4'üncülük bile zor!

Beşiktaş'ın zirveden iyice uzaklaşmasının en büyük nedeni; form grafiğindeki iniş-çıkışları arasındaki farkın büyük olmasıdır. Bu farklılığı 90 dakikanın içinde bile görebiliyoruz.
İlk 45 dakikanın, ilk yarım saatinde hızlı, istekli, ayağa paslı, bol gol pozisyonlu oyun sonraki bölümlerde yok oluyordu. Şimdilerde bu görüntü de yok. Oyun kalitesinde düşüklük, isteksizlik baş gösteriyor.
Bu farklılığın en büyük nedeni; kaçırılan gollerin neden olduğu moral bozukluğu, fizik güçteki düşüklüktür.
Ligde en çok, en uzun mesafeli koşmasıyla ilk haftalarda öne çıkan siyah-beyazlı takım, gerçekte dengesiz enerji tüketimi nedeniyle giderek oyundan düşüp sonuca gidemiyor!
Organizasyon, keyif veren, bol pozisyon üreten, kanatlardan bindirmelerle rakibi bunaltan üstünlüğü elinde tuttuğu oyunu oynayamıyor. Bu görüntü ligi 4'üncü bile zor bitirir!
Başarı için yerinde, zamanında, gerektiğinde koşacaksın, final deparı atacaksın. Fernandes de çok koşuyormuş, palavra!
Hani nerede, şimdi o Fernandes?
Söyleyelim; yeni sözleşme pazarlığında kapris yapmakla, hak etmediği parayı koparmakla meşgul!

Gözler Mustafa'yı arıyor
Öteki Portekizli Almeida ise form grafiğinde iniş-çıkışlar olsa da kafasını daha çok futbol oynamaya, gol atmaya yoruyor.
Profesyonelce olan bu özelliğinden ötürü Portekiz Milli Takım'ı için banko oyuncudur. Bir ara form düşüklüğü gösteren Almeida, şimdilerde golleriyle "Önce para, sonra futbol ve Beşiktaş" diyerek gözden düşen Fernandes'in önüne geçmiş durumda.
Golleri kadar "topsuz oyun"da da kalitesini gösteriyor, yararlı oluyor. Form grafiğinde sürekli yükseliş gösterirse gol sayısı 20'yi bulabilir.
Almeida'nın alternatifi Mustafa Pektemek, kendine hep "büyük yetenek" gözüyle bakılıyor ama kendinden beklenen patlamayı bir türlü yapamıyor!
Yapsa özgüvenini kazanacak, takımın birinci santrforu olarak tercih edilecek, atacağı gollerle Beşiktaş liderlik yolunda düze çıkacak!
Gözler, o Mustafa'yı hâlâ aramakta!