Erol Mehmet Yarar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kayakta dünyanın 42. ülkesi olan Türkiye'nin çok üst konumda olmadığını anlattı.
78 yıllık kayak geçmişi olan Türkiye'nin ilk 10'da olması gerektiğini söyleyen Yarar, "Burada birçok etken var. Çünkü kayak ayağınıza lastik ayakkabı giyip bir topla oynayabildiğimiz spor değil." ifadelerini kullandı.
Yarar, kış sporunun gelişmesi için mekan ve kış mevsiminin uzun olması gerektiğini anlatarak, şunları kaydetti:
"Türkiye genelinde mevsimsel ve mekansal kısıtlılığı, üst seviye malzeme gerekliliği var. Türkiye bunu bir türlü organize edememiş. Yani federasyon, devlet, yerel yönetimler, kulüpler bunları organize edip, uluslararası başarıyı getirebilecek seviyede bir eğitim sistemi de sunamamış. Bunu kulüplerin sunması isteniyor ama Türkiye'de bunu yapabilecek, bu mali yükü üstlenecek kulüp yok. Büyük ve güzel kulüplerimiz var ama bunlar dünyanın en üst seviyesine çıkabilecek maddi imkanlara sahip değiller. Burada devlet ve millet el ele olmalı."
"2026 KIŞ OLİMPİYATLARI'NI İSTİYORUZ"
2026 Kış Olimpiyatları'nın Türkiye'ye gelmesini istediklerini vurgulayan Erol Mehmet Yarar, bunun sebebi olarak kış sporlarının devlet politikası haline gelmesi ve daha büyük bütçelerin aktarılması olduğunu belirtti.
Yarar, kayağa ilgi olduğunu bildirerek, şöyle konuştu:
"Sosyal anlamda halkta kayağa ilgi olmasına rağmen futbol, basketbol, voleybol gibi bilinen sporların yanında bir sıralama yaptığınızda kayak ilk 10'a dahi girmiyor. O zaman çok iyi bir tanıtım yapılması lazım. Türkiye'nin ilk kayak dergisini çıkardık, birçok gazetede ekler verdik, haberler çıkardık. Halkımızda kayağa sevgiyi ve ilgiyi artırmaya çalışıyoruz. Bu da yeterli değil. Bunun yanında çok iyi bir malzeme seçimi ve antrenör eğitim sistemi kurmamız lazım."
Kayakla atlamada bunu başardıklarını ve dünya kupalarına girdiklerini anlatan Yarar, biathlonda dünya kupasına katılmayı başardıklarını, snowboardda dünya kupası seviyesine çıktıklarını ve bunu 3-4 yılda yaptıklarını vurguladı.
Yarar, alp disiplinindeki hedeflediklerini 10-12 yılda yapabileceklerini düşündüklerini belirterek, "Yani çalışıldığı takdirde olabildiğini gördük ama bu sistemi sürekli çalışan şekilde devam ettirmemiz lazım." dedi.
"İKİNCİ HEDEFİMİZ KIŞ TURİZMİNİN ARTIRILMASI"
Kayakta temel olarak 3 hedefleri olduğunu bildiren Yarar, şöyle devam etti:
"Birincisi Türkiye'de kayağı seyreden kitleyi arttırmamız lazım. Bunu arttırırsak sponsorlar ve para gelecek, dağların otelleri dolacak. Daha çok insan kayak yaptığı için daha kabiliyetli gençler kayak sporunda öne çıkacak. İkinci hedefimiz kış turizminin artırılması. Kış turizminin geliştirilmesi Türk ekonomisine müthiş katkı sağlayacak. Rize'nin Ayder Yaylası'nda 'heliski' yani helikopterle kayak yapılmaya başlandı. İnsanlar kişi başı 5-6 bin ya da 10 bin dolar para ödeyerek geliyor. Bunu bin dolara yaz turizmi yapan İngiliz turistle kıyasladığınızda kişi başına 10 katı para geliyor demektir."
Yarar, son hedeflerinin tesisleşmek olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Tesisleşmemiz için Türkiye'nin çok kaliteli dağları var. Dünyanın en büyük kayak merkezlerinden biri olmaya aday büyüklükte dağlarımız var. Bunların da yatırımlarının yönlendirilmesi çok çok önemli. Federasyon olarak sporcuya, turizme ve kayak merkezlerine de ehemmiyet vermemiz, geliştirmemiz lazım. Bunun paralelinde de kış turizminin destekleyicisi olan bütün endüstrileri Türkiye'de oluşturmamız lazım."
