Spor yazarları Beşiktaş-Galatasaray maçını değerlendirdi
- Beşiktaş Galerileri
- Giriş Tarihi: 28 Ekim 2019 Pazartesi , 07:44Güncelleme Tarihi: 28 Ekim 2019 Pazartesi , 07:50
ZEKİ UZUNDURUKAN - BEŞİKTAŞ ÇOK İSTEDİ
Umut Nayir, maç boyunca o kadar çok pozisyona girip, kaçırdı ki... Kaçırsa bile ceza sahasına gelen her topla buluşan golcü, iyi bir forvettir. Çünkü bu pozisyonlardan birini atar zaten. Öyle de oldu derbide. Caner'in ortasına uçarak öyle güzel bir kafa vurdu ki Umut Nayir, top ağlara gitti.
Üstelik de Marcao'nun yakın markajına rağmen. Abdullah Avcı, Umut Nayir'de ısrarla devam ederse, ilerleyen maçlarda Umut daha da özgüven kazanıp, Beşiktaş'ı sırtlar. Maçın ilk yarısına baktığımızda Feghouli, Babel ve Vida'yı bir kenara koyarsak, sahadaki diğer yabancılar sıradandı... Tamam anlıyorum para yok, o yüzden kiralık ya da ucuz yabancılar almak zorunda kalıyor takımlarımız.
Böyle vasat oyuncular alıp, kulüpleri borca sokmak yerine almayın kardeşim. Veya 5 yabancı yerine 2 alın, takıma katkı versin; kenarda oturmasın! Galatasaray ilk yarıda rakip kaleye tam 7 şut çekti ama 7'si de kaleyi bulmayan şut!
Adem Büyük oyuna girdikten sonra Galatasaray, golle burun buruna geldiği pozisyonlar yakaladı Beşiktaş kalesinde. Ama gününde bir Karius vardı kalede. Çok başarılı bir maç çıkardı. Beşiktaş tribünlerinin takımlarına verdiği destek de muhteşemdi.
Beşiktaş bu derbi galibiyeti ile komadan çıktı. 'Yeni yönetimin, futbolculara sahip çıkması, ödemelerini yapması sahaya olumlu yönde yansır' demiştim A Spor'daki yayınlarımda. Öyle de oldu. Beşiktaş 3 puanı daha çok istedi ve aldı. Artık zirve yarışının içinde Beşiktaş da var. Galatasaray'da ise Radamel Falcao'nun sakatlığı tüm takımı etkilemiş gibi görünüyor...
Enerjisi ve motivasyonu düşük bir Galatasaray izliyoruz haftalardır. Son iki sezonun şampiyon takımı, nasıl bu kadar gol kısırlığı yaşar inanılır gibi değil!
İŞTE AVCI'NIN SOYUNMA ODASI KONUŞMASI! HABER İÇİN TIKLAYIN...
REHA KAPSAL - BAŞARI İÇİN HAZIRLIK
Maç önüne baktığımızda, iki takımın olumsuz yönde birbirine benzer çok özelliği göze çarpıyordu. Moralsizlikleri, formsuzlukları, plansızlıkları, bu önemli maç öncesi iki takımın da ideal santrforlarının sakatlıktan dolayı forma giyememesi, sıkıntılarını net bir şekilde anlatıyordu. Siyah-beyazlılar ön alan baskısıyla G.Saray'ı hataya zorlayarak, ilk 10 dakikada 3 tane net pozisyon kaçırdı ve birçok pozisyonu da değerlendiremedi.
Eldeki oyuncularla en akıllı oyun; ön alan ve orta sahada baskı yapmak, kazandığı topla da direkt kaleye gitmek. Her iki devrede de bu oyun planını eksiksiz yerine getiren siyahbeyazlılar, galibiyeti fazlasıyla hak ettiler. Burada Beşiktaş'ın eksikliği, son vuruştaki beceri eksikliği.
