Pino'nun hesabı

Nasıl zevksiz ve hedeften uzak değil mi? Galatasaray'ı böyle okumak için yanında bir de kılavuz gerekiyor. Arızalanmış hatlar nasıl onarılır olmalı o kılavuzun adı... Yenilen goldeki pozisyon hatasını bir türlü tutturulamayan yer tutma acemiliğine bağlamak yeterli mi sizce? 2 metreye yaklaşan boyuyla o topu Kerem'in nasıl izlediğini gördünüz mü? Orta sahada 3 topu yan yana yapamayan bu büyük dağınıklığın nedeni bu maçta Misimovic'in olmaması olabilir mi? Sabri'nin bütün bindirmelerinde topu rakibine nişanlaması top kullanma kılavuzunu gerektirmiyor mu gerçekten? Hagi'nin yani Galatasaray teknik direktörünün, takımının yediği golden sonraki vücut dilini okuyabildiniz mi? Ya yüzündeki ifade? Eskiden olsa kollarını sallayarak bağıra çağıra sahanın dışına doğru yürümeye başlar, takım arkadaşlarına yakıştıramayacağı bu pozisyona isyan ederdi. Şimdi kilitleniyor çiçeği burnundaki George Hagi.

İç sıkıntımız dinmiyor
İlerisiz oynayan bir Galatasaray'ın hangi maçı bu anlayışla kotarabileceğini; neredeyse 15 puan geriye düştüğü şampiyonluk yarışında atağa kalkıp rakiplerinin sırtına yapışacağını söyleyebiliriz? Biraz 'bitse de gitsek!' diye oynayan bir futbolcu topluluğunu 'bu sezonun hikmetine inandırabilir misiniz peki?' Kewell artık "Tamam" diyor farkında mısınız? Bir takımı toparlamakla o takımının varlığını ortaya koyması arasındaki açı gittikçe açılıyor farkında mısınız? Kalecisiz oynuyor Galatasaray görüyor musunuz? Geri toparlayıcısı, oyun kurucusu, sahaya attığı gençleri heyecansız, durağan oynuyor. Hiçbir şey dindirmiyor iç sıkıntımızı anlıyor musunuz? Bir maçtan ne kadar soru üretiyor sarı-kırmızılı armada; daha ne bekliyorsunuz? Futbola karşı gırtlağına kadar borçludur artık 'gerçeklerin yazıcısı!' Bu maçı da Pino'nun hesabına yazsınlar.