Ne çektin be...

Robin van Persie yoktu ilk 11'de.
'Sow mu?' diye dudak bükenler 60 saniye sonra "Musa, Musa" diye tezahürata başladılar. Sow öyle bir gol attı ki, İngilizler bile şapkaları çıkardı.
Erken gol bizi de şaşırttı, geri yaslandık.
Sonrasında ManU gelir sandık. Aslında topla daha çok da oynayandı ama cılız duran toplar dışında tehdit olmuyordu.
Ara pası denemelerini de Rooney değerlendiremiyordu.
Sonra Pogba sakatlandı, Zlatan ile değişti. Hayatım boyunca kasıntılığından nefret ettiğim ve ruhu da kötü bu adam kendi iyi oynamasa da, verdiği pasların % 80'i hatalı olsa da, oyunlarını cesaretlendirdi.
Volkan ve Kjaer'in iki kritik hamlesi, geriye yaslanmanın sıkıntısını yaşamamızı önledi. Tempo ligin çok üzerindeydi ve yorucu idi. Öne bu nedenle kalabalık gidemiyorduk. Lens yine öne taşıyandı, Volkan ve Alper savunmalarına çok yardım ettiler. İki bekimiz savunmada iyiydiler ama Rashford ve Martial korkusundan fazla ileri çıkmadı. İlk yarı, iyi mücadele eden, fazla boş alan bırakmayan, ilk defa dolan ve iten tribünlerin de etkisi ile maça asılan bir takım vardı.

İBRA'YI MADARA ETTİLER!
İkinci yarıya Mata ile başladılar. Takım direnci iyice arttı. Alan savunmasını mükemmel yaptık. Diriydik. Hasan Ali ve Lens, tümü iyi olan takımın yıldızlarıydı.
Zlatan İbrahimovic'i madara ettiler.
Emenike, Alper'in yerine girdi. Takım direncine katkısı olmadı, iki de mutlak golü kaçırıp maçın erken bitmesini önledi.
Rooney'nin golü sıkıntıya soktu ama o kadar iştahlı ve dirençli bir takım vardı ki söktü aldı dev maçı.
Sonuç mu? Haftalar önce yazmıştım, ekimin ortasından sonra dirilir bu takım diye; dirildiler.
Haa! Bir de, ne çektin be Manchester, F.Bahçe'den, Saracoğlu'nda.