Akdeniz'de hararet

İki takım da Anadolu'dan, iki takım da 'memleket' takımı. İki takım da 'başka türlü bir varlık gerekçesi' bulundukları kentler için. O yüzden bu kapışmada yenilen çelmenin bir başka maçtaki sonuca benzemeyeceği aşikar.
Bursaspor'un Latin Rüzgarı Nunez'in yer kilimi gibi dövmelediği kollarını açıp bir ceza sahası önü mücadelesini çaresizlikle bitirdiğinde Bursaspor ilk golü yemişti. O kollarda ilk yarıda istediğini yapamayanların çaresizliği vardı. İvankov'un kolları da bir çaresizliği anlatıyordu 2. golde; '4 kişisiniz!' diye gösteriyordu İvankov iki elinin parmaklarıyla '4' işareti yaparak.
Her pozisyonunda ceza sahasının önünü kapatmayı beceremeyen ve orta sahadaki dikkati dağınık bir görünüm sergiliyor Bursaspor.
Antalyaspor ise rakip sahaya en kısa zamanda- özellikle de Tita'yla inmek isteyen bir anlayışta ısrar ediyorlar.
Bu ısrarın karşılığını da zaten ilk yarıda bulduğu gollerle alıyor kırmız-beyazlı Akdeniz ekibi.

Ali Tandoğan'ın sakatlığı...
İkinci yarı durum daha farklı. Bu kez daha açık alanlar görüyoruz maçta. Daha derin paslar ve daha çok hız. Bu en çok Timsahlar'ın işine yarıyor. Ev sahibi rakiplerini bu hız ve atak futbollarıyla yakalıyorlar. Çok telaffuz etmek istemiyorum ama Ali Tandoğan'ın sakatlığı milat oluyor hem de kafayla attığı golden sonra... Akdeniz akşamı ısınıyor. Bursaspor taraftarlarına yakın oturuyoruz. Hararetlerinden yeni bir Akdeniz sıcağı yayılıyor; sahada ise daha başka bir enerji. Bursaspor pres ve atak futbol kesiliyor baştana ayağa.
Antalya'da Tita'yı Bursaspor'da Nunez, Batasa, Ozan, Vederson'u ayrı tutmak lazım.
Hararet sarı kartlar fauller ve Krita'nın kızarmasıyla artıyor...
Aklımızda harareti kalıyor Anadolu'da oynanan bu güzel maçın. Bir de Antalyaspor taraftarı genç kızın söylediği; "Akdeniz'de akşamlar başka olur!'' Evet başkaydı gerçekten...