o bile çok önemliydi. Alamadılar.
O nedenle kimse erken havaya girmesin.
Ligin boyu kısalmış olsa da her takım, her takımı yenebiliyor...
Biten bir şey yok...
Halil Umut Meler iyi maç yönetti, verdiği penaltı kararı da doğruydu.
Aytaç'ı ikinci sarıdan atmaması tek hatasıydı.
İkinci yarı bir şeylerin değişmesini beklerken Sergen Yalçın'ın 57 dakika boyunca Adem Ljajic'e tahammül etmesi Beşiktaşlıların tansiyonunu yükseltti. Camia olarak oyun kurucuları; Ljajic ve Oğuzhan'ın yıllardır iyi oynamasını bekliyoruz. O kadar kötüsünüz ki; Beşiktaşlılar sizi affetmeyecek!
Necip ve Rosier yerlerinde sırıtırken Rosier'in de alışık olmadığımız kadar kötü olması hayal kırıklığının büyüklüğünü gösteriyordu. Yıllardır söylüyorum Necip'ten sağ bek olmaz, dün Rosier sağda oynasa Necip stopere çekilse takım bu kadar sırıtmazdı.
Hani o yılın transferi diye yere göğe sığdıramadığımız Josef'in de dün ayakta duracak hali yoktu. N'Sakala ise kimse kusura bakmasın ama Beşiktaş futbolcusu gibi değil sanki Survivor yarışmacısı gibi...
Kabak gibi göründü ki; Aboubakar ve Ghezzal'in yokluğunda Beşiktaş da yokları oynuyor.
Beşiktaş'ta kötü futbola genç kaleci Ersin, kurtardığı penaltıyla meydan okudu. Gökhan Töre'yi dün beğendim.
Sergen Hoca da değişiklikleri son 30 dakikaya sığdırmaya kalkınca yenilgi kaçınılmaz oldu.
Bu futbol şampiyonluğa yetmez ama enseyi karatmamak gerek.
Umarım takım gereken dersi almıştır.
Kasımpaşa ise bulunduğu yeri hak etmiyor. Dün savaşarak çok önemli bir üç puanı alarak küme kalmak için önemli bir adım attılar. Özellikle sol bek Anıl Koç'un kumaşı çok iyi...
Son iki haftada yapılan eleştireler hakem Umut Meler'e belli iyi gelmemiş. VAR hakemleriyle birlikte Beşiktaş'ın iki penaltı pozisyonunu değerlendirmeye almaması berbat, sarı kartı olan Aytaç'ın yaptığı sert faul sonrası atılmaması ise rezaletti.
Sergen Hoca, pozisyon sonrası, oyundan alınan Aytaç'ı göstererek; hakeme; ''Senin yapamadığını onlar yaptı'' diyerek isyan etmekte çok haklıydı.
