Seviyorsa istifa etsin

İsmail Kartal'ın gözyaşları F.Bahçe sevgisindense eğer "Ben bu takımı taşıyamıyorum" diyerek istifa etmeli

Fenerbahçe, Gençlerbirliği'ni mağlup ederken taraftarları tarafından çok da beğenilmedi. Eleştiriler Kartal üzerinde yoğunlaştı. Fenerbahçelilerin isyanını haklı buluyor musunuz?
Fenerbahçe kötü oynuyor ve kötü oynamaya devam ediyor. Taraftarlar yerden göğe kadar haklı... İsmail Kartal takımı taşıyamıyor, kaldıramıyor.
Zaten İsmail Kartal da taşımıyor. Bunu artık herkes söylüyor. O takımın teknik direktörü Aziz Yıldırım. Devre arasında soyunma odasına gelen de o...
Aziz Yıldırım açıkça her lafıyla, ilan ediyor ki 'Fenerbahçe' demek 'ben' demek! 'Her şeye ben karar veririm, her şeyi ben yaparım. İsmail Kartal da benim çocuğumdur. Burada duracak!' Galatasaray bu kadar rezil durumda olmasa, Galatasaraylılar zil takıp oynayacaklar.
Fenerbahçe'nin hakikaten iyi bir kadrosu var ve bir hoca, bu iyi kadroya ancak bu kadar kötü futbol oynattırabilir.
İsmail Kartal ağlamış! O göz yaşları Fenerbahçe sevgisinden ise istifa etmesi lazım; 'Ben bu takımı taşıyamıyorum' diyerek... Fenerbahçe antrenör yetiştirme yeri değil. Fenerbahçe'ye yetişmiş hoca gelir.
ARKASINDA ÖNEMLİ BİR GRUP VAR
Bir yandan Aziz Yıldırım diyor ki "Galatasaray bizi yenmedi, biz yenildik." Doğru... Bu kötü, bu dökülen Fenerbahçe'den sonra oynadığı 2 maçta 8 gol yiyen, iki tane pozisyona giremeyen -Fenerbahçe karşısında da pozisyonu yok zaten, Sneijder'in şutları dışında- Galatasaray'a yenilebilen Fenerbahçe'nin antrenörü için de "Çocuğum" diyor aynı Aziz Yıldırım!..
Hem "Maçı biz verdik" diyor hem de 'Benim çocuğum olduğu için kalacak" diyor. Olur!..
Fenerbahçe'nin haline bak!.. Ama Fenerbahçe'nin arkasında önemli bir grup var: Hakemler...
Hakemler niye Fenerbahçe'yi tutuyor?
Maç 0-0 giderken hakemin icat ettiği penaltı, Gençlerbirliği'nin bütün oyun düzenini değiştirdi.
Ondan sonra her şey olabilir.
Galatasaray bu halde, Fenerbahçe de düşer; bu lig Beşiktaş'a kalırsa, yayıncı kuruluş ne hale gelir! Alt bant reklamlar da yok şimdi!.. Şimdi bunlar bir yapbozun parçaları...