G.Saray'ın eksikliği de bu baskıdan hiçbir plan dahilinde çıkamaması. Zaten ilk yarı 36 kezle Elneny en fazla topla buluşan oyuncu, 33 kez de Muslera'nın buluşması ilk yarı için G.Saray'ın oyun özetini anlatıyor.
Sarı-kırmızılılarda Beşiktaş'a göre yetenekli ve zeki oyuncular olsa da çalışmadan başarılı olamazsın. G.Saray'da sezon başından beri saha içi plansızlığı kadar oyuncuların coşkusu ve kazanma arzusu da çok eksik. Saha içinde oyuncuların oynadığı pozisyonda, hücum ve defansta anlamlı dağılım vermesi, futbolda çok önemlidir. Beşiktaş, oyuncuların iç içe geçmediği, saha içi yerleşimini çok iyi yaptı.
G.Saraylı oyuncular, ligde, Şampiyonlar Ligi'nde oynadığı oyunların özetini bu akşam yine oynadı. Saha içinde oyuncuların, hem hücum hem savunmada birbirine yakın mesafe ayarlarını doğru ayarlanmamış şekilde aldığını gördük. Futbolda en önemli şey; top rakipteyken savunmanın takım halinde yapılmasıdır. G.Saray sezon başından beri tek başına rakiplerine karşı 'Muslera savunması' yapıyor.
G.SARAY'A FALCAO GÖNDERMESİ! HABER İÇİN TIKLAYIN...
Bir yanda planlı, coşkulu, oyuna akıl koyan, maça iyi hazırlanmış bir Beşiktaş, diğer yanda plansız, coşkusuz, oyuna akıl koyamayan kötü hazırlanmış G.Saray. İki takım arasındaki en temel fark şuydu; başarı için hazırlık yapmıyorsan, başarısızlık için hazırlık yapıyorsun...
SİNAN VARDAR- HARİKASIN AVUKAT
Beşiktaş için yeniden diriliş maçıydı. Siyah-beyazlı takım ezeli rakibini yenerken 3 puandan fazlasını aldı. Gurur, güven ve lige ortak olmanın dışında Beşiktaş taraftarın yeniden gönlünü kazandı. Tabii bir de gelir gelmez büyük sorunlarla boğuşan Çebi yönetimine de bu galibiyet büyük moral oldu.
Maça gelirsek... Beşiktaş takım olarak çok istedi. Galatasaray ise belli ki Dolmabahçe'ye beraberlik için gelmişti. Beşiktaş önce rakibini test etti, ardından da rakibinin açıklarını iyi değerlendirmek istedi. Dün sahanın yıldızı hiç kuşkusuz ki; 37 yaşında olmasına rağmen yüreğini ortaya koyan Atiba'ydı. Vida savunmada hatasız oynarken, Roco'nun da hatalarını gidermeye başladı. Gökhan Gönül sakatlığı devam etmesine rağmen son 7 dakikaya kadar savaşırken oyundan çıkarken de hak ettiği alkışı aldı.
Ligin en çok asist yapan ikinci futbolcusu olan Caner yine nefis ortayla golün asistini yaparken taraftarlarla da barıştı. Tabii ki sahada basmadık yer bırakmayan Rebocho ve kalesinde güven veren Karius ve tüm Beşiktaşlı futbolculara şapkamı çıkarıyorum. Golün ismi Umut Nayir'a gelince...
Ben onda Feyyaz Uçar esintisi görüyorum. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okuyan Umut sahada da aklıyla futbolunu oynuyor. Umut'a daha çok süre verilirse Beşiktaş kazançlı çıkar. Sayın Avukatım dünkü futbolun ve nefis golün için teşekkürler... Beşiktaş kazanınca Abdullah Avcı da derin bir nefes aldı. Sevgili hocam top sen de artık.
Ne yalan söyleyeyim dünkü maçın ardından yaşanan sevinci çok uzun zamandır özlemişiz. Umarım Beşiktaş artık güzel günler görür. Dünkü galibiyet güzel bir başlangıç olur. Hakem az hatayla maçı bitirdi. Ancak her kararının ardından 5 futbolcunun ona itiraz etmesi bizim ligimizde görülen bir husus... Hakem yabancı olsa yapın da göreyim!
