Operasyon!

Kuralları gücünü çirkinleştirerek kullanan hakemler oldukça, çıkış yolları da hakemler üzerine inşa edilir.
Durum öyle olunca Aykut Kocaman için neredeyse bütün hakemler "Fenerbahçe nefretine kayıtlı" sayılır.
Ve cümleler ayaklanır.
"Hata değil operasyon var!" O zaman biz de deriz ki!
"Bu kadar abartıya ne gerek var?" Siz bir hakemi linç edecek boyutta eleştiriyor da, medyanın eleştirisinden şikayetçi oluyorsanız.
Orada vicdanlara yapılması gereken bir operasyon var!

***

Ayrıca gerçekler ortada.
Gençlerbirliği maçının sonunda takımı ayağa kalkıp alkışlayan bir taraftar kitlesi kalmadıysa.
Takımın başındaki teknik direktörün maç sonu açıklamalarında umut kırıntıları azaldıysa.
O takımdan geriye kalanlara iyi bakmak gerekir.
Çünkü ortada bir takım yok.
Takımın futbol damarı yok.
Aziz Yıldırım'ın borç batağından elde kalan harabeyle bu kadar!
Bu gerçeği herkes kabullenmek zorunda.
O yüzden Fenerbahçe taraftarı maçın bitiminde gerçeği işaret etti.
"Yönetim istifa!" Herkesi kandırabilirsiniz ama gerçek taraftarları asla!

***

Fenerbahçe, Saracoğlu'nda sadece galibiyete emanettir.
Sahada futbol oynayan bir takımın büyük düşleriyle de kimse oynayamaz.
Futbolun ana kuralı: Kaderi kader yapan koca yüreklerdir!
O yüzden o formayı giyenlerin öznesi bellidir.
"Başkalarının yazdığı kadere mahkum olmaktansa mücadele ederek yazarım kaderimi!" Takımın içine bakalım.
"Bu formayı taşımam için gerekli şartları oluşturanlara karşı, ben yerine getirmediğim şartların utancını ne yapacağım" diyen kaç futbolcu var?
Rakibe asist yapan Fenerbahçeli futbolcuları sorgulamak, hakemleri işaret etmekten daha mı zor?
Fenerbahçe takımında dokunulmaz adamların gücü, teknik adamdan fazlaysa ortada geleceğe yönelik ışık aramak mümkün mü?

***

Aykut Kocaman medyadan da şikayetçi. O zaman biz de soralım.
"Yanlışlarına alkış tutanlar mı, yoksa işaret edenler mi?" Hakem eleştirmek yasalarının sınırları delik deşik edilir, Aykut Kocaman eleştirilirken doğrulara davet edilir.
Sanki her şey yolunda gidiyor da, Aykut Kocaman'ı eleştirenler haksızlık okları mı saplıyorlar?
Hakemler teknik adamlar için en kolay lokmadır da, teknik adamların kendi gerçekleriyle yüzleşmek nerededir?

***

Eski zaman efendilerinin bol olduğu zamanlarda, bir takım sportif başarısızlığa uğradığında sorumlu aranırdı da...
Onca yönetici içinden her biri öne çıkıp, "ben, ben, ben" derdi.
Şimdi kulüplerde sorumlu aradığınız zaman cevap aynen şöyle.
"O hakem, bu hakem, şu hakem!" Ya da Mahmut Uslu gibi çarkı alem!

***

Aykut Kocaman'a düşen; takımı bu hale getirenleri de davaya davet etmektir. Umutsuz teknik adam pozlarını bırakıp, meydana çıkıp sonuna kadar savaşmaktır.
İpi göğüslemek için, o ipin boynuna dolanacağı gerçeğini de göze almak gerekir.
Yoksa gözyaşı muslukları ancak kanalları doldurur.
Taraftarın gönlünü değil.