Spor yazarları Fenerbahçe - Konyaspor maçını değerlendirdi

ERMAN TOROĞLU – ÇOK FARKLI

Bu sene ligde çok şey sezon başında belli oldu. En üstte iki takım Fenerbahçe ve Galatasaray, ortadakiler ve en alttakiler. Bu hafta ligin ilk yarısı bitiyor. Artık en alttakiler de yavaş yavaş belli olmaya başlayacak herhalde. Çünkü o kadar kötü bir futbol ekonomisine sahibiz ki bu işler gittikçe daha da açılacak ve Süper Lig çok zevksiz bir hale gelecek. Oynatın bakalım Fenerbahçe ile Galatasaray'ı bir sezonda 8 defa bıkarsınız. 2 defa oynatın herkes keyif alır. Bunun kötülüğünü meşhur play-off sezonunda gördük.

Öyle bir sistem kurulmalı ki aşağıdakileri yukarı çekeceksin. Bizim sistem yukarıdakileri daha yukarı alıyor alttakiler de dibe vurduruyor. Bu skorları Fenerbahçe ve Galatasaray'ın başka maçlarında daha çok görürüz. Dün Konya ne defans yaptı ne hücum yaptı. İnsan hiç olmazsa birinden birini iyi yapar. Fenerbahçe hiç zorlanmadı. Kaptırdıkları toplara hemen pres yaptılar. Çabuk geri kazandılar. Fazla enerji harcamadan tekrar rakibin üzerine gidip gol yağdırdılar.

Şöyle baktığınız zaman eğer bu iki takım tam kadrolarıyla çıkarlarsa rakiplerinin pek şansı yok gözüküyor. Hani diyoruz ya "Maç oynanmadan kazanılmaz", bizde kazanılır gibi oluyor. Özellikle ilk yarıda Fenerbahçe göze hoş gelen işler yaptı. Verkaçlar, indirmeler, bindirmeler. Kaliteli goller atıldı. İkinci yarı oyuncu değişiklikleriyle ve skor sebebiyle tempo biraz düştü ama yine skor arttı.

Maçta hakem için konuşulacak fazla bir şey yok. Fenerbahçe'nin penaltısında pozisyon net penaltı. Ama ofsayt var mı? 10 dakika baktılar. Öyle bir ofsayt mı değil mi pozisyonu değil ama uymak zorunda kalıyorsunuz Serdar Aziz'in bir pozisyonu var net sarı, kırmızı verse bir şey diyebilir misiniz? Ama Serdar böyle kontrolsüz bir adam. Onun için Fenerbahçe acilen, yıldırım hızıyla Bonucci'yi transferin 1. gününde İstanbul'a indirdi.

GÜRCAN BİLGİÇ – İKİ KOMUTAN

"Zembereğinden boşalmış" derler ya, öylesine hırsla, arzuyla ve istekle gittiler Konyaspor'un üstüne. İsmail Kartal'ın dokunuşları vardı ilk on birde... Tadic yedekti mesela. Cengiz Ünder yoktu sahaya çıkanlarda.

Hemen mırıldanmalar başladı taraftar arasında. İki komutan ile hükmettiler maça, tüm soruların cevabını verdiler. Fred, takımın çehresini, oyunun hızını değiştiren düzelten mükemmelliği ile yönetti maçı. Her şeyin başında, peşinde O vardı.

Sonrasında Szymanski, iki asist – bir golle "ipi" çekti. Tribünlerin ayağa kaldırıp, rakibin umutlarını yok etti. Her hatanın peşine düşen "kurt sürüsü" gibi iştahlı oynuyorlardı. Ne "Fark açıldı" diyerek koşmaktan sakınan vardı sahada, ne de "Nasıl olsa galibiz, idare edelim" diyen...

İrfan mı, Cengiz mi? Maç öncesinde en çok tartışılan durumdu. İsmail Kartal İrfan'ı yazdı tahtaya. Maçları oyuncu üzerinden tartışanlar "fatura" sohbetlerine girdiler. İrfan Can'ın orta saha özellikleri, sadece gol atan – asist yapandan çıkıp, bek kovalayıp, pozisyon alan olması, bu bakış açısının değerlendirmeleri arasında değil. Normaldir böyle düşünmeleri.

Beş farkla biten ilk yarının ardından Dzeko ve Szymanski'nin "koruma bölgesine" çekilmesi, çift santrafora dönülmesi, ardından Kadıköy'ün tekrar Tadic ve Cengiz'e kavuşması gecenin keyfinin perçinlenmesiydi. 7-1 biten maçtan sonra hakem yorumu yapılır mı?

Fenerbahçe ilk golü VAR'ın verdirdiği penaltıyla attı. O kadar açık, süzülebilir bir pozisyondu ki, Kadir Sağlam'ın "ekran kararını" beklemesi inanılmaz. İki durum var burada; ya Kadir Sağlam'ın hakemliği tartışılır, ya da Fenerbahçe maçlarını yönetenlere "VAR'ın dediğini yap" denmiş. Her hafta tuz kokar mı? İnanılacak gibi değil.

EMRE BOL – FRED ETKİSİ

Kelebek etkisi" bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük değişikliklerin büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabilmesine verilen addır. Fenerbahçe'de de Fred etkisi var! Önündekini, arkasındakini, sağındaki, solundaki herkesi bambaşka seviyeye çekiyor. Onun sahada olmasıyla her oyuncu daha rahat hareket ediyor, istediklerini sahaya yansıtacak zamanı oluyor.

Rakipten sadece top çalmıyor Fred, zaman çalıyor zaman… "Acaba olur mu dediğimiz?" Mert Müldür'ü gördünüz mü? İnanın o bile kendine geldi. Kimse Osayi- Samuel'i aramadı bile.

Fred varken… İrfancan çarpı 2 Szymanski çarpı 2 Mert Müldür çarpı 4 Dzeko çarpı 3 oluyor. Aman yanlış anlamayın. Kesinlikle abartmıyorum. Rakibin kolunu, kanadını kıran bir isim Fred… Sezon başından bu yana hep, "ilk 11 sözleşmeli Tadiç" olmadan nasıl bir Fenerbahçe olacağını merak ediyordum.

Dün gece King'in performansı bence iyiydi. İsmail Kartal zaman zaman bu değişikliği, "başka oyuncularda da olmak üzere" yapabilir. Mesela iki kanatta da oynayabilen Cengiz'i, İrfancan'la beraber sahada görmek isterim. 7 tane attığın maçta dahi gol yemeyi başarıyor sarı- lacivertliler!

Neyseki Bonucci transfer edildi. Savunmadaki problem çözülürse Fenerbahçe uzak ara şampiyonluk yaşayacaktır. Zira bu Fenerbahçe lige çok fazla. Ahh şu kötü hakemler olmasa…