SERKAN KORKMAZ - EZBER BOZMAK
Galatasaray bir felakete doğru sürükleniyor. Dün akşamki maçın sonucundan bağımsız söylemek gerekirse Şampiyonlar Ligi'nde Brugge'ü yenip Avrupa Ligi'nde devam temek eldeki en ulaşılabilir hedef olarak gözüküyor. Galatasaray'ın ne oynadığı ne oynamak istediği hatta ne oynaması gerektiği son derece belirsiz. Süper Kupa maçıyla beraber 13 resmi maç geride kaldı.
Yani sezonun 3'te 1'i bitti. Ortada hala bir plan, 90 dakika ayakta kalabilen futbolcular ve iyi bir futbol yok. Dün akşam bekelenen performanstan daha iyi olan tek isim Feghouli'ydi. Teknik direktör Fatih Terim'in ilk yapması gereken kendi ezberini bozmak.
Çok net konuşmak gerekirse Adem Büyük, Jimmy Durmaz, Taylan Antalyalı hatta Emre Taşdemir ve Selçuk İnan sahadaki futbolcular yerine 11'de sezon başından beri kullanılsa ligde ve Avrupa'da durum bundan kötü olur muydu? Bence sahaya sürülen kadroda köklü değişiklere gitmenin zamanı çoktan geldi.
Lig şampiyonluğu için Galatasaray'ın bu sezon treni kaçırmak üzere olduğu çok net görülüyor. Fatih hoca, en azından Brugge maçı ve Ziraat Türkiye Kupası'na dair daha diri ve yeni bir takım kurgulamak zorunda. Beşiktaş taraftarının yoğun tepkisine rağmen Feghouli ile birlikte Babel takımın en etkili ismiydi. Lemina'nın neden bu kadar uzun süre sahada kaldığını anlamadım. Seri de Selçuk İnan da hatta Taylan Antalyalı da en az onun kadar oynardı diye düşünüyorum.
TURGAY DEMİR - BEŞİKTAŞ EZDİ
Galatasaray bu yenilgiden ders alır mı bilmem ama Beşiktaş almalı! En başta da Abdullah hoca... Bu takım kendi yarı sahasında top çevirerek beklemez, bekleyemez. Bu durum her şeyden önce genlerine aykırı. İşte dün transfer şampiyonu Galatasaray karşısındaki manzarayı gördük. Öne oynayan Beşiktaş hem karşı kalede çok pozisyon buldu, hem kendisi pozisyon bulmadı.
Hikaye bu kadar basit; Beşiktaş öne oynamalı. En önde gencecik Umut var ve sağ-sol kanattaki Lens'le Diaby'de hiç icraat yok. Buna rağmen her topa vurdu Umut, kimine iyi vurdu, kimine kötü ama vurdu.
Caner haftalardır bu takımın en iyisi ama işler kötü gidince o da yuhalanmıştı. Dün yine muhteşem bir orta yaptı ve golü attırdı. Ligin asist kralı olacak vesselam. Beşiktaş muhteşem oynadı, Mete Kalkavan maçın üstünü, başını kırıştırmadı, gördüğünü çaldı, hak edene kartını çıkardı. Hal böyle olunca pozisyon bulamayan bir Galatasaray ve rakip kale önünden ayrılmayan bir Beşiktaş izledik.
Umut biraz tecrübeli olsa skor farklı da olabilirdi. Galatasaray'ın en kritik oyuncuları Belhanda yine sahada yoktu, Feghouli ona keza. Babel'i ise deyim yerindeyse Beşiktaş'ın muhteşem taraftarı taca çıkardı. Falcao Galatasaray'ın ayarını bozdu, Belhanda ve Feghouli işi bıraktı. Gerçek bu. Tabii görmek isteyenler için. Peki bu galabiyet Beşiktaş'ı yarışa ortak eder mi; eğer Avcı eski sisteme dönmez ve takıma öne oynama izni verirse neden olmasın!?