Göbek atmak
Şurası kesin ki; pek çok takımda olduğu gibi Galatasaray'da da, tek golcüyle başlayan maratonda en sorunlu bölge savunmanın göbeğiydi.
Sarı-kırmızılar bir şekilde gol atıyordu ama yiyordu da. Bunda Muslera'nın standardının altında kalan performansı da etkiliydi kuşkusuz. Bu sebeple; bazılarına göre "kadrodaki en iyi stoper" olarak görülen Serdar'ın (bence; Donk) gidişi pek çok Cimbomlu açısından "endişe verici" bulunabilir. Fakat Serdar'ın Galatasaray kadrosundaki 119 maçın sadece 65'inde oynamış olmasını çok manidar buluyorum.
Kişisel olarak samimiyetle sevdiğine ve yetenekli bulduğuna emin olduğum oyuncularla vedalaşması hayli kayda değer bir mevzu.
Keza; 1994'ten bu yana hayli yakın takip ettiğim Fatih Hoca geçmişte çok daha problemli oyunculara gereğinden fazla sabır gösterdiğini bizzat biliyorum. Hatta zaman zaman Melo-Riera kavgasında olduğu gibi pek çok krizi fırsata çevirdiğini de...
Fakat bu kez durum başka. Belli ki deneyimli teknik direktöre artık gına gelmiş... Sağlık heyetinin "oynar" dediği bir futbolcunun oynamamayı seçmesi (!) Terim için kabul edilemez boyutlara ulaşmış.
Artık bambaşka bir futbolcu profiliyle karşı karşıyayız. 1990'daki futbolcu kültürü, bakış açısı, değerleriyle 1995'teki, 2000'deki, 2010'daki ve günümüzdeki futbolcu profili farklı gezegenlerde doğup büyümüşçesine bambaşka.
1985'te 4 yaşındaki bir çocukla iletişim kurmakla, günümüzdeki 4 yaş çocuğunu yetiştirme ve onunla iletişim kurma yöntemleri ne kadar farklıysa futbolcu jenerasyonları için de durum aynı. Ben Fatih Terim gibi güçlü karakterlerin böylesine karmaşık problemlere iz bırakan çözümleri üretmesiyle fark yaratacağını düşünenlerdenim.
Hayat çok hızlı ve tuhaf yerlere gidiyor, futbol da... Bakalım, Galatasaray'a kimler gelecek ve ne kadar faydalı olacaklar? Taraftarın artık sabrı kalmadı. Fatih Hoca iyi oyuncuların yolda olduğuna çok emin belli ki...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
