Asıl suçlu Yalman

G.Saray sezon başından beri utanç verici bir futbol oynuyor. Peki bu tabloda kim suçlu? Ruhunu kaybetmiş oyuncular mı? Yoksa, bu takımın başına 5. sınıf bir Hollandalı getiren yönetim mi? Peki bu yönetime destek veren Alp Yalman...!

Galatasaray bu sezonun başından beri 'utanç verici' bir futbol oynuyor. Karabük maçı da dahil. Ben bir Galatasaraylı olarak bu futbolu seyrederken utanıyorum. Neden utanıyorum? 93 dakika 17 saniye (!) bir maç seyrettik.
Altyazıda da gol için 90+4 yazıyordu gol için. 3 dakika uzatılan maç için! Şimdi bu 90+3 ya da 4 dakikada futbolcu olarak hırslı, maça asılan, "Kazanmamız lazım" diyen kaç kişi gördünüz? (Serkan Korkmaz: Muslera)… Muslera ayrı, 10 kişi içinde? 1- Tolga. Her yere koşturuyordu. Takımdaki en yeni ve en az Galatasaraylı adam! 2- 38. dakikada oyuna giren Yasin. Yasin ve Tolga dışında taç atarken dahi kendini gösteren, "Topu bana at" diyen tek futbolcu yoktu. Sabri topu eline alıyor sağa bakıyor, sola bakıyor topu atacak kimse yok.
Sadece Tolga koşuyor, 'bana ver' diye.
Ahmakça hareketler
Halbuki çağdaş futbol 'bana ver' diye oyun içinde her an topun olduğu bölgeye bakan en az 5 futbolcu ile oynanır ki top ayağında olan kişi tercih yapabilsin, rakip savunma da hata yapsın, şaşırsın diye. Herkes "Aman bana atma Sabri" der gibi bakıyor. Bu takım nasıl oyun kuracak? Bu takım nasıl oyun oynayacak?
Takım moralman da hazırlanmamış, genel oyun anlayışı olarak da hazırlanmamış.
Bunun sorumlusu kim? Riekerink denilen, hayatında hiç üst yapı çalıştırmamış bir altyapı antrenörü. Teknik direktör bile değil!
Bu maçta topla oynama oranları neydi? 70'e 30! Maçtan bir gün önce Riekerink'in yaptığı basın toplantısında söyledikleri vardı gazetede; "Top bizde kalacak" diye. Bu utanç verici futbolun ve o oranın sebebi bu!
Top bizde kalacak demek şu; garantili pas istiyorum, sağlam yere pas atın, top bizde kalsın. Çünkü top bizde kaldığı sürece gol yemeyiz. İşte o oyunu çirkinleştiren yan pas, geri pas… O nedenleydi.
Karabükspor yeni bir takım. 19 yeni transfer ve yeni hoca ile deplasmana gelmiş. Karabük nasıl oynayacak?
Beraberliğe razı oynayacak. Sen topu kendi aranda çeviriyorsan yani Karabük'ün yapması gereken oyalamayı sen zaten kendi o ahmak zekanla yapıyorsan.
Karabükspor niçin senin üzerine gidip niye koşsun, pres yapsın?
Böyle bakıyorlar uzaktan içlerinden de "Devam edin böyle oynamaya arkadaşlar.
Yüzde 70 değil yüzde 99 oynayın…!
" diyorlardır.
Bakın bu aptal futbolu, Galatasaray futbol diye oynuyor; "Top bizde kalacak!" Elindeki takımın ne olduğunun farkında mı teknik direktör denen adam?
Denizli aradı
Mustafa Denizli maçın bitmesine 10 dakika kala bana telefon etti, konuşuyoruz;
"Galatasaray bu Eren'i boşuna almış. Galatasaray maçın başından beri Eren yüzünden 1 kişi eksik oynuyor.
Çünkü Eren'in istediği top ona gelmiyor. Ona topu aktaramayacaksan Eren'i niye aldın?" dedi Mustafa Denizli.
Aynen Mustafa Denizli'nin sözleri bunlar. Çünkü "Eren yüksek pas oynayan bir oyuncu Eren'i yerden oynatırsan ezdirirsin" dedi Mustafa Denizli.
Ve 3 dakika 17 saniye geçtiği için her zaman yerden orta yapan vakit bittiği için doldur-boşalt yapayım diye topu dolduran Chedjou koca maç boyunca istediği topu 1 kere attı Eren'e. O da golü attı. Yani istediği top 93 dakika 17. saniyede bir kere geldi Eren'e!
Mustafa Denizli ile konuşmamızdan 5 dakika sonra gol oldu.
Maçın geneline bakın. Oyunu kim kuracak? Tolga her tarafa koşan bir ön libero gibi oynadığına göre, Sneijder ile Selçuk kuracak. Bu ikili maç boyunca hangi oyunu kurdular? Elinizi vicdanınıza koyun bunlara 3 verir misiniz? Ben iki verdim! Sen bu kadar dökülen ve ruhsuz oynayan Sneijder ve Selçuk'u 80 dakika seyretmiş ve bir olumlu iş yapamamış ikiliyi oyundan alamıyorsan nedir bu? Kenarda bunların yerine koyacak adamın yok demektir. Dönüyorsun kenara bakıyorsun orada Bayern Münih ve Real Madrid tecrübeli bir de Hamit oturuyor. Ya farkında değil ya da yüreği yok.
