Aykut'a yazık
- Şükrü Kanber Yazıları
- 02 Mayıs 2010, 01:00:58
Futbolumuzun en büyük hastalıklarından birisi 'yabancı hayranlığı.' Kendi öz evlatlarımızı 'bozuk para' gibi harcarken hiçbir özelliği olmayan yabancılara her tür imkanı ve konforu sunmakta son derece cömertiz.
De Santis ve Leo Franco 'facialarını' izleyince, Aykut'a ve hatta yeni kaleci Ufuk'a ne büyük haksızlık yapıldığını görüyoruz. Son üç maçtaki muhteşem performansı, 'transfer sihirbazlarına' bazı gerçekleri hatırlatmıştır umarım.
Ülkemin paralarını değersiz yapancılara harcamak 'milli ihanet' aynı zamanda. Ne yazık ki, Galatasaray kulübü 'son iki sezondaki hovardalığı' nedeniyle 'bu ihanet listesinin en tepelerinde' yer alıyor.
Maça gelirsek... Şampiyonluk potasından düşmüş olmanın verdiği motivasyon kaybı takımı ve tribünleri etkilediği gibi bizlerin de işini zorlaştırıyor. Gümbür gümbür şampiyonluğa oynayan bir takımı yazmak yerine, sadece Beşiktaş'ı geçerek 'UEFA Kupası'na kalma hedefine kalem oynatmak' kolay değil. 'Sahadaki isimler', onlara ödenen paralar bu küçük hedefi kabullenmemizi engelliyor.
Duş alıp kaçalım
Bu maçtan dolayı oyuncu performanslarına ilişkin cümle kurmak anlamsız. Ama sanırım motivasyonu en yüksek oyuncu Topal. Valencia filmi mutlu sonla bitmek üzere ki kendisini göstermeye devam ediyor. Kimbilir, Linderoth sakatlanmasaydı onun için nasıl bir hikaye yazılırdı!
Yabancı hayranlığına şans yüzünden kurban gitmemiş örneği az bir futbolcumuz Mehmet Topal.
Keita hedefsiz kalmanın sıkıntısı yüzüne vurmuş, iştahsız oynuyor. Arda yasak savıyor. Brezilyalılar sadece saate bakıyor, "Duş alıp kaçmanın" derdindeler. 'Ligin ateşi' Kadıköy ve Bursa'da yanarken bu maç ve bu takım için daha fazlasını yazmak israftan başka bir şey değil.
Bu maç, en az dört yüzde yüz golü engelleyen Aykut'un hanesine kazanç olarak yazılacak sadece.
De Santis ve Leo Franco 'facialarını' izleyince, Aykut'a ve hatta yeni kaleci Ufuk'a ne büyük haksızlık yapıldığını görüyoruz. Son üç maçtaki muhteşem performansı, 'transfer sihirbazlarına' bazı gerçekleri hatırlatmıştır umarım.
Ülkemin paralarını değersiz yapancılara harcamak 'milli ihanet' aynı zamanda. Ne yazık ki, Galatasaray kulübü 'son iki sezondaki hovardalığı' nedeniyle 'bu ihanet listesinin en tepelerinde' yer alıyor.
Maça gelirsek... Şampiyonluk potasından düşmüş olmanın verdiği motivasyon kaybı takımı ve tribünleri etkilediği gibi bizlerin de işini zorlaştırıyor. Gümbür gümbür şampiyonluğa oynayan bir takımı yazmak yerine, sadece Beşiktaş'ı geçerek 'UEFA Kupası'na kalma hedefine kalem oynatmak' kolay değil. 'Sahadaki isimler', onlara ödenen paralar bu küçük hedefi kabullenmemizi engelliyor.
Duş alıp kaçalım
Bu maçtan dolayı oyuncu performanslarına ilişkin cümle kurmak anlamsız. Ama sanırım motivasyonu en yüksek oyuncu Topal. Valencia filmi mutlu sonla bitmek üzere ki kendisini göstermeye devam ediyor. Kimbilir, Linderoth sakatlanmasaydı onun için nasıl bir hikaye yazılırdı!
Yabancı hayranlığına şans yüzünden kurban gitmemiş örneği az bir futbolcumuz Mehmet Topal.
Keita hedefsiz kalmanın sıkıntısı yüzüne vurmuş, iştahsız oynuyor. Arda yasak savıyor. Brezilyalılar sadece saate bakıyor, "Duş alıp kaçmanın" derdindeler. 'Ligin ateşi' Kadıköy ve Bursa'da yanarken bu maç ve bu takım için daha fazlasını yazmak israftan başka bir şey değil.
Bu maç, en az dört yüzde yüz golü engelleyen Aykut'un hanesine kazanç olarak yazılacak sadece.