Vah hocam vah!

Volkan'ın elle kestiği anı yanlış durdurdular. Ardından Denizli'ye mesaj attım; lafını dahi etmediler

Burak'ın Gaziantep'e attığı son dakika golü ile ilgili çeşitli spekülasyonlar var. Hakemin, gol atılırken vücuduna sirayet eden hareketi siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Utanmasalar şutu hakem attı diyecekler.

Diyenler var ama...
Peki 'Atıyor' denilen pozisyonu hatırla...
Top bir kafadan öbür kafaya gidiyor. Top bir kafadan öbür kafaya giderken ruhundaki Galatasaraylılıkla maçı oynayan hakem, kafa hareketi mi yapar; ayak hareketi mi yapar?
Hakemi çıkarın oradan bir şempanze koyun. Taklitçi bir şempanze koyun. Maymundan söz ediyorum insandan değil! O maymun hangi hareketi yapar? Ayak hareketini mi, kafa hareketini mi?

Kafa hareketini...
'Kardeşim böyle bir espri var ama pozisyonun ayakla alakası yok. Umut'un kafasından Burak'ın kafasına doğru gidiyor top' diyen yok! Çünkü önemli olan Galatasaray'a çamur atmak!
NİYE EKRANA GELMİYOR?
Arkadan, Şansal bana laf attı açıkça... Geçen hafta ben "Emre'nin ve Caner'in ikinci sarı kartlık pozisyonları ekrana niye gelmiyor?
Yapılanları, çıkanları gösteriyorsunuz da asıl hakem çalmadığı düdük ve göstermediği kartla taraf tutuyor. O pozisyonlar niye ekrana gelmiyor" dedim. Şansal "Göstermediğimiz pozisyonlar için itirazlar var. İşte size gösteriyoruz. Burada ikinci sarı kart var mı?" dedi ve Selçuk'un pozisyonunu gösterdi! Düşünebiliyor musun!.. Emre ile Caner'i haftalardır görmeyenler; bana cevaben Selçuk'un pozisyonunu gösterdi!
Gösterirken de "Mesaj geldi" diyor. Telefonunu göstererek "Aklınızda kalmasın. Onun için gösteriyorum" diyor. Bahanesi de o!.. 'Biz hazırlamadık. Biz ezelden beri hazırlamıyoruz.
Yine de hazırlamıyoruz. Ama Hıncal gibiler bize çamur atıyorlar. Mesaj geldi onun için gösteriyorum' diyor!
Şimdi bunun üzerine ben ne yaptım? Ertesi gün Fenerbahçe maçını bekledim. Maçta bu el pozisyonu oldu.
Pozisyonu yanlış zamanda durdurdular; top ele değdiği an değil.
Bu pozisyonu göstermelerinin ardından Mustafa Denizli'ye çektiğim mesajı da aynen okuyayım: "Volkan'ın eli topa daha değmiyor; havada... Tam top çizgideyken durduruyor.
Sen de yedin! O kayma nizami mi; lafı bile yok. Vah hocam vah!"
Adı bilinmeyen birinin, Galatasaray maçının arkasından çektiği mesaja dayanarak, "Bu Selçuk'un hareketi, ikinci sarı kartlık mı?" diye ekrana getiren Lig TV, Hıncal Uluç gibi bütün Türkiye'nin tanıdığı bir adamın çektiği mesajı kaale dahi almıyor! Çünkü bu mesaj Fenerbahçe'nin aleyhine!.. Orada, Volkan'ın dalışının nizami olup olmadığını tartışmaları lazım.
O topun, tam Volkan'ın müdahale ettiği anda mı yoksa topun tam çizgide olduğu anda mı durduruldu; tartışmak lazım. Bunlar işlerine gelmiyor ama...
Hani sen mesaja göre görüntü tahlili yapıyordun arkadaş!
Bu mesaj Turkcell'de de kayıtlı; bende de kayıtlı.
Silmedim.
Bu bir suç belgesi...
Bir gün evvel ki Selçuk pozisyonuna yaptıkları izahla, Volkan'ın hareketine yaptıkları izah bir değil. Hakemin ayağı için de öyle... "Bir mail geldi de. Bizim Mustafa çekmiş!"
Hangi Mustafa bilmiyorum. "Bir gösterin, bakayım." Kendileri çünkü gökten inmiş melek!..
Bunların öyle Galatasaray aleyhine pozisyon gösterme gibi bir adetleri yok. Sağdan soldan mesajlar geliyor. Ama Fenerbahçe için Hıncal Uluç'tan gelen mesaj; önemli değil!
SAĞLAM HABER OLMADI
Karcemarskas ile ilgili de spekülasyonlar vardı. Burak'ın attığı golde kaleciyle ilgili bir gariplik sezinlediniz mi?
Galatasaray golünü yiyen kaleciye laf edenler; Eskişehir kalecisine ne diyorlar acaba!
Eskişehir kalecisiz oynasa daha başarılı olurdu. Ben hayatımda bu kadar kötü, bu kadar aptalca çıkışlar yapan bir kaleci daha görmedim.
Şuradan kalkalım, gidelim; 12 yaş gruplarının oynadığı bir maç seyredelim. Böyle kaleci hataları görmezsin.
Sürekli boşa çıktı. Ama hiç konuşulmadı.
O Fener çünkü!.. Ertuğrul Sağlam'ın bütün gazetelere manşet olacak bir lafı vardı basın toplantısında, "Bursa'dan sonra bir başka takımın Türkiye şampiyonu olacağını düşünenler avuçlarını yalasınlar" diye... "Bu düzen üç büyükler dışında bir takımın şampiyon olmasına izin vermez" dedi.
Hadi cevap versinler bakalım! Bu haber hangi gazetenin manşetinde vardı?