Hamit'i oyuna alırım da bir gol yer maçı kaybedersem beni yerler diye düşünen bir teknik adam. Böyle büyük takım hocası olunur mu? Büyük takım hocası gören, okuyan, karar veren ve verdiği kararı yürekle cesaretle uygulayan adamdır. Derwall düşünür müydü? Kalli düşünür müydü?
Şimdi Galatasaray'ın yedek kulübesine bakıyorsun; Yasin oyuna girmiş, Sabri girmiş, Hamit'i de düşünmediği ortaya çıktı. Geriye kalanlardan da oyunun kaderini değiştirebilecek adam yok kenarda!
Riekerink denen garip!
Ne var? Levent Nazifoğlu denen kardeşimiz, "Ben olduğum müddetçe Olcan, Umut ve Tarık Galatasaray formasını giyemezler" demiş ve benim de bu yüzden kendisine "Sen kimsin?" dediğim adam! Gazetedeki yazım oydu.
"Sen kimsin Levent Nazifoğlu?" Bu adamlar Galatasaray ile anlaşmalı.
Hangi sebeple bu futbolcuları istemezsin?
Umut ile Olcan, Galatasaray'ın 4. yıldızı takmasında en önemli iki isim.
Şu anda Galatasaray'da onlar gibi yedek yok! O maçta kenarda Olcan olsaydı Olcan oyuna girer miydi girmez miydi? Umut bir katkı yapar mıydı yapmaz mıydı?
Kim oturuyor yedek kulübesinde?
Oynatılması aklından bile geçirilmeyen Hamit orta sahada.
Forvette bir Yasin var onu da aldılar. Bitti..
O zaman Levent kardeşim ne demek oluyor "Olcan ve..?" Olcan ki; joker oyuncu. Orta sahada da oynar. Forvette de oynar. Oynamayacağı yer yok. Bir de adamın anlaşması var. Sen neye dayanarak söylüyorsun?
İşte buradan geliyoruz G.Saray'ın yönetimine! Bu maçın suçlusu ne Sneijder ne Selçuk! Ne o takımın ruhsuzluğu, ne o takımın Riekerink denen garip!
Susmaya devam et Alp
Bunları yapan kim? Özbek kardeşler.
Özbek kardeşlerin Florya'nın başına getirdiği Levent Nazifoğlu ve bütün bu işlere alet olan benim sevgili arkadaşım Alp Yalman.
Alp Yalman bunların görevinin başında kalmasının baş sebebi. Alp yalman olmasaydı, "Ben bu işte varım" demeseydi, Florya'ya gitmeseydi Galatasaray camiasında kopan kıyamet bunları götürecekti. Ama Alp'in geçmişinde öyle büyük başarılar var ki "Alp, Florya'ya geçince bu işler düzelir" dedi herkes ve eleştirenler çekildi… (Serkan Korkmaz: Konuştunuz mu kendisiyle?) İşte işin üzen tarafı da bu ya! Alp bana "Bu işte hiç yokum. Hiç de olmadım" demişti. Telefonda bunları söyledi.
Söylemedin mi Alp! "Ben bana görev teklif edildiği zaman Galatasaray'a hizmet etmenin makamı yoktur. Avrupa'daki dostlarımla da konuşup bir rapor hazırladım. Ama yönetim ilk toplantısında benim raporumu reddetti.
Raporum reddedilince Dursun başkana ben bu işte yokum başkanım dedi. Özbek de bana dedi ki 'Aman bunu şimdi açıklama.
Çünkü işler gergin.
Bizi süpürürler. İzin ver sayın başkanım ben münasip zamanda açıklayayım' demedin mi Alp? Ben sana ne söyledim? Bunları bana söyleme, çık kamuoyuna anlat, senin Galatasaray'da anıt gibi yaptıkların var. Buna gölge düşürürsün.
Yapma dedim. Ağzını açtı mı? Duyan oldu mu? Ne yaptı Alp? Danimarka'ya gitti Alp. Galatasaray'ın kampına Dursun Özbek ile yan yana, kol kola maç izlerken resimler verdi.
Birlikte resim çektirdi!
Kim suçlu arkadaşlar? Bu ruhunu kaybetmiş Galatasaray takımı mı?
Onların başına bu futboldan anlamayan, futbolu bilmeyen, Galatasaraylılığın ne olduğundan haberi olmayan, 5. sınıf Hollandalıyı teknik adam olarak getiren yönetim mi?
Riekerink'in yanına Galatasaraylı diye bütün Galatasaray camiasının nefret ettiği Ayhan'ı getirenler değil mi?
Bunları yapan kim? Levent Nazifoğlu değil mi?
Nazifoğlu'nu oraya getiren kim?
Alp Yalman… Bunları yapan Özbek kardeşler kim? Onlara destek veren Alp Yalman! Galatasaray'ın sorumlusu Alp Yalman'dır. Hadi şimdi de susmaya devam et Alp Yalman!

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.