Şampiyonluk ufukta göründü!

Hakemlerimiz, yaptıkları hatalarla adeta Türk futbolunun canına okuyorlar. Halil Umut Meler gibi başarılı hakemlerimiz de var. Ama başarılı hakem sayımız bir elin parmaklarını geçmez maalesef! Sözüm başarılı hakemlerimize değil. Performansı hiç iyi olmayan, takımlarımızın kaderleri ile oynayan hakemlerimize... Dünkü Trabzonspor-Kayserispor maçının hakemi Erkan Özdamar, Eren Elmalı'nın sırtına çarpan topta penaltı noktasını gösterdi. Şaka gibi, şakadan da öte. (Bu arada Kayserispor çok iyi oynayıp, haklı bir galibiyet aldı.) Gelelim GalatasarayAdana Demirspor maçının hakemi Ali Şansalan'a. İlk yarıda Emre Akbaba, Mertens'in bileğini adeta biçiyor, pozisyonun tekrarını izlerken dehşete kapılıyor insan! Şansalan, bu pozisyona sarı kart çıkardı. Hadi diyelim Ali Şansalan görmedi, VAR neden hakemin bu korkunç hatasını düzeltmiyor! Garip şeyler olmaya başladı Türk futbolunda. Bu işin sorumluları, bizler gibi bu pozisyonları izliyorlar. Bizler gazeteciyiz, doğru bildiğimizi söyleyeceğiz. Işık tutacağız futbolun aktörlerine. Peki ya bu işin sorumlularI neden başını kuma gömüyor! Neden eğri bir cetvelle doğru çizmeye çalışıyorlar! Galatasaray ilk yarıda daha çok topla oynadı, daha çok şut attı, oyunun büyük bölümünü rakip ceza sahasında oynadı. Ama Adana Demirspor, çok tehlikeli kontrataklar geliştirdi. Emre Akbaba ve Onyekuru ile iki topu direkten döndü. Bir pozisyonda da Sam Adekugbe, müthiş bir hamle ile adeta golü önledi. İlk yarıda İcardi çok ofsayta düştü, Kerem Aktürkoğlu çok çalıştı ama bitirici paslarını ve şutlarını atamadı.

Galatasaray, ilk yarıda kenar ortalarını hep havadan yaptı, rakip savunma bu topları çok rahat çıkardı. Rashica çok iyi niyetli ama yaratıcılığı sınırlı bir oyuncu. Yine de dün Galatasaray'ın en çalışkan oyuncusuydu. Okan Buruk, böylesine önemli bir maçta neden Zaniolo ile maça başlamadı, onu da anlamış değilim. Sakatlıktan yeni çıkan Mertens, eski formundan uzak bir görüntü çizdi. Galatasaray , ikinci yarıya da baskılı ve hızlı başladı. Abdülkerim Bardakçı, sadece duran toplarda değil, her pozisyonda rakip ceza sahasında gol aradı. Galatasaray gol geciktikçe telaş yaptı. Rakip ceza sahasında tehlike hunisi içindeki pozisyonlarda ya vurmakta geciktiler ya da pas opsiyonlarında tercih hatası yaptılar. Adana Demirspor oyunu hiç çirkinleştirmedi, açık bir futbolu tercih etti. Aslında Galatasaray'ın işini kolaylaştırabilecek bir oyun anlayışı idi bu. Okan hoca, 64'te Mertens'i çıkararak Zaniolo'yu nihayet oyuna aldı. Maç, o dakikaya kadar Zaniolo'yu çağırıyordu oysa... Beklenen gol geciktikçe, konuk ekibin direnci ve cesareti arttı. Nelsson, Muslera'yı geçen bir pozisyonda çizgiden golü çıkardı.

Montella'nın öğrencileri, ikinci yarıda Galatasaray orta sahasının direncini kırıp, pas bağlantılarını kesince, Galatasaray pozisyon bulmakta zorlandı. İcardi'deki form düşüklüğü sürüyor. Maçın ikinci yarısında adeta saklambaç oynar gibiydi. Topun olduğu yerde yoktu. İcardi neden bu kadar formsuz? Okan hoca ve ekibinin İcardi'ye hırs aşılayıp, tekrar maçlara motive etmeli. Okan hoca son kozlarını oynadı. Tam maç berabere mi bitecek denirken, Midtsjö harika bir golle Galatasaray'a galibiyeti getirdi. Galatasaray, dün aldığı 3 puanla Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi öncesinde iki ezeli rakibini de strese soktu. Okan hocanın ikinci yarıda yaptığı değişiklikler tuttu. Bir alkış da Okan hocaya... Geç gelen galibiyet golünden sonra Okan Buruk ile Nef Stadı'nın tribünleri dolduran Galatasaraylıların sevinci ve mutluluğu yılbaşı kartpostalları gibiydi... Zaniolo'nun penaltı golü, kalan haftalar için Galatasaray'a müthiş bir özgüven kazandırdı. Galatasaray, şampiyonluk yolundaki en kritik maçı kazandı. Şampiyonluk ruhu geri döndü. Bu müthiş birliktelik, Galatasaray'a şampiyonluğu getirecek gibi görünüyor. Ufukta şampiyonluk göründü!