FUTBOL KALİTESİ SIFIR

Eskişehir, Fenerbahçe karşısında 120 kilometre koştu ve lig rekoruna imza attı. Fenerbahçe de ona yakın... 116 kilometre koşmuş...
Onun da en iyi derecesi... Bu oranlar maça nasıl yansıdı?
Fenerbahçe de Eskişehir de koşu rekorları kırdılar. Maçta kırılan iki rekor daha var bence...
Öyle bir istatistik ne yazık ki Lig TV'de yok. Bunlar İngiliz ligini de yani dünyanın en iyi yayıncılığını yapan ligini de yayınlıyorlar.
Gol teşebbüsü... Bu, orta istatistiği değil. Bu, şut istatistiği de değil.
Sen sağdan çizginin üzerinden getiriyor, kaleciyi de çalımlıyorsun ve bana veriyorsun topu. Kale bomboş, dokunsam, bana çarpsa top içeri girecek. Ben ıska geçiyorum. Bu pozisyon, ıska geçtiğim için şut istatistiğine girmiyor; düşünebiliyor musun?
Bu pozisyon hiçbir istatistiğe girmiyor. Ben, 'topa vuramadım' diye asist istatistiğine de girmiyor. Adam kaleciyi de geçmiş, 'al da at' diye önüme koymuş. Şutla bitmediği için bu istatistiğe girmiyor. Eskişehirspor'un en az 10 tane; topu getiren adam yanlış pas verdiği için gole dönüşmeyen akını var. Bunlar gol akını... Bunlar istatistiklerde yok. Çünkü Lig TV'nin böyle bir endişesi yok.
Şimdi başa alıyorum; koşu rekorlarının kırıldığı maçta karşılıklı gol teşebbüsleri rekoru da kırıldı. Gol teşebbüsü rekorlarının kırılmasının sebebi futbolun yüksek kalitesi değil... Ronaldolar, Messiler oynamıyor orada...
İki felaket savunma oynuyor. O savunmaların yarattığı pozisyonlar bunlar ve bu pozisyonların sonunda gol de çıkmıyor.
Fenerbahçe de 5 atabilirdi, Eskişehir de atabilirdi.
Pozisyon bol ama futbol kalitesi sıfır...
Çok koşmak değil, önemli olan etkili oyun oynamak.
Maraton'da, gelecek haftalarda ligin daha heyecanlı olacağını konuştular ve 'Artık kimin kimi yeneceği maçtan evvel belli değil.
Lig birincisi ile lig sonuncusu oynasa bile maçın sonucu belli olmuyor. Heyecana bak' dediler.
YILDIRIM, BEŞİKTAŞ'A BAĞLI
Tamam da bunun sebebi; ligde sonuncu olan takımının birinci olan takımın düzeyine gelmesi değil. Tavanda oynanmıyor futbol...
Tam tersine yukarıdaki, tabana inmiş. Galatasaray-
Fenerbahçe
ayak hizasında top oynuyorlar, tavanda değil. O zaman onları ikinci lig takımları da yener. Türkiye Kupası'nda yenecekler de zaten; göreceksiniz. Kalitesizlikte eşitlik sağlandı. Başarısızlıkta, becerisizlikte eşitlik sağlandı. Bu marifet değil!.. Ama bunu marifet gibi göstereceksin ki Lig TV satasın!

Yıldırım, bir dönem daha başkanlık yapıp bırakmak istediğini açıkladı.
Buradan benim çıkardığım; bu sene 4. yıldızı alırsa, biter iş... Alamazsa, Beşiktaş şampiyon olursa, o zaman 4. yıldız hala ortada... O zaman bir dönem daha!..

RÖPORTAJ: BÜLENT CAN

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.