'Karabük'üldü

1)''Öne oynama iştahı kabarık takımlar'' Fener için deplasmanda sorun oluyordu ama bunu Saracoğlu'nda uygulamak isteyenler de sonucuna katlanırdı. Zaten ilk 10'daki takımlar içinde en fazla gol yiyen Karabük'e de Fener 'in golcü tarifesini uygulaması da kaçınılmazdı
2) Hafta boyu Emenike ile Fener'in gözünü korkutan ve maçın başındaki 2 pozisyon ile de hakikaten özel bir adam olan Nijerya'lı ile bunu perçinleyen Karabük, Alex'in 'duran topları nasıl kullandığını hatırlaması ile' golü yiyordu.
3) Markajsız oynayan Alex'in, sürekli işleyen tek kanat sağdan Topuz'un ortasına plasesi ise takımın artık Alex ve Niang ile doğrudan 4-4-2 oynamasının sonucu idi.
4) Bu kadar işi, 24 dakikada sadece bir faul yaparak oynamak, Alex'e üst üste 5. maçında gol attırabilmek, Kocaman ile değişen futbol mantalitesinin eseri oluyordu.
5) Maç boyu Niang fazla gözükmüyor, Stoch iyi mücadele ediyordu. Takım topa daha fazla ama, doğru yerde sahip oluyor, Emenike'ye fazla dikkat etmek gerekliliği dışında savunmada doğru yerleşiyordu.

Emre'nin katkısı büyük
6) Baroni tüm olumsuzluklara rağmen takımın en fazla doğru hamle yapan adamı oluyordu.
7) Tüm gollerini dripling ile atan, ligin en diri adamı Emenike'den 'deplasmanda gol yiyen ilk takım olmak' istatistiki olarak anlamlı olmayabilirdi ama daha 46'da olunca "Fener'de 2. yarı sendromu mu başlıyor? '' dedirtiyordu.
8) Topa rakip fazla sahip olup, daha fazla pası da onlar yapınca Fener'in sihri bozuluyordu.
Önlemi, güçsüz olan Niang'ı Semih ile değiştirmekti ama Kocaman, Selçuk ile yaptığı , orta alan direncini arttıran doğru hamlede dışarı, yenilen golde hatası olan Stoch'u alıyordu. 2. yarı çok iyi oynayan Emre'nin katkısı Fener'e 3 puanı getiriyordu.
9) Oynadıkları 28 maçın 23'ü ÜST bitmiş 2 takımın maçına üst oranı 1.50 verme çılgınlığını yapan ve vatandaşıma para kazandırdığı için sevindiğim İddia Risk Yönetimi'ne, giden paracıklarının acısını Karamehmet'in nasıl çıkartacağını da bu arada merak ediyordum.