Şükrü Kanber

Liglerin bitmesiyle, futbolun starları çimlerden çekiliyorlar ve meydan "Haziran yıldızlarına" kalıyor. Kim mi bu "Haziran yıldızları?" Elbette ki dar zamanda futbolcu transfer etmek için uçaklardan inmeyip pahalı otellerde kalarak öne çıkan futbol yöneticileri. Can havliyle, panikle taraftarın ve medyanın beklentisini yerine getirebilmek için "yıldız oyuncu" avına çıkıyorlar. Bu 'yıldız oyuncu' dediğin de, daldaki kuş ya bizimkileri bekliyorlar. Ülke ülke, kulübün paralarıyla dolaşıyorlar, çarşaf çarşaf gazetelerde haber oluyorlar. Bedavadan reklam, bedavadan şöhret oluyorlar. Üstelik, bir ekonomi üretmek zorundalar ki, buranda nemalanan pek çok kişi de mutlu olsun. Tek özellikleri, "Başkanların kurşun adamı" olmak. Yer kürede futbol olarak pek fazla anlam ifade etmeyen oyuncuları, büyük paralar vererek Türkiye'ye getirmeyi de "sihirbaz, deha, müthiş başarı" etiketi ile allamaya hazır medyadaki kurşun askerleri de "bu rezil çarka harç" katıyorlar. Hepsini bu takımların taraftarlarının ödediği paralarla oluşan "kulüp gelirlerini" hovardaca harcamayı büyük başarı olarak yıllardır yutturuyorlar. Oysa dünyada işler böyle yürümüyor.

Batan geminin malları
Dünyanın parası en büyük takımları alacakları oyuncuları uzun zamanlar izliyorlar. Sadece popüler olmalarına bakmıyorlar; profesyonel ahlakına, takımın yapısına uyumlarına, saha içi ve dışı davranışlarına, aile ilişkilerine kadar "pek çok kriteri" masaya yatırıp öyle oyuncu seçiyorlar. Bizimkiler ise asla ve asla uzun vadeli bir transfer politikası izlemiyorlar. Tamamen "sene sonu lig sıralaması" transfer politikasını belirliyor. Takım başarılıysa her oyuncu "süper", takım başarısızsa hepsi "batan geminin malları". Tüm bu hareketlerin "büyük mali bedelleri var" ama ne gam! Nasılsa yeni oyuncu gelince taraftar mutlu, medya mutlu, onlar da günü kurtarmaktan dolayı mutlu. Sezon başında büyük tantanalar ile aldıkları oyuncular performans gösteremezlerse gönderirler gider? Kimse, bu oyuncuları alırken ağızlarından çıkan kelimeleri hatırlamak istemez. Bu çarpık düzende ülke kaynakları çarçur olmaktadır. Futbol Federasyonu yapılan harcamalarda, kulübün gelirlerini aşan miktarlar için kulüp yöneticilerini sorumlu tutacak bir yasa değişiklik çalışması içerisinde. İnşallah en kısa sürede çıkar. Bakalım o zaman "Haziran yıldızları" aynı hovardalıkla hareket edebilecekler mi?