Gerginlik etkiledi

Ukrayna maçında beraberlik bekliyordum ama rahat olsak kazanırdık.

Ukrayna, Türkiye ve İzlanda... Bu üçlünün aralarında oynadığı maçları beraberlik ağırlıklı maçlar olacağını tahmin ediyordum. Dolayısıyla Kosova ve belki birkaç maç sürpriz yapabilecek Finlandiya'yı ayırıyorum ama bu üç takımın oynayacağı maçların, kadro ve oyun yapılarına baktığımız zaman beraberliğe yakın gideceği gözüküyordu. Hırvatistan aslında bu üçlü gruba zaman zaman katılacaktır ki bizim maçta bunu gösterdiler. Yani bu dört takımın aralarında oynadığı 6'şar maçtan 18 puan alan çıkmaz, hatta 18'i bırak, 12 alan bile zor çıkar. Ukrayna-İzlanda:
1-1, Hırvatistan-Türkiye: 1-1, Türkiye- Ukrayna: 2-2. Oyunlar da skora göre değişecektir. Tıpkı dün olduğu gibi...
Üçüncüyü bulabilirdik Ukrayna maçta 2-0'ı yakaladı, 3'ü kaçırdı..
2-0'lar her zaman tehlikeli sonuçtur.
Bizim için 2-1 geldi, 2-2 geldi, hatta 3'üncüyü de bulabilrdik. Shevchenko'nun takımı prensip olarak tam deplasmanda kalabalık orta sahayla oynayıp ayağa oynayarak baskıyı kırmak, topa sahip olmak ve pozisyon bulmak istedi. Fatih hoca, önde baskılı oynamak için 4-2-4 diyebileceğimiz bir kadroyla çıktı. Niye 4-4-2 demiyorum, çünkü çift santrfor Cenk ve Enes dışındaki oyunculardan sağda oynayan Emre Mor asla orta sahaya yardımcı olmaz. Solda oynayan Hakan ise zaman zaman olur. Bu yüzden 4-4-2 diyemiyorum.
O yüzden önde basmak lazımdı.
Fakat Ukrayna'nın orta saha kalabalığını Fatih hoca hesaplayamadı ve Ukrayna ne istediyse ne düşündüyse onu yaptık.
Fatih hoca doğruyu yaptı Normalde 2-0 geride oynayanlar tek santrfora düşmez ama Fatih hoca orta sahayı kalabalıklaştırarak doğru yaptı. İlk yarıdaki boşluğu, Tolga, Kaan ve Ozan'la çözdü. O yüzden Emre'nin Hakan'ın dönmemesi çok handikap olmadı. Dolayısıyla oyun da bize döndü. Bir de ilk yarı ikinci viteste oynarken dörde çıkınca rakip yorulurken biz hırsımızla birlikte çocuklar, direnç ve reaksiyon gösterdiler ve kazanmak için her şeyi yaptılar. Açıkçası maçın başlangıcı ve gidişatına baktığımız zaman elemelerde kötü sonuç değil. 0-2'den 2-2'ye gelmek turnuvadaki ciddi klasmandaki bir rakibimiz karşısında kayıp olmaktan çıktı. Benzer bir maç İzlanda'yla olacaktır zaten.
Çok gergin başladık
Kötü tarafımız çok gergindik. İlk yarının sonlarında buluğumuz golden sonra güvenimiz geldi. İyi tarafımız da buydu.
Genel anlamda baktığımızda şu dikkat çekici, takım olarak akan oyunda da goller bulmamız lazım. Hep duran toplarla buluyoruz. İlk yarı ile ikinci yarıdaki fakı Fatih Terim gözden geçirmeli, ki geçirir, bu maçları ona göre oynamalı. Oyunun son bölümünde rakip yoruldu, artık çıkamaz hale geldi, hoca da Volkan'ı aldı ama malesef bu hamlede verim alamadık.
Sevimli çocuk Emre Mor
Bir de sevimli bir çocuktan bahsetmek istiyorum, yani Emre'den... 90+2'de bir frikik oldu. 90+4'te atılandan 7-8 metre daha yakındı kaleye. "Ben atacağım, ben atacağım" diye topu kaptı, Hakan'ın yüzdesinin çok olduğu bir yerde... Muhtemelen hocanın sesi kısılmıştır, çıldırmıştır kenarda.
Emre işgüzarlık yaptı. Hadi işgüzarlık ağır diyelim, çocukluğuna verdim ama futbol her yaş grubu için ciddi bir durum. Hakan için penaltı orası.
Aman bir daha bulaşma Emrecim.
İzlanda'da kaybetmediğimiz takdirde durumumuz kötü değil ama kazanırsak durum çok iyi olur...

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.