Kartallar yüksek uçar

Ligin ilk yarısı beklendiği gibi sonuçlanmadı. Galatasaray'a üç kupa kazandıran Hamza Hamzaoğlu'nun gönderilmesi ilk yarının beklenmeyen, şaşırtıcı olayıydı.
İlk yarının beklenmeyen öteki olayı Beşiktaş'ın teknik direktör Şenol Güneş'le yaşadığı müthiş patlamaydı!
Bu patlamayı kaleci Tolga'nın yaşadığı şanssızlık bile unutturmadı.
Şenol Güneş yediği hatalı gollerden ötürü hedef tahtası olan kaleci Tolga'ya sahip çıkarak genç kaleciyi kendine de Beşiktaş'a da yeniden kazandırdı. Bu kazanımda Güneş'in öteki mesleği olan öğretmenlik büyük rol oynadı. Güneş, insan kazanmada ve yetiştirmede uzman kişiydi. Amacı yeni gollerden ötürü morali bozulan ve taraftarların tepkisini çeken Tolga'yı yeniden Türk futboluna kazandırmaktı.
Çünkü Güneş Tolga'ya inanıyordu.
Açıkçası; Güneş'in yaptığı doğruydu.
Ayrıca Tolga da hocasını yanıltmayacak iyi bir kaleciydi, yaşadığı bir şanssızlıktı, geçti bitti. Yönetimin yeni bir kaleci araması doğrudur. Tolga'ya iyi bir alternatif mutlaka olmalı.
Genç kaleci Günay önü açık ama deneyimi yetersiz! Bu nedenle yönetim ikinci bir kaleci mutlaka almalı.

Kartlara dikkat!
Şenol Güneş, Tolga gibi Oğuzhan'ı da Beşiktaş'a kazandırdı. Aslında Oğuzhan'da bir ışık yanıyordu. Bu ışığı Güneş de görüyordu. Nitekim bir kez daha yanılmadı, genç oyuncunun üstünde durdu. Israrla oynatarak hem Beşiktaş'a hem Milli Takım'a kazandırdı.
Beşiktaş Veli ve Tolgay gibi iki sakat oyuncuyu da kazandı. İyileşen bu ikili Beşiktaş'ın şampiyonluk yolundaki önemli kozlarıdır. Eksiği kalmayan Beşiktaş, futboluyla keyif veriyor.
Bu keyifle "şampiyonluğun en güçlü adayı benim" mesajı veriyor.
Bu mesajda golcüler Gomez, Cenk Tosun, Kerim Frei, Pektemek'in imzaları var.
Beşiktaş'ın şampiyonluk yolunda hızını rakiplerinden çok sakatlık ve hakem hataları, kartlar kesebilir!
Bu yarışta Kartal'ın en büyük rakibi Fenerbahçe. Devre dışı kalan Galatasaray'ın iki ezeli rakibine yetişmesi çok zor.
Cimbom yetişene kadar atı alan Üsküdar'ı geçer!