- 03 Mayıs 2010 | Pazartesi
Sorun Frank değil
Buradan bas bas bağırıyorum, yıldız oyuncuya dayalı sistem Galatasaray felsefesine ihanettir diye. "Fenerbahçelileşmek" diye tabir ettiğim bu 'hasta yaklaşım', son dönemde ne yazık ki Galatasaray'ın 'kılcal damarlarına kadar' işlemiş durumda. Fenerbahçe medyasının yaymış olduğu radyasyonun etkisi bu; "Aziz Yıldırım bastırır parayı, istediğini alır".
Adnan Polat'ın, Üstünel markalı operasyonları bu afyonun etkisi altında yaptığı çok açık. 'Tekniği yüksek, gücü az ama magazini '" oyuncuları transfer edip eziklik psikolojisinden kurtulmak. Önce kravatlılar ezikliği atmalılar ki sahadakiler de atabilsin.
Derwall ile başlayan çıkış yıllarında akılda kalan çok yıldız var elbet. Ama kendisi için değil takımı için oynayan oyuncular kabul görürdü.
Hakan Şükür gibi 'futbolumuzun en büyük yıldızı', Hagi gibi 'bu topraklara ayak basan en klas yabancı' dahi, yetenekleri yanında mücadele ve takıma katkılarıyla ön planda oldular.
Suç, ezik yönetimlerde
Ne zaman ki şu 'Alex kompleksi' yüzünden 'Lincoln faciası' yaşandı, Galatasaray'da denge şaştı. Tefeciden aldığı borcu yine borç alarak çözmeye çalışan ama aslında borcunu katlayan müflis iş adamı gibi Adnan Polat ve adamları. Bir öncekinin tahribatını gidermek için her seferinde 'daha sansasyonel, daha popüler' oyuncu getirme çılgınlığına kapıldılar.
Sonuç, 'kırmızı halı' serilerek getirilen, ödemeleri an be an yapılan, bir dedikleri iki edilmeyen 'şımarık tipler' yüzünden yerli oyuncuların da 'balansları' kaçtı. Takımda dengeler, dostluklar yerle bir oldu. Basit bir şirket mantığında bile aynı işi yapan insanlara farklı ücret ve muamele yaparsanız verimlilik düşer.
Sorun Rijkaard değil, sorun 'Fenerbahçelileşen yönetimler', 'Aziz Yıldırımlaşan Adnan Polat ve adamlarıdır.'
Adnan Polat'ın, Üstünel markalı operasyonları bu afyonun etkisi altında yaptığı çok açık. 'Tekniği yüksek, gücü az ama magazini '" oyuncuları transfer edip eziklik psikolojisinden kurtulmak. Önce kravatlılar ezikliği atmalılar ki sahadakiler de atabilsin.
Derwall ile başlayan çıkış yıllarında akılda kalan çok yıldız var elbet. Ama kendisi için değil takımı için oynayan oyuncular kabul görürdü.
Hakan Şükür gibi 'futbolumuzun en büyük yıldızı', Hagi gibi 'bu topraklara ayak basan en klas yabancı' dahi, yetenekleri yanında mücadele ve takıma katkılarıyla ön planda oldular.
Suç, ezik yönetimlerde
Ne zaman ki şu 'Alex kompleksi' yüzünden 'Lincoln faciası' yaşandı, Galatasaray'da denge şaştı. Tefeciden aldığı borcu yine borç alarak çözmeye çalışan ama aslında borcunu katlayan müflis iş adamı gibi Adnan Polat ve adamları. Bir öncekinin tahribatını gidermek için her seferinde 'daha sansasyonel, daha popüler' oyuncu getirme çılgınlığına kapıldılar.
Sonuç, 'kırmızı halı' serilerek getirilen, ödemeleri an be an yapılan, bir dedikleri iki edilmeyen 'şımarık tipler' yüzünden yerli oyuncuların da 'balansları' kaçtı. Takımda dengeler, dostluklar yerle bir oldu. Basit bir şirket mantığında bile aynı işi yapan insanlara farklı ücret ve muamele yaparsanız verimlilik düşer.
Sorun Rijkaard değil, sorun 'Fenerbahçelileşen yönetimler', 'Aziz Yıldırımlaşan Adnan Polat ve adamlarıdır.'