DEVLET SIRRI DEĞİL SONUÇTA
Ben geçen hafta A Spor'daki konuşmamda örnek verdim: Gelişim Spor Dergisi çıkarıyorduk.
O devirde hakikaten efsaneydi. Bizim satış müdürü Yıldırım, kapaktan her hafta bir poster verirdi.
Posterlere 'Beşiktaşlı koymayalım' diye yalvarıyordu.
Çünkü yapılan bütün araştırmalar ve istatistikler kapak ve posterin dergi satışını yüzde 10 artırdığını ortaya koyuyor. Dergiyi her hafta 25 bin kişi alıyorsa, 2 bin 500 tane de kapağa ya da postere bakıp alan var. Beşiktaş maçları hariç... Beşiktaş maçlarında o yüzde 10'luk satış olmuyor.
Beşiktaşlı seyirci takımına çok bağlı ama satın almaya meraklı değil. İşte rakamlar. Beşiktaş, Fenerbahçe'yi 3-1 yenmiş, Yıldırım bana "Kapağa Fener'in gol resmini koyalım" diyor.
Çünkü o satıyordu. Bunları yaşadık biz.
Fenerbahçe olduğunda artıyor, Galatasaray olduğunda gene artıyor, Beşiktaş kazandığında...
Beşiktaş üç sene üst üste şampiyon oldu ve Gelişim Spor battı.
Yani üç sene üst üste Fenerbahçe şampiyon olsaydı o dönemde Gelişim Spor hâlâ devam ediyordu. Beşiktaş kızar-kızmaz o ayrı ama gerçek bu...
Bu gerçek duruyor. Üstüne Digiturk kutuları iade ediliyor, Lig TV aboneleri gidiyor. Lig TV resmi bir açıklama yapsın. Lig TV canlı yayınları satın aldığından bu yana abonelik sayısı nedir; açıklasın. Devlet sırrı değil bu...
Birinci yıl şu kadardı, ikinci yıl şu kadardı, üçüncü yıl şu kadardı, bugün de bu kadar.
Görelim bakalım palavra mı konuşuyoruz, doğru mu konuşuyoruz! Benim etrafımda kim varsa sadece Lig TV aboneliğini de değil 'Kutuyu iade ettik' diyor.
Şimdi böyle bir ortamda Fenerbahçe de şampiyonluk yarışından düşerse kaç tane Lig TV abonesi kalır? 'Fenerbahçe'nin düşmemesi lazım!..'
TOROGLU NIYE KOVULDU?
Hakem Özgür Yankaya'nın penaltılar kadar diğer kararları da tartışmalıydı.
Fenerbahçe maçı sonrasında Maraton'u seyrediyorum. Şansal Büyüka, Mustafa Denizli, Tümer Metin fevkalade doğru, güzel yorumlar yaptılar. Şimdi bir defa adı üstünde; yorum. Yüzde yüzüne katılman mümkün olmaz. Herkesin fikri ayrı 'yorum' dediğin zaman... Katıldığım oldu katılmadığım oldu. Ama tekrar söylüyorum; yorumları fevkalade iyiydi...
Amma velakin istatistiklere bak; Fenerbahçe'nin yaptığı faul 18, Gençlerbirliği'nin yaptığı faul 15... Fenerbahçe'nin gördüğü sarı kart 1, Gençlerbirliği'nin gördüğü sarı kart 4...
Fenerbahçe'nin gördüğü sarı kart hakeme itiraz sonucu, Gençlerbirliği'nin gördüğü 4 sarı kartın 4'ü de faul sonucu...
ANKARAGÜCÜ'NDE EZİLMİŞ
15 faul yapan Gençlerbirliği'ne 4 sarı kart çıkmış; yorumlar yapıldı, 4'ü de doğru, hiç kimse itiraz edemez. Ben de olsam o sarı kartları gösteririm. Buna karşılık 18 faul yapan Fenerbahçe'ye bir tane faul sarı kartı çıkmamış ve o faullerden bir tanesi ekrana gelip tartışılmadı ki 7 tanesini de Gökhan yapmıştı. Aynı adam...
FIFA diyor ki 'Aynı adam ısrarla faul yapıyorsa uyarın ve kart gösterin.' Gökhan bu sene çok formsuz, çok kötü oynuyor. İsmail Kartal yönetiminde... Galatasaray adına Allah razı olsun. Türkiye'nin gerçekten dünya çapında bir sağ bekini ne hale getirdiler! Durduramayınca faul yapıyor. Kasti fauller yapıyor, akın kesme faulleri... Doğrudan sarı kartı, uyarı olmadan gösterecek.
Gelişmekte olan hücumu kesmek sarı kart...
