12 Ekim 2022 | Çarşamba

Saygı

Saracoğlu'nda 4 gol yemenin "acayip bir şey" olduğunun herkes farkındadır. F.Bahçe'yi K.Gümrük'ten 4 gol yediği için elbette eleştireceğiz ama maçtan kopmayan yanını ve 5 gol atmasını alkışlayacağız. Karagümrük karşısında neredeyse tüm savunma elemanlarının sırlarını deşifre etmesini inkar etmeyeceksek, Valencia ve Crespo'ya gönderdiğimiz tebrikleri de yere saçmayacağız. Hatlar arasında arıza olduysa bunun sebebi maçın başında rakibi küçümsemenin eseridir. Oysa saygı duymak saygınlık yaratır. Belli ki Fenerbahçeli futbolcuların çoğu özellikle attıkları ilk golden sonra kendi girdabını kendileri yarattı, son çeyrekte rakibe duyulan saygı ve yenilen gollere gösterilen reaksiyon da galibiyeti yarattı. H H H Bazıları kaçıp gizlendiyse ve arandıkları halde bulunmadıysa Jesus'un dikkatinin dağıldığının da resmidir. Çünkü Alanyaspor karşısında takım 3 farklı öndeyken bile yerinde duramayan teknik adamın Karagümrük karşısında savunmadaki "yıkımı" film gibi izlemesi şaşırtıcıydı. Savunmadaki isimlerin kendisinde "kredisi" fazla olduğu içindir belki. Not: Ferdi Kadıoğlu'nun yokluğunun takımı böylesine etkileyeceğini hiç düşünmemiştim. H H H 3 maç sonra kazanan Beşiktaş'ın gerçek anlamda teknik direktör sorunu var. Valerien İsmael, sezon başından beri şüpheli şahıs. Takımın senkronunu bozmayı nasıl başarıyor görüyoruz. Sonradan oyuna girenlerle "derme çatma bir takım" oluşturduğunu görmeyen birinin sahadaki en büyük rakibi de endişe. Valerien İsmael'in bilmesi gereken; bir Kartal her zaman kanatları açık uçar, bakkal sepeti taşıdığı görülmüş değildir. Takımda göze çarpan tek isim Tayyip Talha Sanuç. 90 dakika boyunca hayatını öne süren futbolun eski zaman emekçileri gibi. Her hafta biraz daha büyüyeceği kesin. H H H Trabzonspor'un durgunluğu devam ediyor. Elbette takımda iyi gitmeyen bir şeyler var ama futbolcular ve taraftar arasındaki hatların kopması puan kayıplarından daha değerlidir. H H H Başakşehir'e gelince, onlar "gizli liderliğe" yabancı kaldılar ama Sivasspor'un da hakkını verelim. Sanırım lige geri döndüler! H H H Gördük ki futbolun çaresizliği reddeden masal kahramanlarına ihtiyacı var. Herkesin kalbi yumruğu kadar derler, onlarınki dağlar kadar ve o yüzden ülkeleri için çarpıyor. Onlar becerinin şahdamar hattı. Onlar futbolun sadece ayak oyunu değil yürek oyunu olduğunu gösteren insanlık sanatçıları. Tek ayakla nasıl koşulurmuş, anlatılmayanı yaşanılır kılmak nasılmış dünyaya gösterdiler. Bütün maçlarını kazanan Türkiye Ampute Futbol Takımımız Dünya Şampiyonu oldu. "İmkansız diye bir şey yok" gerçeğinin yakışıklı yüreklerine kocaman alkışlar. Sadece alkış yetmez, bu ülkede futbol adına verilecek bütün ödüller onlara ait olmalı. Ve onların görüntüleri bütün kanallarda yeniden gösterilmeli ki, futbolcu olmanın nasıl bir emek ve özveri gerektirdiğini milyon dolarlık ağalar beyler de öğrensin! Özellikle de rakibine kasti faul yaparken, "senin ayağını nasıl kıramadım" bakışı atan züppeler! Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Mehmet Büyükekşi'nin Türkiye Ampute Milli Takımı için neler yapabileceğini tahmin ediyorum. Güzelliği, emeği ve başarıyı ödüllendirme konusunda özel biri olduğuna inandığım için.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Etiketler :
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor