Makine ve parçaları
Son düzlüğe girerken sürprize izin vermedi lider. Bilica-Dany maçında, Drogba ağırlığını ortaya koydu, skor ve oyun döndü.
Tüm bunlar yaşanırken, Tahkim'in cezasını onayladığı Fatih Terim tribündeydi.
Hasan Şaş da yoktu. Yaşananlar herkesin malumu. Yanı sıra sanki bir makine var; başarıyı, başarılıyı cezalandıran. Terim gibi, ortak paydada buluşacak başarılı spor adamlarımız var. Avrasya Maratonu'nu altın kategoriye çıkaran Alpaslan Baki Ertekin, Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nu 1 milyar insana izleten Emin Müftüoğlu gibi.
O makine, ortak korkuyu salıyor, "seneye işinin başında olmak" endişesi üretiyor.
Biraz kulak versek
Bu iklimde, kupanın isim sponsoru Ziraat Bankası, harika bir reklam filmi yapıyor. "Bu, futbol makinesi. Mamülü tutku ve eğlence" diye başlıyor. Sonra ayrılan saflarla, tutku öfkeye, saygı nefrete dönüştü, biz eğlenmeyi unuttuk" diyor. Kazanmak, başarıyı sadece birincilikle ölçmek üzerine kurulu kültürümüze, şahane vurgularla yükleniyor.
Bir reklam... Biraz kulak versek, anlasak keşke!
Lige, premier kalite sunan Drogba'yı, Mourinho'nun saydığı Fatih Terim'i, her takımda oynar denen Selçuk'u, futbolun keyfi için seyredebilsek. Onların alanlarını daraltmadan.. Yılmaz Vural'ı konuşsak, İstanbul'da, Elzazığ'ın kapasitesine boğulmadan, top oynamak için takım yapan...
Futbola iyi bakmayı hatırlasak, makinenin bir parçası olduğumuzu unutmadan!..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.