Bunlardan hiçbir tanesi ekrana gelmedi!
Gençlerbirliği'ne 4 tane takır takır sarı kart çıkaran Özgür Yankaya, Fenerbahçe'nin 18 faulüne bir tane sarı kart çıkarmadı. 'Şu faullerden birkaç tanesini seyredelim' demedi Maraton programını hazırlayanlar!
O pozisyonları kim seçiyor bilmiyorum ama ben Mustafa Denizli'nin yerinde olsaydım, ben Tümer Metin'in yerinde olsaydın 'Ya şu Fenerbahçe'nin yaptığı faulleri de bir görelim' derdim.
Mustafa Denizli bilmez mi, Tümer Metin bilmez mi, Şansal Büyüka bilmez mi; hakemin şaşkını çaldığı düdükte ve gösterdiği kartla hata yapar. Hakemin akıllısı çalmadığı ve göstermediği ile taraf tutar. 'Bir de şu 18 faulü görelim bakalım' demedi Mustafa Denizli, demedi Tümer Metin!
Niye demedi; bunları diyen Erman Toroğlu'nu kovdular çünkü... Türkiye'nin efsane televizyoncusu Erman Toroğlu niye kovuldu?
Seversiniz-sevmezsiniz o ayrı ama Erman, Türkiye'nin efsane spor televizyoncusudur. Niye kovuldu? Çünkü Erman aklına geldiği gibi konuşuyordu ve Fenerbahçe'yi savunmak aklından hiç geçmiyordu. Tam tersine üstüne üstüne gidiyordu.
Çünkü yıllarca Ankaragücü'nde oynamış, büyük takımlara karşı hakemlerin nasıl kendisini ezdiğini yaşayarak görmüş, onun da verdiği öfkeyle özellikle büyük takımların hatalarını affeden hakemlerin canına okuyordu.
Yaşatmadılar!.. Şimdi öyle olunca da Mustafa Denizli ile Tümer Metin 'Kardeşim şu Gökhan'ın yaptığı faulleri de biraz görelim' demedi.
Şimdi 'Lig TV Fenerbahçeli' dediğim zaman bana kızıyorlar. 'Hadi göster bakalım' diyorlar.
Gösterdiğinle değil, göstermediğinle Fenerbahçelisin.
Fenerbahçe-Gençlerbirliği maçının son dakikası oynanıyor. Fenerbahçe'nin bir pozisyonu vardı. Açıldı top ve Gençlerbirliği'nin 'penaltı' diye itirazı oldu. Gençlerbirliği oyuncuları hakeme 'penaltı' diye itiraz ettikleri halde Lig TV son dakikadaki o pozisyonun tekrarını yapmadı. Gençlerbirliği kalesi önünde kaçan pozisyonu tekrar tekrar vermeye devam etti. Fener zaten 2-1 galip; o pozisyonu göstersen ne olacak, göstermesen ne olacak!
Diğer tarafta penaltı itirazı var. Bir şüphe kalmasın.Hayır! 'Ya penaltıysa!..'
LİG TV TARAFSIZ DAVRANMIYOR
Bunların hepsi o yap-bozun yerli yerine oturan parçaları... Ben Türkiye'nin en büyük maç seyircilerinden bir tanesiyim. Her maçı izliyorum.
Gelsinler de bana bir anlatsınlar bakayım.
Nasıl tarafsız yayıncılık yaptıklarını lütfen bana bir anlatsınlar. Hepsi de arkadaşım.
Ben de onlara, şimdi sana söylediklerimi bir sorayım bakalım. 'Niye' diyeyim. 'Niye Fenerbahçe aleyhine olan pozisyonların tekrarında çok cimri oluyorsunuz da lehine olan pozisyonları milletin gözüne sokana kadar yayınlıyorsunuz?' diye bir sorayım.

Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı Galatasaray Odeabank'ı 56-48 mağlup eden Fenerbahçe kazandı.
Geçen yılın Avrupa Ligi şampiyonu Galatasaray'dan ortada pek eser yoktu.
Galatasaray iyice zayıflamış. Saçma sapan bir takımdı Galatasaray... Fenerbahçe'de eli tutan iki tane adam vardı.
Zaten basketbolumuz ona döndü. Kimin eli tutarsa...
Geçen sene özellikle Işıl'ın yönetiminde Galatasaray iyi basketbol oynuyordu. Şimdi 'atan kazanıyor'a döndü iş... İyi atan Fenerbahçe de maçı kazandı.

RÖPORTAJ: BÜLENT CAN

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.