Beşiktaş’ın ayağa kalkma reçetesi

Beşiktaş'ın son yılların en kötü futbolunu oynayarak Belçika'nın Genk takımına yenilmesi benim yıllarca yazdığım yazıların bir sonucuydu.
Özetle; peruk düştü, kel göründü! Yaş ortalamasının Avrupa ve Türkiye'de en üst seviyesinde olan Beşiktaş bu sonuca yavaş yavaş hazırlandı.
Şenol Güneş'in Beşiktaş'a teknik direktör olduğu sezon, Erdal Torunoğulları, Mete Vardar ve Ahmet Nur Çebi'nin yer aldığı bir futbol kurulu vardı. Başkan durup dururken bu arkadaşların onayını almadan futbolu kendisine bağladığını açıkladı. Başkanın bu anlamsız tavrının ardından;
Mete Vardar hemen açıklama yaparak bir daha Fikret Orman'ın yönetiminde olmayacağını açıkladı ve görevi bıraktı.

***

Ahmet Nur Çebi'yi çok severim; iyi de dostumdur.
Ama apoletleri söküldüğü halde Çebi'nin göreve devam etmesine ne yazılır bilemiyorum. Torunoğulları önce istifa etti, sonra geri döndü. Son kongrede de Fikret Orman; Çebi ve Torunoğulları'nı diskalifiye etti.
Başkana sorular!
FİKRET Orman, uzaktan yakından ilgisi olmadığı halde futbolu Umut Güner, Şafak Mahmutyazıcıoğlu ile birlikte yönetirken, en kötüsü de altyapının başına Metin Albayrak'ı getirdi. Bu değişim ardı ardına yanlışları da getirdi.

***

Bir-iki futbolcu hariç transferlerde Şenol Güneş'e danışılmaya bile gerek duyulmadı.
İnanılmaz fiyatlara futbolcu satışı yapılmasına rağmen, üstüne üstlük hazırlık kampında Şenol Güneş, "Bu forvetlerle olmaz, bana mutlaka santrfor alınması gerek" ısrarına rağmen, başkan medyaya gülücükler dağıtıyordu. Başkan ayrıca bu yönetici ekibiyle birlikte aldığı Larin, Negredo gibi isimlerin dolaylı yollardan oynatılması için Güneş'e direktif bile verdi.
Fikret Orman, Yıldırım Demirören'i eleştirdiği personel sayısını azaltmadığı gibi bir sürü elemanı da kulübe aldı.

***

Yazdık, çizdik, uyardık;
"Aman dikkat! Beşiktaş'ın futbol ekonomisi iyi gitmiyor" dedik. Mali kongrelerde akil insanlar önemli uyarılar yapmasına rağmen Fikret Orman ve yakın bu çevresi bu uyarıları hiç dikkate almadı.
Sonuç; koşmayan, mücadele etmeyen, menajerlerle yakın temaslarla alınan futbolcularla bir takım ortaya çıktı. Bir futbol adamı olarak benim çok önceden sezdiğim netice maalesef gerçekleşti.

***

Geçen haftaki basın toplantısında başkan gülücükler atarak Şenol Hoca ile beraber her zaman yaptığı gibi Beşiktaş camiasını oyalama konuşması yaptı. Ama Şenol Güneş satır arasında "1 yıldır hiç para almadım" dedi. En önemlisi de başkan açıkça yıllardır Süper Lig'deki birçok takımın yaptığı gibi UEFA'yı aldatıcı şekilde futbolculara "Kulüpten alacağım yoktur" yazısını aldığını itiraf etti.
Başkan, senin "Gelirlerin hepsi Türk Lirası" demen artık kimseyi tatmin etmiyor. UEFA gelirleri euro. Cenk Tosun'un satış fiyatı euro üzerinden!
Bu kulübe gelen bu paralarla neden teknik heyet ve futbolcuların paralarını ödemediniz?
Hatta artık son çare Ziraat Bankası'ndan 80 milyon TL kredi aldınız. Takıma ödeme yapmadıysanız, bu krediden gelen para nerede?

Şenol Güneş ne yapsın?
Yaş olarak bu takım limitleri zorluyor.
Hak ettiği paraları alamayan (euro üzerinden inanılmaz rakamlar) futbolcuların birçoğu da mutsuz. İleri yaşlarla ilgili sakatlıklar da diz boyu.
Özel hayatına dikkat etmeyen bir çok futbolcu sahada yürüyor.
Her şeye rağmen, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç gibi kulübün ekonomik yönden ne durumda olduğunu, en son alınan kredinin hangi faiz oranlarıyla alındığı ve sizin de belediye başkanlığına mı, TFF'nin başına mı aday olacağınızı açıklamanızı bekliyoruz.
Camianın merak ettiği konular var. Çok zor günler bekleyen Beşiktaş'ı ekonomik olarak nasıl kurtulacaksınız, takımı nasıl gençleştireceksiniz ve çok yüksek ücretlerle transfer edilen futbolcuları nasıl temizleyeceksiniz?
Benim en büyük güvencem Şenol Güneş.
Haydi Şenol bu takımı bu takımı toparla. Elindeki kadrodan en iyi malzemeyi çıkarmayı araştır. Önerim elinde varsa yetenekli gençlere yer ver.

***

Süper Lig'de şampiyonluğa oynayan takımların Beşiktaş'tan farkı yok. Takımlar formsuz ve ne olacağı belli değil.
Üç puanlık sistemde puan farkı önemli değil.
Haydi Şenol Güneş, Ümraniye'de kenetlenin.
Siz birlik olursanız, Beşiktaş'ı canından çok seven taraftar da büyük desteğini verecektir.
Futbolcu kardeşlerimiz haydi bakalım; kendinize iyi bakın. Güçlü olun ve terinizin son damlasına kadar mücadeleden vazgeçmeyin.
Beşiktaş şampiyon olursa hem alacaklarınızı alabilir hem de çocuk ve torunlarınıza anlatacak harika bir anınız olur.